|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul'daki medya-plaza'larda mevzilenen Türk medyası, İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırılarının gerçek mahiyetini haberleştirme konusunda kelimenin tam anlamıyla sınıfta kalmıştır. Düşünsenize: İstanbul gibi dünyanın en büyük metropollerinden biri bir hafta içinde ard arda iki kez büyük terör saldırılarına maruz kalıyor ama Türk halkı, bu terör saldırılarının nedenine, niçinine, mahiyetine, içyüzüne ilişkin haberleri, yorumları, analizleri Batı medyasından alıyor! İstanbul'da medya-plazalardaki fildişi kulelerinde kış uykusuna yatmayı tercih eden Türk medyası, işin kolayına kaçarak terör olaylarının yaşandığı mekanlardaki acıyı, kanı, gözyaşını yansıtmakla yetiniyor yalnızca! Böyle yapmakla habercilik yaptığını zannediyor. Bunun adı olsa olsa arabesk habercilik olabilir herhalde! Dahası, gerçek habercilik görevini ıskaladığı yetmiyormuş gibi, terör saldırılarının içyüzüne ilişkin yorum ve analizlerinde Amerikalı istihbaratçılara, politikacılara ve medyatörlere rahmet okutacak kadar Amerika'nın Sesi gibi yayın yapıyor! Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Basın Konseyi İstanbul'da bir toplantı düzenleyerek hedef saptıran incir çekirdeğini doldurmayacak kararlar alıyor: Aldığı kararlara bakın Basın Konsey'inin: Terör örgütlerinin propagandası anlamına gelecek yayınlar yapılmayacak. Teröristler, gerilla, militan gibi yüceltici sıfatlarla tavsif edilmeyecek! Artık şuna kesinkes hükmedebiliriz: Bu ülkede Türkiye'nin, Türk halkının çıkarlarını, duyarlıklarını seslendiren, dillendiren bir Türk medyası filan kalmamıştır; kaldı ki böyle bir "mahlûkât" hiçbir zaman varolmamıştı zaten! Varolmamıştı diyorum; çünkü adına Türk medyası denen medya, birinci vazifesi olarak bu ülkenin insanının bütün krizlere, zorluklara, sıkıntılara göğüs germesini mümkün kılan ve daha da önemlisi bizim dün dünya tarihinin şekillendirilmesinde kilit rol oynamamıza imkân tanıyan İslâm'ın sunduğu temel değerleri, anlam haritalarını, anlamlandırma pratiklerini tahrip ve tarumâr etmekten, paçavraya dönüştürmekten başka bir şey yapmıyor! Süflî, sığ, sapkın Batılı değerlerin Türk toplumuna enjekte edilmesinde Batılıların bile yapmaya cesaret edemeyecekleri bir işe soyunarak Batılıların papazı görevini büyük bir başarıyla yerine getirmekten başka bir becerinin altına imza atamamıştır bugüne kadar! Oysa Türk medyasının "görev"i, Amerika'nın ve İsrail'in sesi, gözü, kulağı ve kapıkulu gibi yayın yapmak olamaz hiçbir zaman! Oysa böyle bir medyaya Türk medyası denebilir mi? Ben, medyanın hem teorisiyle hem de pratiğiyle doğrudan iştigal eden bir iletişimbilimci olarak Türk medyasından Amerika ve İsrail'in kapıkulu gibi değil, Türkiye'nin gözü kulağı gibi yayın yapan gerçek Türk medyası gibi hareket etmesini; Basın Konseyi'nin de adına yaraşır bir şekilde Türk medyasını, Türk medyası gibi değil de Amerika'nın ve İsrail'in sesi, gözü, kulağı ve kapıkulu gibi yayın yaptığı için şiddetle eleştiren, kınayan kararlar almasını beklerdim. Bugün dünyanın önündeki en büyük belâ küresel medya terörüdür. Büyük ölçüde Amerika'nın ve Amerika'daki finans, akademi ve medya dünyasına hâkim olan Yahûdîlerin kontrolünde olan küresel medya rejimi, küreselleşmenin hızla yayılmasına paralel olarak sadece ABD-İsrail'in çıkarları doğrultusunda yayın yapmakta ve küre ölçekli bir medya terörü havası estirmektedir. Büyük düşünür Heidegger'in "kamera, izleyiciye yöneltilmiş bir silahtır" veya çağımızın yaşayan en büyük düşünürlerinden Paul Virilio'nun "film çekmekle (shooting film), silah çekmek (shooting gun) aynı şeylerdir" şeklindeki gözlemleri tüm dünyayı ABD-İsrail'in dümen suyuna girdirecek tarzda yayın yapan küresel medya rejiminin estirdiği medya terörü gerçeğiyle gerçek olup çıkmıştır. İstanbul'da iki büyük terör olayı yaşanıyor ve bu terör olayları, Türkiye'nin hem İslâm'la, hem de İslâm dünyasıyla ilişkilerini tarûmar edecek bir noktaya çekme amacı güdüyor. ABD Başkanı Bush ile İngiltere Başbakanı Blair, İstanbul'daki terör olaylarından hemen bir saat sonra, açıkça bu terör olayının kimler tarafından tezgâhlandığını ele veren açıklamalar yapıyorlar! Ama Türk medyası, İstanbul'daki terör olayının içyüzünü ele veren bu açıklamanın Türkiye'nin konumunu, İslâm'la ve İslâm dünyasıyla ilişkilerini nasıl altüst edebilecek bir mecraya ve maceraya Türkiye'yi yönlendirme amacı güttüğü gerçeğini mercek altına alarak tartışmak yerine ABD-İngiltere-İsrail'in bu terör olayını kendi uzun vadeli hesapları doğrultusunda yorumlama ve yönlendirme çabaları doğrultusunda yayın yapmayı tercih ediyor! Bir iki gazetede yer alan küçük haberlerle bir iki yazar dışında İstanbul'daki terör olayının gerçek mahiyeti, iç yüzü ve bu olayın Türkiye'yi nasıl bir maceraya sürükleme amacıyla tezgahlandığı gibi Türkiye için hayatî önem arzeden bir perspektifle sunmaktan ve tartışmaktan özenle kaçındı ABD-İsrail'in kapıkulu gibi yayın yapan sözümona Türk medyası. Evet, Türk medyası, bir kez daha sınıfta kalmıştır. Ama bu kez Cumhuriyet gazetesi hariç. Cumhuriyet gazetesinde Perşembe günü yayımlanan "Cephe Ülkesi?..." başlıklı başyazıda aynen şu tespitler yer alabilmiştir (Böyle şeyler ilk kez oluyor!): "Ancak unutulan bir şey var... Türkiye çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedir; ama dünyada tek laik Müslüman ülke... Batı, yani ABD ve AB bu niteliğimizi işlerine geldiği zaman anımsarlar, gelmediği zaman unuturlar; bizim ise unutmamıza imkân yoktur. Türkiye'yi İslâm dünyasına karşı kullanmak isteyen bir siyasetin Bush yönetiminde uç vermesi doğaldır; buna karşı 'teröre karşı savaş' başlığı altında Türkiye'nin kendisini İslâm dünyasına karşı kullandırması bugünden hesaplanamayacak sakıncalara gebedir... Yeni bir savaşın ileri bir karakolu ve cephe ülkesi olmaktan kendimizi sakınmalıyız" ABD-İsrail'in terörle savaş bahanesiyle İslâm'ı terörle özdeşleştirme ve Türkiye'yi de İslâm'la ve İslâm dünyasıyla ilişkilerini tahrip etme amacı güden küresel politikalarının sözcüsü gibi yayın yapan ve medya terörü havası estiren çabalarına karşı politikacılarımızın da medyamızın da uyanık olması ve Türk medyasının artık ABD-İsrail'in kapıkulluğunu yapmaktan başka bir şey yapmadığını görmesi gerekiyor vesselam...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |