|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KKTC, 14 Aralık'ta seçime gidiyor. Bu seçimin tarihi bir önem taşıdığına şüphe yok. Türkiye'de birçok kişi, Kıbrıs'taki seçimlere kronik bir sorunun aşılması açısından önem atfediyor. "Türkiye'nin AB üyeliğine gölge edilmemeli. Kıbrıs, bir an önce sorun olmaktan çıkmalı" görüşünü savunanlar bu seçimleri çözümün önemli bir dönemeci olarak görüyorlar. Bu çok makul ve anlaşılabilir bir tutum. Ancak Kıbrıs üzerine siyaset yapan veya kanaat belirtenlerin bir nebze de olsa Kıbrıs'taki siyasi durumu, kamuoyunun kanaatlerini ve siyasi aktörleri nazara almaları gerekmez mi? KKTC'de seçime hangi partiler katılıyor, kim ne diyor, kim ne istiyor? Bunlar hiç mi önem taşımıyor? Ortada tespit ettiğimiz bir gerçek varsa, Kıbrıs'ta sandığa oy atacak seçmen kitlesinin de bu gerçeği paylaşması gerekmiyor mu? Elbette... Çözüm olacaksa Kıbrıs halkının iradesi, siyasi partilerin tutumu, siyasi aktörlerin tavırları çok belirleyici olacak. Öncelikle şunu tespit etmek gerekiyor:
Bununla birlikte Kuzey Kıbrıs'ta AB üyeliğine yönelik kanaatlerin Türkiye'dekine göre daha olumsuz olduğu ve bir referandum yapılsa % 40'lara yakın "red" çıkacağı görünüyor. Yani Türkiye'de AB'yi desteklemek ile KKTC'de desteklemek aynı anlama gelmiyor. Normal şartlarda AB'ye olumlu bakacak kesimler bile "ulusal değerleri muhafaza etme" mücadelesinde Annan Planı'na, Rumlar'a, AB'ye (hepsini bir kefeye koyarak) karşı olma psikolojisine giriyorlar. Kuzey Kıbrıs'ta partiler arasındaki saflaşma çok keskin bir mahiyet taşıyor. Bu keskinliğin artması, ortadaki oyların sağ bloka doğru kaymasını sağlıyor. Ülkedeki kutuplaşmanın artarak, siyasetin "milli bir dava" ve "işbirlikçi ihanet" seçenekleri arasında sıkışmaya başlamasının hükümetin işine yaradığını söylemek abartı olmaz. Kıbrıs halkı genel olarak "açılım" politikalarını destekliyor. Kuzey ile Güney arasındaki serbest geçiş uygulamasının % 75'ler oranında destek bulması, bunu göstermektedir. Herkes çözümü arzular bir durumda, ancak çözümün somut şekilde tanımlanmaya başlaması, çözüme verilen desteği azaltıyor. Çünkü çözüme götüren adımların çoğu, taviz olarak algılanıyor. Kuzey Kıbrıs halkı çözümsüzlükten bıkmış, yani çözümsüzlüğün ülkenin gelişmesinin önünde ciddi bir engel olduğunun farkında. Ancak kazanılmış haklardan geriye gitme ve bugünleri dahi arama kaygısı, çözümsüzlüğü çok sığ ve dar bir alana hapsetmiş durumda. Bu şartlarda, çözümü isteyen partilerin bir dizi hassasiyeti nazara alarak politika yapması gerekiyordu. Bu hassasiyetlerden devlete yönelik olanlarına belki "değiştirilmesi gereken yanlış kabuller" olarak yaklaşılabilir. Ancak bu kabullerin halk düzeyinde bir tutum ve siyasal davranış haline gelmiş olduğu gibi bir gerçek varsa, bunun ıskalanması ciddi bir hata olur. Yani Kıbrıs'taki statükoyu eleştirmekle (milli hassasiyetleri paylaşan Kıbrıslı) toplumsal kesimleri, Türkiye devletini ve hükümetini görmezden gelerek politika yapmak, iyi ayırt edilmeliydi. Bu noktada yapılan bazı hataların ciddi bir kutuplaşmaya sebep olduğu ve seçimlerin kaderini etkileyebilecek bir duruma geldiği söylenebilir. Türk siyaseti için gözlemlediğimiz bir durum var: "Sistem, sistem karşıtı bir güç tarafından dönüştürülmeyi kabul etmiyor". Yani "sistemin temel hassasiyetlerini gözetmek" ve "sistemi revizyondan geçirmek" arasındaki ilişkinin doğru kurgulanması gerekiyor. AK Parti hükümetinin bugüne kadar "devletin değiştirilemez ilkeleri"yle milletin "vazgeçilemez değer ve beklentileri" arasındaki dengeyi iyi gözettiği söylenebilir. Benzer tavrın Kıbrıs'taki siyasi aktörlerce de dikkate alınması gerekiyor. "Korunması gerekenler"le, "değiştirilmesi gerekenler" doğru tespit edilmeli ve iyi anlatılmalı. Türkiye'de de Kıbrıs'la ilgili siyaset üretenlerin, Kıbrıs'taki siyasi tabloyu ve aktörleri dikkate almadan başarıya ulaşmaları mümkün görünmüyor. Bu gerçekten hareketle AK Parti hükümetinin de diğer konularda olduğu gibi Kıbrıs konusunda da "reel olan"la "olması gereken" arasındaki dengeyi gözetecek gibi gözüktüğü söylenebilir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |