|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Mahalli idareler genel seçimlerinin ufukta gözükmesiyle birlikte özellikle büyükşehir belediye başkan adayları basında arz-ı endam etmeye başladılar. Bunlar arasında en yoğun ilginin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları üzerinde oluşması sürpriz değil. Ak Parti bütün illerde favori olduğu için mücadele partiler arasında değil Ak Parti'nin adayları arasında geçeceğe benziyor. Bu eğilim, önceki yıllarda CHP'nin kalesi olarak bilinen bir çok il için de geçerlidir. Her seçim öncesi adaylarda aranılan kriterlerin ilan edilmesi de neredeyse klasik hale gelmiştir. Adet, adaylarda bulunması gereken özelliklerin belirtilmesidir. Ancak biz bugün belediye başkanı olacaklarda, özellikle İstanbul'a başkan olacak kişide, bulunması gereken değil bulunmaması gereken özellikleri, kendi bakış açımıza göre ortaya koymaya çalışacağız. ADAYLARDA BULUNMAMASI GEREKENLER Bize göre standart bir belediye başkan adayı olabilmek için aşağıdaki hususlara sahip olmaması gerekir. 1- Ticari veya sınai faaliyetinden dolayı iflas etmemiş olması. Ticarette veya üretimde başarılı olamayan, işletmesini iflas ettiren bir kişinin yönetim konusunda zaafiyeti var demektir. Aynı başarısızlık büyük bir ihtimalle belediye başkanlığı sürecinde de ortaya çıkacaktır. Şahsi iflası sadece kendisini ilgilendirir, ancak belediye başkanı olarak göstereceği başarısızlık milyonları olumsuz yönde etkileyecektir. 2- Şahsi çıkarlarını, halkın çıkarlarının önünde tutmaması. Eğer geçmişte ticari faaliyetle uğraşmış ve bu uğraşı sırasında kendi çıkarları ile yüz binlerce hatta milyonlarca insanın çıkarları arasındaki çatışmada kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmiş ve milyonların mağdur olmalarına yol açabilecek tavır ve davranış içinde bulunmuşsa, aynı yaklaşımı belediye başkanlığı döneminde de gösterecek ve gücünü halkın çıkarları doğrultusunda değil kendi çıkarları lehine kullanacaktır. 3- Ulusal bilinci kaybetmemiş olması. Ulusal bilinci kısmen ya da tamamen erezyona uğramış ve özellikle büyük devletlerin etki alanına girmiş kişilerin bu ülkeye verecekleri herhangi bir şey bulunmamaktadır. Bu özellikteki kişilerin yaşadığımız topraklarla bağları zayıflamış olduğu için belediye başkanı oldukları ilin sorunlarıyla yeterince ilgilenmeleri beklenmez. 4- Halka tepeden bakmaması. Yaşam tarzı itibariyle halktan kopmuş, kendisini onların temsilcisi olarak görmeyen ve halka tepeden bakan kişilerin kaynakları etkin kullanmaları ve kendilerine oy veren çoğunluğun çıkarlarını önde tutan politika izlemeleri mümkün değildir. Vatandaşın günlük sıkıntılarını yüreğinin derinliklerinde hissetmeyenlerin ve bu duyguyu canlı tutma gayreti içinde olmayanların, kitleleri rahatlatacak politikalar uygulamaya koymalarını beklemek gerçekçi değildir. 5- Kendini ağırdan satmaması. Kendisine adaylık teklif edilmediği halde, edilmiş gibi kendini ağırdan satmaya çalışmak siyasi bir taktik değil psikolojik rahatsızlık işaretidir. Akıllı yöneticilerin dahi başarılı olmakta zorlandığı ülkemizin psikolojik problemleri olanlara tahammülü olamaz. 6- İstenmeyen adam olmaması. Teşkilat ve taban tarafından sevilmeyen politikacıların başarılı olmaları çok zordur. Teşkilat ve tabanın, özellikle manevi desteğini arkasına alan politikacıların başarılı ve hayırlı hizmetlere imza atmaları son derece doğaldır. 7- Din, ırk ve bölge ayrımı yapmaması. Türkiye mozaiğini samimi hislerle kabul etmeyen; din, dil, ırk ve bölge ayrımı yapma eğiliminde olanlar bu ülkenin birlik ve bütünlüğüne darbe vururlar. Ülkemizin üniter yapısının korunması için mikro ayrımcılığa izin vermemek gerekir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |