|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Güneri Cıvaoğlu (Milliyet), "medya"yı konu eden yazısında, karşılaşmalarında Aydın Doğan'ın kendilerine şöyle dediğini yazıyor: "Yaptığımız her neyse... Mutlaka hukuka tam uygun olmalı. Ancak o da tek başına yeterli değildir. Etik kurallara, vicdana da uygun olmalıdır." Yazar daha sonra Doğan'ın bu "söylemi"nin bir örneği olarak Doğan Medya Grubu'nun 1999 yılında yayınladığı "Anayasa"sından, yani "Temel İlkeler" ve "Meslek İlkeleri"nden söz ediyor. Yazı, grubun bu konularda nasıl titiz olduğunun, hangi isimlerin bu işlerle ilgili olduğunun açıklamasıyla devam edip son buluyor... Ben Doğan Medya Grubu'nun "Anayasa"sından ne zaman söz açılsa, bu metnin "Temel İlkeler" bölümünü gülümseyerek hatırlarım. Bu konu ne zaman açılsa aklımdan hemen şunlar da geçer: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değiştiğinde, Doğan Grubu anayasasının hiç değilse bu "Temel İlkeler" bölümü de mutlaka, kaçınılmaz olarak değişecektir! Peki neden böyle düşünürüm? Söz konusu "Temel İlkeler" bir yanlışlar ve tutarsızlıklar "manzûmesi"dir de ondan! Bilmem biliyor musunuz; bu "Temel İlkeler"in ilk ilkesi şöyledir: "1- Doğan Medya Grubu Atatürkçü'dür. Cumhuriyet Türkiyesi'nin kuruluş felsefesini ve temellerini oluşturan Atatürkçü toplam idealine bağlıdır." Görüyorsunuz; bir medya grubu için bundan daha isabetsiz bir "ilke" bulmak mümkün müdür? Bir medya grubunun ilk "temel ilke" olarak bu ilkeyi kabulü ve ilanı, herşeyden önce adına "basın" ya da "medya" denilen alanın ilkelerine aykırıdır. "Atatürkçü"lüğün birinci temel ilke olarak ilanı, yanlışlığının ötesinde çok "komik" de kaçan bir davranıştır. İsterseniz birlikte düşünelim: Bir medya grubu "Atatürkçü" olabilir mi? Bana sorarsanız, "olamaz, olursa komik duruma düşer" derim. Düşünün, Doğan Medya Grubu denilen grup aslında içinde pek çok şirketi barındıran bir üst şirketten başka bir şey değil. Bu şirketlerin içinde "Asmalı Konak"ın yapıcısı ANS'ın bulunduğunu da unutmayın! Demek ki bu durumda, basbayağı bir şirketler grubu "Atatürkçü" olmuş oluyor ki, bu iddiaya inanın en başta şirketler güler! Aslında Doğan Medya Grubu'nun "Atatürkçü" olması ile başka herhangi bir şirketin aynı sıfatı taşıması arasında hiçbir fark yoktur. İsterseniz derdimi daha iyi anlatabilmek için şöyle bir örnek vereyim: Doğan Medya Grubu'nun "Atatürkçü" olması ile mesela Yeni Karamürsel Mağazaları'nın "Atatürkçü" olması aynı anlamdadır. Bakın, YKM söz konusu olunca "Temel İlkeler"in ilki çok "komik" kaçmadı mı?! "Temel İlkeler" içinde yer alıp da son derece "mânasız" ve "yersiz" kaçan ikinci ilke de şudur: "Doğan Medya Grubu laiktir. Din ve vicdan özgürlüğünü savunur. Ancak dinin siyasallaşmasına ve kamusal yaşama müdahalesine karşı çıkar."(!) Görüyorsunuz; bu "Temel İlke" de bir başka şahaser.... Hiç olur mu, bir medya grubu kendisini "laik" ilan edebilir mi? Karşımızdaki ne bir devlet, ne de (tartışmalı da olsa) bir insan.... Karşımızda yine bir şirketler topluluğu var ve "laik" olduğunu iddia ve ilan ediyor! İsterseniz derdimi daha iyi anlatabilmek için, bu "ilke"ye ilişkin de bir örnek vereyim: Teorik (ve de "pratik") olarak, Doğan Medya Grubu'nun "laik" olmasıyla, Hilton Oteller Zinziri'nin kendisini "laik" ilan etmesi açısından hiçbir fark yoktur... Nasıl, söz konusu Hilton olunca durum çok "komik" kaçmıyor mu? "Temel İlkeler" bu ikisinden ibaret değil; aslında çok "masum" görülen diğerlerini de gözden geçirmek gerekiyor. Bir başka sefere....
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |