|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kıbrıs'ın Kuzeyinde, pazar günü yapılacak seçim, orada yaşayanlar kadar Türkiye insanını da çok yakından ilgilendiriyor. Kıbrıs'ta yapılan hiçbir seçim şimdiye kadar Türkiye'yi bu kadar ilgilendirmemeşti. Neden? Çünkü mesele artık, sadece Denktaş kalsın-gitsin, Rumlarla anlaşma olsun-olmasın meselesi değil. Hatta mesele, sadece orada yaşayan 200 bin kadar insanın gelecekleri ile ilgili bir mesele de değil. Türkiye'nin önündeki dönemle, Türkiye'nin yakın ve uzun vadeli geleceği ile ilgili... Türkiye, AB yolunda sorunlarının üzerine cesaretle giden, demokratik bir hukuk devleti mi olacak? Yoksa kendine özgü güvenlik koşullarını ileri süren ve bu gerekçe ile her türlü değişime ve ilerlemeye karşı çıkan bürokratik odakların elinde kalmaya devam mı edecek? Bu seçimin sonucu ne olursa olsun, yaratacağı etkiler açısından Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Çünkü Türkiye'de değişime direnen odakların şimdi en önemli gerekçesi Kıbrıs... Kıbrıs'ta bir anlaşma zemininin oluşması onları fena halde korkutuyor. Arkasının çorap söküğü gibi geleceğinden ve Türkiye'nin Avrupa yolunda hızla ilerleyebileceğinden korkuyorlar. Bu ise, memlekete demokrasinin, açıklığın ve hukukun üstünlüğü anlayışının yerleşmesi anlamını taşıyor. Daha doğrusu Türkiye, bu odakların artık borularının ötmeyeceği bir ülke olma yolunda hızla ilerleyecek. Kuzey Kıbrıs'ta değişimden yana güçler seçimi kazanırsa bu geçiş daha hızlı ve kolay olacak. Kazanamazlarsa da farketmez. Sonuç değişmeyecek. Hatta seçimin sonucunu fazlaca önemsememek gerekiyor. Adanın kuzeyinde yaşayan insanlar, Kıbrıslı Türkler olsun, Türkiye'den giden göçmenler olsun, verecekleri oylarla "Hiçbir şey değişmesin, herşey, özellikle de soygun ve yağma sistemi eskisi gibi kalsın ve Rumlarla anlaşma falan da yapılmasın" da deseler; "Rumlarla anlaşalım, birlikte Avrupa Birliği'ne girelim, dünyaya açılarak demokratik bir refah toplumu olalım" yolunda da oy kullansalar farketmeyecek. Her iki durumda da taşlar yerinden oynayacak. Çok ilginç olaylar yaşayacağız. Denktaş ve adamları orada AKP'den aldıkları destekle bu son seçimi kazansalar da gidecekler. Çünkü onların iktidarlarını sürdürecekleri ne uluslararası ne de bölgesel ve yerel konjonktür kalmış olacak. Daha doğrusu bir süre sonra hükmedecek insan bulamayacaklar. 100 bine yakın Kıbrıs Türkünün adanın yasal yönetiminden vatandaşlık belgesi aldıklarını bu arada hatırlatalım. Bu durum, 100 bin kişinin Kıbrıs pasaportu aldığını ya da almak üzere olduğunu gösteriyor. Fırsatını bulsalar Türkiye'den gidenler de Kıbrıs yönetimine başvurup pasaport alabilecekler. Şu anda hergün 10 bine yakın Kıbrıslı Türk güneye çalışmaya gidiyor. Yarın bu sayı 50-60 bine çıkabilir diyenler var. Onbinlerce Kıbrıslı genç seçimlerde statüko yanlılarının kazanması durumunda adadan göçe hazırlanıyor. Öngörülen ya da öngörülmemiş birçok başka gelişme de sırada bekliyor. AB üyesi olacak Kıbrıs'ın bir kısmının işgal altında olduğunun resmen kabul ve ilan edilmesi de cabası... Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin bozulması, hatta Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası örgütlerle arasının açılması ve Türkiye'nin giderek bir tecrite doğru yönelmesi işin başka yönleri. Bunların hepsi kuşkusuz Türkiye insanını yakından ilgilendiriyor. Seçimin sonuçları ne olursa olsun durum değişmez. Dediğimiz gibi değişim yanlıları kazansa ya da kazanmalarına müsaade edilse bile son sözü Türkiye söyleyeceği için durum değişmeyebilir. Türkiye, orada iradelerini oylarıyla açıkça belirtmiş insanları hiç dikkate almayabilir. Hatta dikkate almayacağı, bugünkü göstergelere ve AKP hükümetinin Denktaş'ın sırtını sıvazlayan tutumuna bakılırsa kesin gibidir. Hükümet, devleti yöneten odaklar ve 'uyanık güçler'le erken bir çatışmaya girmekten kaçınıp Denktaş'ı destekleyerek, seçim sonucunda Annan Planını müzakereye açabileceğini zannediyorsa, yanıldığını çok kısa bir süre içinde anlayacaktır. Türkiye'nin her konuda iyice tıkandığını ve değişimi önlemek isteyenler için Kıbrıs'ın artık son dayanak noktası olduğunu görmek için mutlaka siyasetçi olmak gerekmez. Ben, seçim sonuçları ne olursa olsun, 14 Aralıktan sonra Kuzey Kıbrıs'ta ve hatta Türkiye'de birçok şeyin değişeceğine inanıyorum. Dileğim, bu sürecin çok sancılı olmaması. O nedenle Kuzey Kıbrıs'ta değişim yanlılarının, statükocular karşısında başarılı olmasını diliyorum... Başarılı olamasalar da –ki onca hile, usulsüzlük ve AKP hükümetinin desteği karşısında bu normaldir- koydukları kesin ve kararlı tutum sayesinde bir değişim sürecini başlatacaklarınden emin olmalıdırlar. Sonuçlar ne olursa olsun Denktaş da, Denktaş'ı ve Kıbrıs'ı kullanıp bürokratik iktidarlarını sürdürmek isteyen güç odakları da bu süreçte tasfiye olacaklardır. Kuzey Kıbrıs seçimleri, Türkiye'nin önünü açabilmesi için bir şans olarak kabul edilmelidir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |