AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bedri Baykam'ı niçin destekliyorum?

CHP Genel Başkanlığı için gönlümden Mustafa Sarıgül geçiyordu; Baykal olmayacağına (olamayacağına), Kemal Derviş de mevcutlar arasında "alafranga demokrat" kalacağına göre, en uygunu Sarıgül'dü.

Bir kere daha güler yüzlü bir adam.

Daha dışa dönük...

Kadim CHP'lilerde rastladığımız reflekslere, yani bazı kötü alışkanlıklara sahip değil; daha toleranslı...

Gerçi, Hacıbektaş'a düzenlediği "ideolojik otobüs turları"yla biraz gözümden düşer gibi olmuştu ama, o kadar da olsundu, "ocak raconu" arada sırada bu tür eylemleri icbar ettiriyor; hiç değilse laf dinleyen, muhatabını anlamaya çalışan, insanlarla konuşurken "öteki" tanımlamasının çekiciliğine kapılmayan bir adam.

Sarıgül imtina etti.

Belki korktu.

Belki "erken" diye düşündü.

Fakat Bedri, yani Bedri Baykam, cesaretle çıktı ve CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.

İyi de etti.

Ben, Bedri Baykam'ı, CHP'yi toparlayacak ve yüzde 45 oy potansiyeline ulaştıracak bir isim olarak düşünmesem de, adaylığını CHP'de taşların yerine oturmasını sağlayacak bir sürecin "tetikleyicisi" olduğu için destekliyorum.

Bedri şimdi, haklı olarak, bu destek mesajından birtakım anlamlar çıkaracak ve muhtemelen kendisini "ti"ye aldığımı düşünecek.

Biliyorum ki benden hiç hoşlanmıyor, "çamur güreşi" meselesini dilime doladığım için de gizliden gizliye nefret ediyor ve (belki de) kendisine düşman olduğumu düşünüyor.

Yanılıyor.

Benim de ondan hoşlandığım pek söylenemez ama düşman değilim..

Evet, ekrandaki bağıran çağıran, hırçın, gayrımedeni tavrını sevmiyorum, bazı evhamlarını "çocukca" buluyorum ama, niçin ona düşman olayım ki?

Sadece üzülüyorum.

Sanatçı olarak Bedri Baykam'ı anlamaya ve sevmeye çalıştığım dönemler olmadı değil; hatta bir-iki sergisine gittim; sergilerinden birinde "27 Mayıs kıyıcılığı"na övgüler düzüyordu, diğerinde Menemen ve Kubilay eyyamı yapıyordu ki, yapılanların "resim sanatı"yla uzaktan yaktından ilgisi yoktu; "dekorasyon-kolaj" çalışması türünden şeyler...

Ben siyasetçi Bedri Baykam'ı daha "kayda değer" buluyorum.

Bir kere, "net" bir adam.

Ek yeri yok.

Söyleyeceklerini, lafın önünü arkasını düşünmeden, "pat" diye söyleyiveriyor.

Örneğin, "demokrasi"ye itimat etmiyor.

Din düşüncesinden hoşlanmıyor.

Çok partili parlamenter sistemi, "karşı-devrime" zemin hazırladığı için, "yararsız" buluyor.

Hayır, dine karşı değil, insanların bir dine inanıyor olmalarını normal karşılıyor, sadece dinin toplumsallaşmasından ve nihayet kamusal alanda görünür kılınmasından (görünür olmasından) rahatsız.

Rahatsızlığı bununla kalsa mesele yok; fakat Bedri bütün renklere, bütün seslere, bütün tonlara karşı; neye ne ölçüde inanacağımıza, hangi düşünceyi savunacağımıza, hayatımızı neye göre düzenleyeceğimize, bizim adımıza iyiyi ve doğruyu düşünen bir "merkez", yani o merkezde kümelenmiş yönetici sınıf karar vermeli.

Bedri, açıkça "Kemalist" modeli savunuyor.

Bence doğrusunu yapıyor.

CHP de aslında Kemalist bir parti ama, nedense "demokrat" görünmeyi tercih ediyor. Yani, "takiyye" yapıyor.

Bedri genel başkan olursa CHP ilk kez aslî kimliğine kavuşacak. Onu bu yüzden destekliyorum.


18 Eylül 2003
Perşembe
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED