Mimar Turgut Cansever, İstanbul Deprem Çalışma Grubu tarafından hazırlanan depreme karşı yeni şehirler oluşturma projesini anlattı. Cansever, "İnsanları depremden korumanın en iyi yolu, zemin etütleri iyi yapılmış, altyapı, sosyal yapılar ve iş olanaklarıyla donatılmış yeni şehirler kurmaktır. İstanbul'da yaşayanlar adeta demiryoluna yatıp treni bekleyen kişi konumundalar" dedi. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü'ndeki KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Cansever, jeolog, mimar ve hukukçu gibi uzmanlardan oluşan İstanbul Deprem Çalışma Grubu'nun depreme dayanıklı şehirler oluşturma konusunda çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.

Büyük deprem yakınımızda

Cansever, bu çalışmalar kapsamında İstanbul'da muhtemel bir depreme karşı neler yapılabileceğinin ele alındığını ve bu konuyu yerli-yabancı çok sayıda uzmanla tartıştıklarını ifade ederek, "Bilim adamları, 15-20 bin yıldan bu yana İstanbul'un her 5 asırda bir, büyük ve yıkıcı bir depremle karşılaştığını ortaya koyuyor. İstanbul son olarak 1509'da böyle bir deprem yaşadı ve 17 Ağustos, büyük depremin ilk habercisi oldu" diye konuştu.

Yapılan araştırmalarda, İstanbul'daki binaların yüzde 80-82'sinin projesiz olduğunun belirlendiğini dile getiren Cansever, yüzlerce mimar yetiştiren hocaların çizdiği projelerin bile depreme karşı dayanıksız olduğunun ifade edildiği bir durumda, projesiz binalarda yaşayan insanların adeta demir yoluna yatarak treni bekler gibi depremi beklediklerini kaydetti.

Projesiz bir binanın güçlendirilemeyeceğini de ifade eden Cansever, "Türkiye'de sağlamlaştırma işini yapacak teknik kadro mevcut değil. Bu kadro ancak 15-20 yılda yetiştirilebilir. Sonuç olarak, yeni yerleşim birimleri oluşturulmasının en uygun çözüm olabileceği kanaatine vardık. Ekonomiyi ve insanları depremden korumanın en iyi yolu, zemin etütleri iyi yapılmış, altyapı, sosyal yapıları ve iş olanaklarıyla donatılmış yeni şehirler kurmaktır'' şeklinde konuştu.

"İş ve okul olursa gideriz"

İstanbul'un çevresinde yeni şehirler oluşturma konusunda hazırladıkları raporu Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık başta olmak üzere üst düzey devlet birimlerine gönderdiklerini belirten Cansever, tepkilerin de olumlu olduğunu vurguladı. Yetkililerin projenin gerçekleşmesi için arazi tahsisi gibi konularda söz verdiğini dile getiren Cansever, bunun sağlanması halinde Dünya Bankası'nın bir finans organından 150 milyon dolarlık kredi olanağı elde edilebileceğini anlattı. Turgut Cansever, böylelikle tüketiciye uygun ödeme koşullarında ev verilebileceğini, bu yöndeki çalışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi. Cansever, İstanbul'da yaptıkları geniş kapsamlı bir ankette, kirada oturanların tamamına yakınının, ev sahiplerinin ise yüzde 78'inin, kendilerine iş, altyapı ve sosyal imkanlar sağlanması halinde istenen herhangi bir bölgeye göç edebilecekleri sonucunun ortaya çıktığını da ekledi.

KOSGEB, büyük imkan

Yeni açılan KOSGEB binasının sanayi gruplarına hizmet etmek için kurulduğunu belirten MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Hasan Büyükdede, işadamlarının projeler üreterek bu imkanı kullanmaları gerektiğini belirtti. KOSGEB gibi sistemlerin işlemesinin proje gibi prosedürlerin yerine getirilmesiyle mümkün olacağını vurgulayan Büyükdede, girişimcilerin KOSGEB bünyesinde Ar-Ge ve marka oluşturma gibi konularda danışmanlık, eğitim ve bilgisayar yazılım desteği gibi birçok konuda destek bulabileceklerini de kaydetti.