|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye'nin sınır ötesinde yeni bir Beyrut'un oluşmakta olduğunu söyleyen AK Parti Milletvekili Çömez, "Türkiye Irak'a sadece askeriyle değil, işadamlarıyla, sivil kuruluşlarıyla gitmeli" dedi.
Irak'ta bir haftadır temaslarda bulunan AK Parti Milletvekili Turhan Çömez, "Türkiye'nin Irak'a sadece askeriyle değil, işadamlarıyla, sivil inisiyatifle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve sosyolojik altyapıyı çok iyi dizayn ederek gelmesi gerektiğini" söyledi. AK Parti Milletvekilleri Turhan Çömez ve Cevdet Erdöl ile işadamları, teknik elemanlar ve mühendislerden oluşan Türk heyeti, Bağdat'taki temaslarını tamamlayarak Irak'tan ayrıldı. 'İkinci Beyrut kapıda' Bağdat'tan ayrılmadan önce temaslarını değerlendiren Çömez, sınırın hemen ötesinde "karmaşık bir yapı, yeni bir Beyrut" oluşmakta olduğunu gözlemlediğini, bu bakımdan, Türkiye'nin önce kendi güvenliği açısından, sonra da ulusal çıkarları, ticaret ve siyaset açısından buralarla ilgilenmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti. Türkiye'nin, sınırın hemen ötesinde yeniden şekillenen bir yapıya kayıtsız kalmasının sözkonusu olamayacağını ifade eden Çömez, "Dolayısıyla Türkiye topyekün buraya gelirse, bir süre sonra çekilse bile, Türkiye'nin mührü, buradaki kalıcılığı uzun süre devam edecektir, çünkü bizim bu insanlarla çok önemli tarihsel bağlarımız" diye konuştu. Provokasyon ihtimali' Kendilerinin de bazı çekinceleri bulunduğunu kaydeden Çömez, bu topraklarda provokasyon ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. Tespit edilemeyen terör örgütleri tarafından provoke edilecek bazı çatışmalarla Türk askerinin taciz edilmesi, askerin zorda bırakılmasının da söz konusu olduğunu ifade eden Çömez, "Bu kadar komplike bir yapı içinde Türk askerinin sorunsuz çalışmasını beklemek çok iyi niyetlilik olur doğrusu" ifadesini kullandı. Çömez, sözlerini şöyle noktaladı: "Ben inanıyorum ki, Türkiye büyük bir devlet olduğunu burada gösterecek, vereceği kararla, açılımlarla, stratejik çalışmalarla bu coğrafyada önemli ve bölgesel bir güç merkezi olduğunu bütün dünyaya gösterecek ve hem Ortadoğu'da, hem İslam âleminde, hem ABD nezdinde, hem de AB ülkeleri nezdinde yeniden önemli bir prestij kazanacaktır."
|
|
|
|
|
|
|