|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in sadece Paul Wolfowitz, Douglas Feith, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Richard Myers ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Peter Pace'e gönderdiği mesajdaki kaygıların ne kadar doğru olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Üç gündür Irak'ta yaşananlar, ABD-İngiliz-İsrail cephesinin Ortadoğu serüveninin kendileri için çok ağır bir bedele dönüşme eğilimi gösterdiğinin kanıtı. Rumsfeld, basına sızan mesajında, "medreselere karşı savaşı kazanamadıkları"ndan yakınmış, "Afganistan ve Irak'ta batağa saplandıklarını" itiraf etmişti. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in üç günlük Irak gezisinde yaşananlar Rumsfeld'in bütün kaygılarını doğruluyor. Üç ayda ikinci kez Irak'a giden Wolfowitz, işgalin mimarlarından biri olarak, gövde gösterisi yapacaktı. Dünya diplomasisinin köşeye sıkıştırdığı, kamuoyu tepkisinin bunalttığı, Irak'taki askerler arasında yaşanan korku ve moral çöküntüsünün sıkıntıya düşürdüğü ABD yönetimine moral verecek, her şeyin yolunda gittiğini, güvenliğin sağlandığını, denetimin tamamen ellerinde olduğunu gösterecekti. İngiliz The Times gazetesine göre, "Wolfowitz'in Irak gezisinin iki amacı vardı. Birincisi, güvenliğin sağlanmakta olduğu ve temel hizmetlerin verilmeye başlandığını göstermek. İkincisi Bush'un 87 milyar dolarlık ek kaynak isteğinin ne kadar gerekli olduğu fikrini Amerikan Kongresi'ne satabilmek. Ancak Bağdat'ın en korunaklı bölgesinde, kendi kaldığı otelden birkaç yüz metre ötede böyle bir saldırı düzenlenmiş olması bu amaca pek yardımcı olmayacak." Ama olmadı, Rumsfeld'in korkularını Wolfowitz yaşadı.
Kâbus dolu üç gün...
Irak'a gidişinin ilk gününde 4 ABD askeri öldürüldü, 17'si de yaralandı. Bu Wolfowitz için bir şoktu, aldırmadı. Bağdat'tan Saddam'ın doğum yeri olan Tikrit'e, Saddam'ın en güçlü olduğu yere gitti. Bu da Irak halkına bir meydan okumaydı ve dünyaya yönelik bir şovdu. Tikrit'ten dönüşte kendisini taşıyan helikopter saldırıya uğradı. Kendi helikopteri ile birlikte uçan filodaki bir helikopter yerden açılan ateş sonucu düşürüldü. Wolfowitz sağ kurtuldu, ancak bu şoku da atlattı. İkinci gün: Wolfowitz'in kaldığı Er Raşit Oteli, hemen 4 yüz metre mesafeden fırlatılan roketatarlarla vuruldu. Saldırıda bir Amerikalı albay öldü, 15 kişi de yaralandı. Binaya yönlendirilen 40 roketten 29'u kullanıldı ancak Wolfowitz'in kaldığı 12. kat isabet almadı. Yaralılar arasında, Pentagon'a bağlı sivil çalışanlar, subaylar ve istihbaratçılar var. The Washington Post gazetesi, roketlerin "ABD'nin istikrar görüntüsünü parçaladığını", saldırının, işgali dünyaya kanıksatmaya çalışan Bush yönetimi için ciddi bir gerileme olduğunu yazarken Dışişleri Bakanı Colin Powell, şaşkınlığını gizlemedi ve "böyle bir saldırı beklemiyorduk" dedi. Üçncü gün: İlk iki gün doğrudan Wolfowitz'i hedef alan saldırılarla geçse de üçüncü günkü saldırılar çok daha dehşet verici oldu. Bağdat'ta patlayan bombalar Washington'ı sarstı. ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik istila hareketinin en etkili ismi Bağdat'ta iken tam yedi ayrı yerde patlayan bombalar nedeniyle elliye yakın kişi hayatını kaybetti, 80 civarında insan da yaralandı. Birileri, küresel savaşın öncülerine, neo-faşist cuntaya ve Irak sonrası Suriye ve Lübnan'ı da işgal eme fikirlerini gizlemeyen şer cephesine meydan okudu. Bu güçler ABD'ye açıkça şunu söylediler: "Irak'ta denetim senin elinde değil. Sen, kendi Bakan yardımcını bile koruyamıyorsun. İstediğimiz anda, istediğimiz yere ulaşabiliriz, her heri vurabiliriz. Dünyaya ilan ettiğin gibi, Irak'ta denetimi sağlaman mümkün değil. Pentagon'un iki numaralı adamının kaldığı otele kadar geliriz, işbirliği yapanları cezalandırırız, senin koruman altında burada çalışmalar yapan kuruluşları istediğimiz anda bu ülkeden çıkarırız." Kızılhaç Merkezi, Sağlık ve Sanayi bakanlıkları ile dört karakola yönelik saldırının yanısıra başka saldırılar da oldu ve ABD askerleri ölmeye devam etti.
Irak'ın 'Şaron'u Wolfowitz...
Ramazan ayının ilk günü gerçekleşen saldırılar, ABD'yi zorlayacak. Eğer ABD, dünyanın büyük tepkisini çeken işgali Irak halkına karşı bir savaşa dönüştürürse çok büyük kayıplar verecek, üstelik böyle bir savaşı kazanamayacak. Amerika'nın direnişi kırma yönünde fazla sansı yok. Kendi uzmanları bile direnişin giderek güçleneceğini, daha büyük saldırılar yapılacağını, direnişçilerin silah sıkıntısının bulunmadığını belirtiyor. Son üç günde yaşananlar, ABD yönetiminin direnişi ve kendine yönelen saldırıları sadece "Saddam artıklarının son çırpınışları" diyerek küçümsemesinin ne kadar yanlış ve aldatıcı olduğu apaçık ortaya koydu. Wolfowitz'in ikinci kez Irak'a gitmesi, kentleri dolaşıp ABD askerlerine moral vermesi, kukla yönetim ve sömürge yönetiminin kolluk güçlerini denetlemesi, Irak'ı "babasının çiftliği gibi sahiplendiği" görüntüsü vermesi, İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un 5 bin asker eşliğinde Mescid-i Haram'a girip Filistinliler'i ayağa kaldırmasından farklı değil. Irak halkını ve tüm Müslümanlar'ı rencide eden bu davranışa verilen karşılık çok sert oldu. Muhtemelen bu sert cevaplara bundan sonra da şahit olacağız. ABD ve yandaşları, ülkeleri işgal altında tutulan insanların mücadelelerine "terörist hareket" deseler de, Ortadoğu'da Filistin'den sonra ikinci bir direniş alanı oluşuyor. Bütün dünya bu direnişlerin "özgürlük adına devlet terörizmine karşı" yapıldığına inanıyor. Amerikan askerlerine yönelik saldırılardan sonra zafer gösterisi yapan Iraklı çocukların, Filistin'deki çocuklarla aynı sloganları attığına dikkat eden var mı?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |