Usta iki ayağı Tümer ve Sergen ile oynamak isteyen Lucescu, yine her zamanki gibi garantili ve kontrollü oyunu tercih edip ilk etapta gol yememeyi hedeflemişti. Ama futbolcuları bu maçı kazanma azmindeydiler.

Şükrü Saraçoğlu Stadı özellikle rakip büyükler için adeta bir cehennem. Seyirci müthiş baskı kuruyor ve futbolcular da bu baskıyla futbol oynama arzularını dakikalar geçtikçe yüksekte tutuyorlar. Ancak ilk yarıda Van Hooijdonk'un frikiğini saymazsak oyunun tek gol pozisyonu Sergen'in 20. dakikada geçen sezonda Galatasaray'a attığı golün bir benzeri oldu. Ancak usta ayak topa yavaş vurduğundan mutlak gol pozisyonu Recep'in kucağında kaldı. Fakat büyük usta 52. dakikada klasını konuşturarak Recep'in şaşkın bakışları arasında golü buldu.

Ancak bu gol Fenerbahçe'ye bir ilaç gibi geldi. Sarı-Lacivertliler inanılmaz bir baskı kurarak Beşiktaş kalesini adeta ablukaya aldılar ve Kanaryaların gol ayağı Van Hooijdonk ile beraberliği sağladılar. Golden sonra Beşiktaş defansı daha da panikledi ve hata üzerine hata yapmaya başladı. Yine Van Hooijdonk sahneye çıktı ve Fenerbahçe'yi 2-1 üstünlüğü taşıdı. Lucescu geç kaldığı değişiklikleri yaptıktan sonra Beşiktaş oyunda dengeyi sağladı ve Tümer'in ortasında yine kaleci Recep'in hatasından faydalanan Ahmet Hassan ile beraberliği sağladı.

Beşiktaş'ın klas golcüsü İlhan'ın tüm maç boyuncu Fenerbahçe kalesine tek şut dahi atamaması özellikle dikkat çekti. Her halde milyarlık ayakkabıları İlhan'a uğur getirmemiş olacak diyerek şimdilik ona gelecek için de şans tanıyalım.

Sarı-Lacivertliler tüm maçlarını özellikle ikinci yarıda yaptıkları müthiş presle oynasalar puan cetvelindeki yerleri daha farklı olabilirdi.

Her iki takımın beraberlikle kaybettiği puanlar bence Galatasaray'ın hanesine yine de kâr olarak geçecek. Malatya maçını kazansalardı haftayı en kârlı bitiren takım olurlardı ama bunu beceremediler. Kartal da namağlup ünvanını korumuş oldu.

HÜROL BİLAL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu