AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Müslüman burjuvalar birlikte resim vermek istiyor

Son aylarda İslam burjuvası, İslami burjuva gibi haberlere, programlara sık rastlanıyor. Halbuki İslam burjuvazisi tabiri yanlış bir tabir. Çünkü bir din olarak İslamiyet'in ortaya koyduğu hayat tarzı ve ahlak anlayışı ile burjuva hayat tarzı ve ahlak anlayışı arasında önemli farklar vardır. İslam burjuvazisi denildiği zaman İslamiyet'in burjuva üslubunu benimsediği, onayladığı gibi bir yanılgı ortaya çıkar. Bunun yerine Müslüman burjuvalar tabirini kullanmak daha doğrudur.

Müslüman burjuvalar var mıdır? Vardır. Burjuva hayat tarzının ana direği kent soylu olmak ve para paydasında eşitlenmeye dayanır. Son yılların laikçi/dinci kutuplaşmasından dolayı para paydasında eşitlenme noktasında sembolik savaşlar ortaya çıkmaktadır. Hegemonik kamuyu elinde tutan laikçi kesime karşı, onların kullandığı mekanları kullanarak iktidardan pay kapmaya çalışan Müslüman burjuvalar arasında, "kutsal" noktasından temellendirilmeye kalkışılan bir mekan anlayışı var. Dini olanın kutsallığı tekrar tekrar tartışma konusu yapılırken, seküler olanın kendini kutsallaştırarak yeniden tanımlamaya çalıştığına tanık oluyoruz.

Kendi mekanını "kutsallık" boyutunda tanımlayarak savunmaya kalkan laikçi kesimin bu tavrına en iyi örnek, Ankara Palas'ta tesettür defilesinin zinhar mümkün olmayacağı, burada bizzat Atatürk'ün kendisi tarafından vals yapması üzerinden temellendirilmeye çalışıldı.

Mekanı elinde tutma/elde tutulan mekana dahil olma savaşı o kadar canhıraş bir noktaya vardı ki, laikçi kesim, kendi hayat tarzını başı bağlı kadınlarda gördüğü zaman (denize girmek, lüks mekanlarda karşılaşmak) eyvah geliyorlar, işgal edecekler ve bana yer kalmayacak endişesi içinde algılıyor. Halbuki o mekanlara gidenler işgal etmek için gitmiyor "birlikte resim vermek" için gidiyor. Çünkü onun için o mekanı değerli yapan "Öteki"nin gittiği yer olması.

İslam burjuvazisi adı altında yapılan haberler "şurada oturuyorlar şunu tüketiyorlar, bu markaları giyiyorlar" türünde yapılmayıp kent mekanlarını kullanım ve kent mekanlarına Müslümanlar'ın bir üslup getirip getirmediği noktasından ele alındığı zaman düzeyli tartışmaların ortaya çıkacağına inanıyorum.

Şurası bir gerçek ki, eskisinden çok daha geniş evlere sahip olan zengin Müslümanlar'a evleri dar geliyor. Evler dar geldikçe şehir mekanlarına dahil olma, yeni mekanlar keşfetme tutkusu artıyor. Artan bu tutkuya paralel olarak giyim-kuşam, yemek, dekorasyon ve konfor arayışları burada bulunmaktan "orada görünmeye" doğru bir değişim ortaya çıkarıyor.

Önemli not: Yukarıda okuduğunuz satırlar Life'lı/hayatlı dergilerden birisine görüş olarak verildi. Görüş alıncaya kadar son derece "ısrarcı" olup görüşün uzunluğunu makale siparişi verir gibi iki a dört olarak belirleyenler, görüş kendilerine ulaştıktan sonra teşekkür bile etmeyebiliyorlar bazen.

Verdiğim görüşün yayınlanıp yayınlanmadığını bilmediğim için sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.

E posta

"Rol model olarak hafızlar" yazısına posta gelmeye devam ediyor. Bir hafızın günlüğünü okumaya ihtiyacımız var cümlesine Sayın Kudret Büyükçoşkun'dan karşılık geldi. Kendileri bendenize kitap ismi öneriyor. Sizlerle paylaşmak istedim. Küçük Hafız, Osman Zeki Soyyiğit tarafından yazılmış bir roman. Yunus Emre Yayınları arasından çıkmış. Kudret Bey romanın edebi açıdan zayıf olmakla birlikte çok önemli bilgiler ihtiva ettiğini kaydediyor.

İkinci önerdikleri kitap; edisyonunu Ertuğrul Düzdağ'ın yapmış olduğu Ahmet Muhtar Büyükçınar'ın hatıralarını konu alan "Hayatın İbret Aynası." İlk baskısı Marifet Yayınları'ndan çıkmış olan dört ciltlik eserin yeni baskısı Bilge Yayınları tarafından hazırlanmış.

Kendisi de hafız olan ve son anda hafızlık yarışmasına katılamayan Diş Hekimliği birinci sınıf öğrencisi Bilal Alkan hafızlarla ilgili yazı dizisi okumak istediğini iletiyor.

Diğer postalara gelince... bana özel olarak sormuş olduğunuz sorulara ne elektronik posta aracılığı ile ne de bu köşeden cevap yazmam mümkün değil. Beni anlayışla karşılayacağınızı ümit ederek hayırlı Ramazanlar diliyorum.


31 Ekim 2003
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED