|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
UEFA fatihi Gençlerbirliği'nin "fiyakasını" Denizlispor bozdu. Sporting Lizbon'u Portekiz'de "bozguna" uğratan Gençlerbirliği dün yenilgiye adeta "davetiye" çıkarttı. Bu takımda 90 dakika boyunca kimin ne yaptığı belli değildi... Savunmada El Saka ve Ümit'in olmayışı göze batan birinci faktördü. Bu iki futbolcunun yokluğunda savunmanın ortasının namusu, bu sezon ilk kez forma giyen Bülent Akın ile Deniz'e emanet edilmişti. Bu görüntüdeki Ankara takımı, öyle zor durumlara düştü ki, sonunda buraya genç Serkan'ı monte etmeye çalıştı. Denizlispor ligin "taş gibi" takımlarından birisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Savunmada ne yaptığını bilen, Orta alandan çabuk çıkan, ileri üçlüde yer alan Ersun ve Timuçin'e yararlı toplar atmasını bilen misafir ekip, böylece ne denli bir takım olduğunu, biz Ankarılılara da gösterme fırsatını elde etti. Dediğim gibi UEFA kupasının "fiyakalı" takımı Gençlerbirliği, savunmasının ortasındaki eksiklikler ve biraz da yorgunluğu ile ortaya çıkarken, karşısında ne yaptığını bilen Denizlispor olunca sonuç kendiliğinden karşımıza dikildi. Dünkü maçta dikkatimi çeken diğer bir hususta, her iki takım futbolcularının hakeme lüzumsuz itirazlardan dolayı sarı kart görmeleriydi. Ankara takımından Deniz ve Skoko ile Denizlispor'dan Serdar ve Çağdaş'ın sarı kart görmelerindeki gerekçe hep "gereksiz" itirazlar sonucu gerçekleşti. Bu görüntüler olmasaydı, Denizlispor ve Gençlerbirliği'nin daha güzel bir futbolu ortaya çıkabilirdi. Herşeye karşın, Denizlispor "akıllı" futbolunu net bir skorla süslediği için bu ekibi kutlamamız gerekir. İç sahadaki başarısının yanı sıra, deplasmanlarda rakiplerini "kepaze" eden Denizlispor'un bu durumunu dikkate almayanların sonunun ne olduğunu dün bir kez daha gördük. Aklı hala Lizbon'daki başarıda bulunan Gençlerbirliği'nin bu görüntüsü yenilgiye "davetiye" çıkartmaktan başka bir iş değildi. Sonunda Denizlispor bileğinin hakkı ile üç puanı kazandı. Hem de, daha üç gün öncesinin UEFA fatihi Gençlerbirliği'ni Ankara'da 3-1 yenerek... Ne diyelim. Kazananı kutlarken, Gençlerbirliği'nin "fiyakasının" bozulmasının üzerine durmamız gerekir. Zira, bir takım daha üç gün öncesinin "süper" başarılı bir takımın, bu denli "şuursuz" futbol oynamaya hakkı yoktu da, ondan...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |