AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Asmalı Konak neyin nesi, kimin fesi?

Pek ilgili değilim, ama "Asmalı Konak atv'de oynamıyor muydu?" diye soracak kadar da bilgiliyim.

Bir süredir ortalık 'Asmalı Konak' âvazeleriyle sarsılıp yıkılıyor. Bazı kanallarda epeydir sürdürülen yaygara, sonunda, gazetelere de yansımaya başladı. Kanallar, "Çevriliyor" ile başladılar, oyuncularla ayrıntılı mülâkatlar yayınlayarak devam ettiler, magazin programlarına da çıkardılar oyuncuları... Gazeteler ise, 'filmin sonu' üzerinde yoğunlaşan ilgi uyandırma görevi üstlendiler...

"Bu işte bir iş var" diye düşünmesem, ben de kalkıp Asmalı Konak filmine gideceğim... Tam 64 ayrı salonda gösterime girdiğine göre, canım sinemaya gitmek istese başka bir film izleme şansım zaten yok; hemen bütün salonlarda Asmalı Konak oynuyor çünkü... Hürriyet filmin izleyici rekoru kırmasını bekliyor. Milliyet ve Radikal de çok övüyor filmi, Vatan da onlardan geri kalmıyor... DB Tercüman, epey uzun bir yer ayırdığı film için, "Galayı izleyenlerden tam not aldı" başlığını uygun görmüş...

Buna karşılık, Sabah ve Akşam gibi gazeteler konuya olumsuz yaklaşmayı yeğlemişler. Sabah neredeyse mutsuz filmden. Lâfı hiç eğip bükmeden, haberde, "Asmalı Konak beğenilmedi" başlığını kullandı 54 hafta süreyle diziyi yayımlayan atv'nin de içinde yer aldığı grubun ana gazetesi Sabah... Akşam'ın haberi ise şu cümleyle son buluyor: "Sonuç olarak 'Asmalı Konak' ne köyden kopabiliyor ne şehirli olabiliyor. Bu filmi izlemek lahmacun yerken viski içmek gibi."

Ne oluyor gerçekten? Bugüne kadar gelmiş geçmiş en yoğun medya ilgisine mazhar filmle ilgili bu 'bölünme' nereden kaynaklanıyor? Hürriyet, Milliyet, Radikal ağız dolusu överken, dizisini yayımlayan Sabah neden kıyasıya yeriyor Asmalı Konak'ı?

Eminim, eğer medyaya kulak verenlerdenseniz, siz de zihninizde "Neden?" sorusunu taşıyorsunuzdur...

Sorunun cevabını, filmle ilgili en övücü değerlendirmelerden birini yazan Ertuğrul Özkök'ün sütununda buldum. Film mutlu etmiş Hürriyet yönetmenini; bu yüzden gazetesinin hafta sonu ekine katkıda bulunmakla yetinmemiş, hafta arası siyaset yazdığı sütununa da taşımış konuyu... Sağolsun, "Neden bazı gazeteler överken, bazıları yeriyor?" sorusuna cevap teşkil edecek ayrıntıyı da yazısına eklemeyi unutmamış...

Okuyalım: "Filmin yönetmeni Abdullah Oğuz'a filmi daha önce seyredip seyredemeyeceğimi sordum./ Filmin yapımcı şirketi ANS, Doğan Yayın Holding'in bir şirketi. / Dolayısıyla Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı olarak kendisinden küçük bir kıyak isteme hakkını kendimde gördüm. / Sağolsun o da bana önceki akşam Mayadrom Uptown salonlarının birinde özel bir gösterim yaptı. / Filmi, Doğan Hızlan, Abdullah Oğuz, eşi ve çocukları ile birlikte seyrettik. / Yani Türkiye'de herkesin merakla beklediği bu filmi gören ilk beş kişiden biri olma ayrıcalığına sahibim."

Herhalde "Neden?" sorusunun cevabını siz de bu satırlardan çıkartabildiniz. Bazı gazetelerin neden sayfalar dolusu yazı ve haberle övdüğünü, bazılarının ise filmden neden hoşnut olmadığını... Film Aydın Doğan'ın parasıyla çekilince kâr ve zarar da onun olacak; Aydın Bey'in gazeteleri patronlarının zararını istemez elbette... Canla başla hepimizi Asmalı Konak filmine gönderme çabasına girmelerinin sebebi bu...

Türkiye'de medya tekeli bulunduğu ne zaman gündeme gelse, Ertuğrul Özkök, "Bu bir 21. yüzyıl efsanesi" tepkisini verir... Geçenlerde de öyle oldu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Meclis'i açış konuşmasında konuya temas etmesi üzerine yazdığı yazıya "Bir 21. yüzyıl efsanesi" başlığını uygun gördü. Şu satırlar o yazıdan: "TEKELLEŞME İMKÁNSIZ- Bu çağda bilginin, enformasyonun, fikirlerin tekelleşmesi fiilen ve fiziken mümkün değildir. / Haber saklamak hiç mümkün değildir. / Türkiye'de bundan 20 yıl önce bir gazete patronunun yaptığı işleri kamuoyundan saklamak mümkündü. / Hatta gazete patronlarının fotoğrafını çekmek bile imkânsızdı. / O devirde gazete sahiplerinin elinde üç beş gazete yoktu. Ama haberler bal gibi saklanabiliyordu. / Bugün böyle bir şey mümkün mü? / Siz gazetenize koymasanız, mutlaka bir başka gazete veya internet sitesi bunu duyurur. "

Her yazısı gibi bu da içinde bazı doğrular barındırıyor. Elbette medyada farklı seslerin bulunması her şeyin sonuna kadar gizli kalmasını önlüyor; ancak POAŞ'ta borç ötelemesinin tam 40 gün gizli tutulabilmesi olayından da anlaşıldığı üzere, bazı gerçekler bir süreliğine saklanabiliyor. Medya patronları, istedikleri haberi kendi uygun gördükleri zamana kadar gözlerden gizleyip etkisini azaltabiliyor...

Asmalı Konak filmiyle ilgili yayınlardaki 'tarafgir' tutum ise, medya gücünün tecimsel amaçlı kötüye kullanımına iyi bir örnek. Üzerine "Bu bir reklâmdır" ibaresi konulması gerekecek kadar yanlı yazılar haber ve yorum olarak yer alabiliyor gazetelerde ve zevklerimiz üzerine patron damgası vurulmak isteniyor... Bir tek gazetede rastlansa gülüp geçeceğimiz bu tarafgir haberler, gruba mensup bütün gazete ve kanallar ile uydu gazete ve kanallarda da yayımlanarak bir çığ etkisi yaratılıyor...

Bu kötü bir davranış, hem de çok kötü...

Asmalı Konak filmine gitmek niyetinde değilim. Yeni Şafak yazarı Fadime Özkan'ın zevkine güvenirim ben; o gitmiş ve "Film kendi mitini kendi eliyle yıkıyor" sonucuna varmış...


19 Ekim 2003
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED