AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Şiir soytarısı

Türkiye'de son üç-beş yıldır şiirin 'ontolojik' bütünlüğüne ve 'mahremiyet' alanına ilişkin bizatihî 'şiir yazıcılar' (Bunlara 'şair' demeye elbette dilim varmıyor!) ve 'şiir okuyucular' tarafından girişilen ve poetik vizyon yoksunu kimseler indinde hiçbir elemeye, ayıklamaya tâbî tutulmadan topyekûn mâsumâne addedilen ve fakat aslına bakarsanız son derece tehlikeli, sinsi, bulaşıcı bir 'yıkım' faaliyetinin örneklerini yaşıyoruz.

İşin içine 'halk'ın, halk dalkavukluğunun tipik bir emaresi olan 'popülizm'in ve "Halk beğeniyor" yavelerinin de katılıp karıştırıldığı sahte bir 'şiir cenneti'nin iyice yaygınlaşan ve doğrusunu söylemek gerekirse, hem çevreyi hem hayatı hem de 'şiir hissi/hassasiyeti'ni kirleten ürünleriyle karşı karşıyayız.

Gerekli-gereksiz şiirin konuşulduğu ve fakat şiirin esamesinin okunmadığı, kafiyeli lâkırdıların şiir diye yutturulduğu, alelâde söz dizimlerinin prim yaptığı/topladığı ve nihayet şiir sanılan şeylerle insanların his dünyalarının istismar edilip sömürüldüğü acaip bir yapılaşma söz konusu..

Kısaca, bir şiirdir gidiyor, sizin anlayacağınız.. Neredeyse, her taşın altından şiir çıkıyor!

Ne var, n'oluyor; Türkiye'de çok iyi, çok sahih bir şiir damarı gelişti de, biz mi bîhaber kaldık bu atılımdan? Şiirin poetik sorunlarına yönelik çaplı çözümler sunuldu da, biz mi farkında değiliz?

Yoo, hiç sanmıyorum!

Peki, olan-biten nedir o zaman? Şudur:

Şiir kasetleri devri, ömrünü tamamladı. (Bu husustaki öngörümü hatırlayanlar çıkacaktır, umarım.) İMÇ tacirlerinin en arlanmaz kolu olan 'Şiir tacirleri'nin 'şiir' adı altındaki o ucube lâfları pazarlayıp halkın hislerini sömürerek elde ettikleri kaset gelirleriyle cepleri doldu..

Maşaallah, aralarından bazıları sivrildi, popüler oldu, o ekran senin bu ekran benim birer 'halk yıldızı' pâyesiyle onurlandı..

Daha düne kadar, "Efendim, benim yazdıklarıma şiir olarak bakılmasın, ben zaten şair olduğum iddiasında değilim" diyerek, şiir dünyasının hışmına uğramaktan korkanlar, bugün, televole formatından öteye hiçbir işlev ve anlam taşımayan tv programlarında, kalkıp, "Yeni 'şiir kitabım' çıktı, falanca yayınevi bastı" türünden mavallarla halkın cebini yoklama yarışındalar..

Bunlara dikkat edin: Televizyonda magazincilerle, mankenlerle, şunlarla-bunlarla hahaha-hihihi… ucuz, bayağı, çapsız espriler… sonra o kakafonik sesle şiir döktürmeler falan! Yani, incir kabuğunu doldurmayan, hiçbir işe yaramayan bir sürü gevezeliğe, şiiri meze yapma kurnazlığı, bana sorarsanız 'küstahlığı'.. Şiirin haysiyetini ayaklar altına alan, şiiri bir dedikodu müessesesinin orta malı hâline getiren anlayış.. Kaba tabiriyle, "Yersen, işine gelirse abi!.." hokkabazlığı..

İşte bu anlayış, iflâh olmaz açgözlülüğüyle şiiri daha fazla ayağa ve ayaklar altına düşürmek ve şiirin ayaklar altına serilişinden daha fazla rant elde etmek için her türlü şarlatanlığı mubah görüp, bütün kapıları tutmak peşinde..

Televizyon proğramları olsun, adına utanmadan bir de "İslâmî" yaftası vurularak tam bir sömürü malzemesi kılınan o pop-arabesk karışımı ne idüğü belirsiz şarkıların vitrin bulduğu sahne organizasyonları olsun, bu tipler için biçilmiş kaftan.. Nasıl olsa, 'halkı eğlendiriyorlar' ve nasıl olsa 'şiir' diye bir maden var ve bu öyle bir maden ki, kaz kaz hiç bitmiyor ve yol yolabildiğin kadar!

Bakın, söylemedi demeyin: Bunlar birer 'soytarı'; 'şiir soytarısı'!..

İyi tanıyın bunları, aman ha, paranızı ve zamanınızı bu soytarılara kaptırmayın.. İşte buraya yazıyorum: Hepsi de 'hortumcu' bunların; 'şiir hortumcusu'!..

Benden söylemesi…


1 Eylül 2003
Pazartesi
 
İHSAN DENİZ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED