Kişisel gelişim seminerleri son yıllarda büyük rağbet görüyor. Bu seminerler farklı meslek gruplarından ve katmanlardan insanları, işsizlik, kişisel ihtiyaç, sınavda başarılı olma gibi gerekçelerle kendine çekiyor. Seminerler arasında en fazla rağbet görenler ise hızlı okuma, toplum önünde konuşma, diksiyon ve güzel konuşma. DNA İnsan Kaynakları Kişisel Gelişim Merkezi'nin Eğitim Koordinatörü Nesrin Erdoğan, seminerlere her yaştan insanın ilgi gösterdiğini söylüyor. Genel katılıma ve kurumlara yönelik farklı seminerlerin bulunduğunu belirten Erdoğan, "Eğer gelenleri gruplandırmak gerekirse, öğrenciler daha fazla ilgi gösteriyor seminerlere. Meslek gruplarına göre de en çok doktorlar, hukukçular ve öğretmenler ilgi duyuyor. Buna karşılık ev hanımlarından bile katılan oluyor" diyor.

Katılımcıların farklı amaçlarla seminerlere geldiğini kaydeden Erdoğan, "Hızlı okuma seminerlerine bazıları üniversite sınavında zaman kazanabilmek için geliyor. Öğretmenler ise öğrencilerine daha etkin bir eğitim sağlayabilmek için geliyorlar. Sosyal bir ortamda bulunmak için gelenler de var" diye örnek veriyor.

Katılan bakan bile var

Yükseliş Kişisel Gelişim Merkezi'nden Adem Karafilik ise, seminerlere olan ilginin artışını mevcut eğitim sisteminin yetersizliğine, bilgi fazlalığına ve teknolojik ilerleme karşısındaki gelişme ihtiyacına bağlıyor. Seminer verdiği kişiler arasında şu anki kabineden bir bakanın bile bulunduğunu söyleyen Karafilik, "Bize Bakan Bey'den teklif geldi. Kendisinin video kasetlerini, katıldığı televizyon programlarını izledik ve hangi seminerlere ihtiyacı olduğuna karar verdik. Bakan Bey'in son 2 aydaki performansı dikkat çekiyor ve şimdi yeni bir talep daha var" diyor. Seminerlerine 2 milletvekilinin de katıldığını kaydeden Karafilik, "Bir tanesi 2 dönem, diğeri 3 dönem belediye başkanlığı yapmış kişiler. Bu da bilginin sonunun olmadığını gösteriyor " dedi.

KİŞİSEL GELİŞİM MANEVİ DOYGUNLUK VERİYOR

Kişisel Gelişim Uzmanı İbrahim Toksoy, kişisel gelişim eğitiminin insanları manevi açıdan bir doygunluğa ulaştırabilmeyi amaçlayan öğretiler zinciri olduğunu belirtiyor. Toksoy, "Aslında bu öğretiler bizim kimliğimizde, genlerimizde mevcut. Sadece üstünün küllenmesi söz konusu. Ancak her öğreti bir bedel ister. Kursiyerler, seminere katıldıkları zamandaki faydayı mutlaka belli çalışmayla desteklenmesi gerekir" tavsiyesinde bulunuyor. Hızlı okuma semineri bir ay içerisinde toplam 24 ders saatinden oluşurken, güzel konuşma eğitimi 40 ders saatinde tamamlanıyor. Kurs ücreti ise 150 milyon lira ile 220 milyon arasında değişiyor.

KURSİYERLER NE DİYOR?

Selçuk Eyinur: (Öğretmen) Erzurum'dan geliyorum. Doğu mahrumiyet bölgesi gibi görülüyor, aslında çok güzel bir potansiyel var. Birilerinin oradaki öğrencileri yönlendirmesi lazım. Ben burada hem kendimi geliştiriyorum, hem de çevremdeki öğrencilere faydalı olmak istiyorum.

Ahmet Güneri: (Öğrenci) Bu kursu bir hayat felsefesi, yani hayata farklı anlamda bakmak ve hayatı daha iyi görebilmek için tercih ettim. Bunu da fikir alışverişiyle yapabileceğimi düşündüm. Fikir alışverişi de okuyarak olacağı için buradayım.

Tuğba Şanlıtürk: (Öğrenci) Hızlı okuma tekniğinin üniversite sınavlarında bana yardımcı olacağını düşünüyorum. Daha çok zaman kazanacağımı düşünüyorum. Ayrıca okumayı da seviyorum.

Anıl Atak: (Öğrenci) Hızlı okumayı seçmemin nedeni üniversiteye hazırlık. İyi bir üniversiteye girmek istiyorum. Bu nedenle bana sınavda zaman kazandırıcağını düşünüyorum. Kitap okuma alışkanlığım yoktu, belki onu da kazandırabilir.

Emrah Bedis: (Lise mezunu) Üniversite sınavında özellikle Türkçe sorularında çok zorluk çektim. Dikkat ve konsantrasyon eksikliği vardı. Bunu aşmak istiyorum. Ayrıca üniversitedeki kalın kitapları daha çabuk bitirebileceğimi düşünüyorum.