AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R

Orta saha

Türk futbolunda bir orta saha problemi olduğundan kuşku yok. Bütün otoriteler şunu söylüyor: Orta sahaya hakim olan oyuna hükmeder. Bilinenlerin tekrarı olacak ama, yine de orta sahada oynayan futbolcuların temel özelliklerinden söz açmamız gerekiyor.

İlk madde: mücadele gücüdür. Yani genç, enerjik, süratli, doksan dakika koşabilen, rakibi durduran, top çalan, pres yüzdesi oldukça fazla elemanlar.

Doğrusu kulüpler ve hocalar takım teşkilinde orta saha elemanları için bu özelliği başta tutuyor ve ona göre transfer yapıyorlar. Peki sen ne diyorsun, diye sorarsanız cevabım şudur:

Ben de elbette bunu tasdik ediyorum ama; en az onun kadar önemli olan ikinci bir hususun göz önünde tutulmasını şart koşuyorum.

O nedir?

O şudur: Topa hakim olunca forveti besleyecek, takımı hücuma kaldıracak pasları atabilmeleri. Çok az top kaybı ile oynayabilmeleri.

Bir örnek verelim: Meselâ Fenerbahçe'de oynayan Kemal ile Selçuk ve şimdilerde Ümit. Bu futbolcuların gençliği, enerjileri, mücadele güçleri var; ve bunu doksan dakika sahaya yansıtabiliyorlar. Gelgelelim pasör özellikleri hemen hemen hiç yok. Top kayıpları çok fazla. İdeal olan Sergen'in futbol zekası, yaratıcılığı, isabetli pas dağıtımı (Eskiden Tugay da böyle idi) ile bu futbolcuların enerjilerini-mücadele güçlerini sentezleyecek bir tiptir. (Bu ideal orta saha eski Galatasaray'da Emre-Okan-Suat ile efsane haline gelmişti.)

Bu özellikleri taşıyan futbolcu ne yazık ki Türkiye'de yok denecek kadar az. Ve belki de bu yüzden, hocalar hangi sistemi seçerlerse seçsinler uygulama yerine oturmuyor. "Maç bir orta saha mücadelesi" halinde geçti diye tasvir edilen karşılaşmalar, aslında "kör dövüşü" demektir.

* * *

Bu hafta şampiyonluğa oynayan takımlar için hayli zor geçti. Beşiktaş ile Galatasaray'ın Avrupa kupalarında yapacakları karşılaşmaları düşündükleri, bu yüzden aksamış oldukları söyleniyor ki; ben bu kanaatta değilim. Gerek Çaykur-Rize, gerekse Diyarbakır çok diri ve dişli takımlar. Buldukları fırsatları değerlendirebilselerdi netice farklı olacaktı. Fenerbahçe-Bursa karşılaşması münasebeti ile daha çok Bursa'dan bahsetmek istiyorum.

Hagi'nin Bursa'ya gelmesi elbetteki başta bu takım olmak üzere süper ligde bir heyecan yarattı. Futbolculuk hayatını hayli parlak bir tablo ile kapatan Hagi'nin Bursa'da çok iyi işler yapacağı bekleniyordu. Ancak bakıyoruz ki Bursa puan cetvelinin alt sıralarında oyalanıyor. Buna aldanmayalım. Hagi çok sıkı bir takım kurmuş. Ancak ligin başında, henüz takımını ve sistemini oturtamadan çok zor maçlar oynadı. Bunlar arasında Galatasaray ve şimdi Fenerbahçe beraberlikleri var ki; Bursa bu maçlarda hani ne derler "pisi pisine" berabere kaldı.

Ben bundan böyle Bursa'nın basamakları ağır ağır tırmanacağına ve sezonu çok iyi bir noktada tamamlayacağına inanıyorum.


21 Ekim 2003
Salı
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED