AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Buruk bir tat

Herhalde başlar göğe ermiştir. Çankaya Köşkü'nde verilen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu beklendiği gibi geçti: CHP'liler tam kadro hazır bulundular; devlet bürokrasisi de öyle... Buna karşılık, bakanları da kattığınızda salondaki iktidar partisinden milletvekili sayısı 25'i ancak buluyordu... Dâvetin yabancı konuklarından çoğu, biraz da meraktan, geceye tanıklık etmek üzere gelmişlerdi...

Tanık oldukları manzara onları da rahatsız etmiştir: Cumhuriyet Bayramı, Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda, devletin ezici ağırlığıyla kutlandı; sivil güçler ise neredeyse bütünüyle temsil edilmediler dâvette. Gece bittiğinde, katılımcıların çoğunun dudağında, bu yüzden, buruk bir tat kaldı. Gecenin bu 'ters' özelliğinden dâvet sahibi bile herhalde rahatsız olmuştur. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "Bu benim değil, devletin dâveti" mazeretinin altında hafif bir mahcubiyet yatmıyor mu?

Cumhuriyet, aslına bakıldığında, 'devlet' kavramına Cumhuriyet-öncesi dönemlerde verilen anlamı yenileyen sistemin adıdır. Monarşilerde bir aileye mensubiyettir meşruiyetin kaynağı; teokrasilerde de meşruiyetin temelinde 'din' yatar. Cumhuriyet, 'mavi kan' iddiasını reddettiği gibi, yönetimin 'dinîlik' iddiasına da karşı çıkar. Cumhuriyet için meşruiyetin kaynağı, kolayca anlaşılabileceği üzere, 'cumhur' ile açıklanır. Cumhuriyet ulusun kendini yönetme iddiasıdır.

"Bu dâvet devletin" mâzereti, farklı bir 'cumhuriyet' anlamı üzerine oturuyor. Yunan filozofu Eflatun'un 'respublica' sözcüğü ile karşıladığı cumhuriyet, sanılabileceği üzere, herkesin 'eşit' kabul edildiği bir yönetim biçimi öngörmüyor, reaya veya teb'ada bulunmayan 'üstün' özellikleri yöneticilerde arıyordu. Zaten, yönetimler, herkesin eşit oy hakkına da dayanmıyordu Eflatun Cumhuriyeti'nde; yönetim, az sayıdaki okumuş-yazmışların oylarıyla belirleniyordu...

80 yaşını idrak eden Türkiye Cumhuriyeti, hep bildiğimiz üzere, Eflatun'un öngördüğü türden seçkinci bir yönetim anlayışı üzerine oturmuyor. Bazıları ara sıra 'ayağı kokan câhil cühelâ takımı' ile eşit oy hakkına sahip olmaktan rahatsızlık duysalar da, yönetimler, herkesin eşit katılımıyla ve genel oyla belirleniyor. Hükümetler de, cumhurbaşkanını da seçen Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden çıkıyor.

Ahmet Necdet Sezer, bulunduğu makama, milletvekillerinin oyuyla seçildi. Kendisine oy verenlerin çoğunun son seçimde sandık tarafından elenmiş olmaları bu gerçeği değiştirmiyor. Kendisinin halefini de bu Meclis seçecek. Üçte ikisi Çankaya Köşkü tarafından dışlandığını hisseden bugünkü milletvekillerinin görev süreleri dolmadan, yeni cumhurbaşkanını seçme ihtiyacı ortaya çıkacak. Bu garabet bile yapılan yanlışın vahametini gözlere sokabiliyor.

Çankaya Köşkü'nde 'yabancı' gözle fark edilen manzara, Türkiye'nin Eflatun Cumhuriyeti türü bir anlayışın etkilerinin hissedildiği bir ülke oluşudur. Geceye katılan bürokratlar da, seçilmişler yanında, yönetimde söz sahibi. Onları bulundukları makamlara kimse seçmediği, hemen hepsinin atama kararnamesinin altında, Meclis'ten çıkan hükümetin üyeleriyle aynı Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanının imzası bulunduğu halde, onlar da iktidarın bir parçası... Kimi 'anayasal' haklarını kullanarak, kimi kuralsız müdahalelerle, cumhuriyet kavramına Türkiye Cumhuriyeti kurulurken kazandırılmış anlamı esnetmekle meşguller...

Herkes ülkenin içinde bulunduğu durumdan vitrinde görünen siyasîleri suçluyor; elbette haklı bir suçlama bu... Ancak, siyasîlerin de, hükümet olsalar da iktidar sahibi olamadıkları bir ülke burası ve "Bize yaptırdılar mı ki?" diye sorduklarında siyasîlere de hak vermemiz gerekiyor. Bugünün sorunu, yakın dönemin bu çarpık görüntüsünden haberdar olduğunu belli ettiği için halktan oy almayı başarmış Ak Parti'nin hükümette bulunuşu; iktidar her şeye göz yummaya başladığında, kendinden öncekilerin başına gelenlere mâruz kalacağının elbette farkında.

Dâvetiye krizi iktidara çareyi de hatırlattı: Cumhuriyetimizi Eflatun Cumhuriyeti olmaktan hızla uzaklaştırmak...


31 Ekim 2003
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED