|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Tayyip Erdoğan, "AB Anayasa Taslağı'nda Hıristiyan değerlere atıfta bulunulması, birliğin diğer kültürlerle etkileşimi açısından sınırlayıcı bir tesir yaratacaktır" dedi. Başbakan Erdoğan İtalya'da Como Gölü kıyısındaki Villa d'Este Oteli'nde düzenlenen Ambrosetti Forumu'nda, "Avrupa Birliği-Konvansiyon ve Kurumlar" konularında bir konuşma yaptı. Erdoğan öğleden sonra da "Odaktaki Ülke: Türkiye'' başlıklı oturumda konuştu. Erdoğan, "Avrupa Birliği-Konvansiyon ve Kurumlar" konulu konuşmasında Türkiye'nin AB Anayasa Taslağı çalışmaları için Selanik'te düzenlenen hükümetlerarası konferansa çağrılmasının, Türkiye'nin AB'nin bir parçası olarak görüldüğünü ortaya koyduğunu; bunun da Türkiye'deki reform sürecini teşvik ettiğini anlattı. Çifte standarda dikkat çekti Türk temsilcilerinin görüşlerinin taslak metnine büyük ölçüde yansıdığına da işaret eden Erdoğan, yeni anayasanın birleştirici rol oynayacağını kaydetti. Anayasanın, AB vatandaşları ile üçüncü ülke vatandaşları arasında farklı standartlara yol açılmaması gerektiğini de vurgulayan Başbakan Erdoğan, diğer önemli bir konuyu da AB ile üye ülkeler arasındaki yetki paylaşımı konusunun oluşturduğunu belirtti. 'Avrupa, küçük Avrupa olmamalı' AB Anayasa Taslağı'nda, çoğulculuğun, hoşgörünün, adalet ve dayanışmanın ve ayrımcılık yapmama ilkelerinin, birliğe üye ülkelerde ortak değerler teşkil ettiğinin de kaydedildiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarih göstermiştir ki, belli coğrafyalara ve belli dogmatik düşünce mantığına hapsolmuş medeniyetler sonunda yok olmuşlardır. Anayasa Taslağı'nda Hıristiyan değerlere atıfta bulunulmasının, birliğin diğer kültürlerle etkileşimi açısından sınırlayıcı bir tesir yaratacağını düşünmekteyim. Böyle bir anlayış ancak, bazı çevrelerin önyargılarından kaynaklanan düşünce kalıplarıyla bölge ve kıta ölçekli gelişmeleri sadece izleyen değil, aynı zamanda yönlendirme yolunda olan Avrupa'yı 'Küçük Avrupa'ya hapsetmek amacına hizmet edecektir." Çeşitlilik içerisinde birleşme Anayasal Antlaşma Taslağı'ndaki "çeşitlilik içerisinde birleşme" ilkesinin bu düşüncesini teyit ettiğini belirten Erdoğan şöyle devam etti: "Konuya bu açıdan bakıldığında, Türkiye'nin de dahil olacağı yeni AB coğrafyasının yeni bir Avrupa vizyonu yaratılması açısından da birleştirici bir rol oynayacağı açıktır. Avrupa'nın etkisi yeni bölünmelere mukavemet ettiği ölçüde artacak ve 200 yıldır savunduğu değerlerin dünyanın diğer bölgelerine de yayılmasına katkıda bulunacaktır. Böyle bir gelişme, kültürler arasındaki hoşgörüyü pekiştirecek ve AB'nin stratejik derinliğini artıracaktır." Türkiye ile medeniyetler uyumuna Başbakan Erdoğan, forumun "Odaktaki Ülke: Türkiye'' başlıklı oturumunda da Türkiye'yi AB'ye hazırladıklarını belirterek Türkiye'nin sahip olduğu İslami mirasla "Medeniyetler çatışması'' tezlerini çürütüp "medeniyetler uyumu''nun en sağlam örneğini Avrupa ile el ele inşa edebileceğini söyledi.
Türkiye'nin AB'ye üye olduğu taktirde siyasi ve stratejik etkinliğiyle öncü bir rol oynayacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda her alanda gerçekleştireceği yapısal değişikliklerle genç ve dinamik potansiyelini harekete geçirerek, bu şekilde AB'ye daha da yaklaşacağını ve sanılanın aksine ekonomik olarak da AB'ye yük olmayacağını anlattı. Erdoğan, bunun en güzel örneğinin de Türkiye'nin GB'yi AB'nin mali desteğini almadan gerçekleştirmesi olduğunu söyledi. n MİLANO
|
|
|
|
|
|
|