|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Stadyumlarda protokol tribünleri
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, milletvekillerinin maçlarda şeref tribününe ücretsiz girmesini yasaklamış. Bazı gazeteler, bu haberi manşetlerine taşıdılar. Sayın Bakan, "Milletvekilleri parayı çok buluyorlarsa, maçları izlemesinler" demiş. Bu beyan doğru ise, Sayın Bakan'ın bu konuyu ne kadar sathi bir yönüyle ele aldığına inanmak gerekecektir. Atatürk zamanında kabul edilen bir kanuna göre, bakanlık yapmış bir kimse, l. derece memur maaşıyla emekli oluyordu. Demokrat Parti bu kanuna karşı çıkarak, bunu bir seçim kozu olarak kullandı. 14 Mayıs 1950 tarihinde iktidara gelen Demokrat Parti'nin ilk yaptığı iş bu kanunu kaldırmak oldu. Bu icraatı, partiye prestij kazandırmadı amma, bakanlarından birçoğu sosyal güvenceden yoksun, doktor ve ilaç parası bile bulamadan, sefalet içinde öldü. Demokrat Parti zamanında, on yıl TBMM Başkanvekilliği ve bakanlık yapmış bir milletvekili, bu olayı "partisinin en büyük hatalarından biri" olarak kabul ediyordu. Turgut Özal döneminde eski milletvekillerinin özlük hakları düzeltilinceye kadar, bu eski bakan SSK'ndan aldığı üç kuruş maaşla geçinmeye çalışıyordu. İmtiyaz veya rütbe
Milletvekillerine, kanun ve yönetmeliklerimizde bazı "protokoler haklar" tanınmıştır. Bu haklar çoğu zaman medya tarafından bir ayrıcalık kabul edilmiş ve eleştirilmiştir. Siyasi parti temsilcileri, TBMM Başkanlığı ve bizzat milletvekilleri medyadan korkmuşlar ve kendilerini savunamamışlardır. Oysa, başka mesleklere de tanınan benzer haklar kimsenin gözüne batmamıştır. Gazetecilere, hakimlere, eski cumhurbaşkanlarına, eski generallere vs. bazı haklar tanınmışsa, bu bir eşitsizlik değil, devletin, sadece devlet olmaktan gelen görevleridir. Bu bir rütbedir. Orada bulunanların şahsına değil, bulundukları makama tahsis edilmiştir. Popülizmin cazibesi
Hükümetler için en kolay politika, imtiyaz addettikleri bu gibi hakları ortadan kaldırmaktır. Birçok iktidar bu yola başvurmuştur. Oysa bu, popülist bir davranıştan başka bir şey değildir. 55. Bülent Ecevit Hükümeti zamanında çıkarılan bir kanunla, milletvekillerinin trenlerde parasız seyahat etme hakkı, uçaklarda tenzilâtlı bilet alma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Oysa Atatürk zamanında TBMM, yalnız Türk milletvekillerinin değil, Yunan milletvekillerinin dahi Türk Demiryolları'nda parasız seyahat edebilmesini sağlayan kanunu çıkarmıştır. Ölü toprağı serpilmiş gibi
Ancak şunu söyleyebiliriz ki, Türk halkının olaylar karşısındaki tepkisizliği, Türk Parlamentosu'na da yansımıştır. Bu gibi davranışlara karşı gereken hassasiyet gösterilememiştir. Anayasa Mahkemesi, milletvekili maaşlarına dair kanunu iptal gerekçesinde, milletvekillerine ve parlamentoya hakaret teşkil eden cümleler kullanmıştır. Hiç kimse çıkıp da "Bu kanunu iptal edip etmemek sizin hakkınız... Ancak bu ifadeleri kullanmaya hakkınız yoktur" diyememiştir. Saygınlığın para uğruna zedelenmesi
AKP iktidarı milletvekili lojmanlarını kapatmakla işe başlamıştır. Bunun maksadı, Hazine'ye kaynak sağlamaktan çok, milletvekillerine verilmiş bir imtiyazın ortadan kaldırılmasıdır. Bu hareket, devletin sırtındaki lojman kamburunu ortadan kaldırmamıştır amma, devlete birkaç kuruş kazandıracağım diye, milletvekillerinin saygınlığına gölge düşürmüştür. Yüksek dereceli memurlara, milletvekillerine verilen bazı haklar birer rütbeden ibarettir. Bu hakların maddi yönü hesaplanamaz. Üstelik hesaplandığı zaman ortaya çok küçük rakamlar çıkar. Sayın Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bu kararı alınırken, acaba kaç tane milletvekili, kaç defa maça gitmiştir, bunun hesabını yapmış mıdır? Milletvekillerine verilen bazı haklar ayrıcalık kabul edilemez. Bunlar birer madalyadır, brövedir, rütbedir. Bunların ortadan kaldırılması, bir kimsenin rütbesini sökmek kadar ağır gelir. Bu kararı alanlar, bu gibi hakları, devletin kasasından çıkan birkaç kuruş gibi görüyorlarsa hata ederler. Saygınlığın oturduğu kaygan zemin
Saygınlık ve itibar, kaygan bir zemin üzerinde oturtturulmuş bir cisme benzer. O bir defa kaymaya başladı mı, yere kadar çakılır. Birileri gelir, TBMM üyelerinin trenlerden faydalanması hakkını ortadan kaldırır, bir başkası gelip lojmanlardan çıkarır, bir başkası gelir stadyumlara giriş hakkını yasaklar... Bu durum, milletvekili saygınlığının kaygan zeminde irtifa kaybetmesidir. Bu kararın gerekliliği ve önceliği
Kısaca şunu söyleyelim: Türkiye'nin gündeminde, Irak'a asker göndermek, memur maaşları, enflasyon gibi önemli sorunlar varken, bir başbakan yardımcısı için öncelik, milletvekillerinin futbol maçlarına serbest girip giremeyeceği konusu mu olmalıdır? Bu konu yalnızca bir detaydır. Ancak, siyasi tarih göstermiştir ki, iktidarlar, ana konularda yaptıkları hatalardan çok, detaylardaki hatalardan dolayı seçimleri kaybederler. AKP TBMM'de Anayasa'yı değiştirecek sayıya sahiptir. Ancak, oradaki milletvekillerinin saygınlığı zedelenirse, bu sayı bile iktidar olmaya yetmez. Bakanlar, milletvekillerine itibar etmezse, başkalarından da parlamentoya saygı duymasını isteyemezler. Tekrar ediyoruz: Bu karar, milletvekiline olan saygınlığa gölge düşürmüştür.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |