Başörtülü oldukları için okullara alınmayan yüzlerce öğrenciden kimisi başlarını açarak eğitimine devam etti, kimisi okulunu yarım bırakıp evlerine döndü, kimisi de yarım kalan eğitimlerini tamamlamak için dillerini, kültürlerini bile bilmedikleri ülkelere doğru okumak için yola çıktı. Gittikleri ülkelerde birçoğuna hocaları tarafından üniversitede kalmaları için teklif geldi, ancak onlar, adeta bir 'sürgün' olarak gittikleri ülkelerden diplomarıyla dönüp, kendi ülkelerine hizmet etmek için geldiler. Geçtiğimiz Haziran ayında başörtülü oldukları için eğitimlerini yarım bırakan öğrencilerden 17'si gittikleri ülkelerden meslek sahibi olarak geri döndü. Geri dönenlerden 15'i doktor, biri İngilizce öğretmeni, biri ise bilgisayar mühendisi oldu ve bugünlerde yeni bir hayata atılmanın heyecanını yaşıyorlar. Büyük acılarla terkettikleri topraklara ellerinde diplomalarıyla dönen ikisi doktor biri ise İngilizce öğretmeni olan Fatma Örgan, Havva Kaplan ve Selma Batur gittikleri ülkeleri, yaşadıkları gurbet acısını ve umutla döndükleri ülkelerinde geleceğe yönelik beklentilerini anlattılar.

SINIFTA EN YÜKSEK NOTU HEP BİZ ALIYORDUK

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıftayken okulunu bırakıp Macaristan'a giden Fatma Örgan, "Türkiye'deki başörtüsü eylemlerini duydukları için en başta hocalar da öğrenciler de bize 'militan' gibi baktı ama bir süre sonra bizi çok sevdiler. Sınıflarımızda en yüksek notları bizler alıyorduk ve okulda sürekli Türkler'in başarıları konuşuluyordu" dedi. Hocalarının kalmaları için ısrar ettiğini ancak Türkiye'yi çok özlediği için dönmeye karar verdiğini söyleyen Örgan "Hayalimiz diplomalarımızı alıp ülkemizde çalışmaktı, ancak şu ana kadar YÖK'ün diplomalarımıza denklik vermemesi yüzünden sıkıntılar yaşıyoruz. Eğer iş bulamazsak o zaman yurt dışına tekrar çıkmayı düşünebiliriz" diye konuştu.

SORUN BIRAKTIĞIMIZ NOKTADA KALMIŞ

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi üçüncü sınıftayken başörtüsü sorunu yüzünden eğitimini bırakıp Azerbaycan'a giden Havva Kaplan Türkiye'ye döndükten sonra hem YÖK'ün denklik sorunu, hem de başörtülü olmalarından dolayı sıkıntıların kaldığı yerden devam ettiğini ifade ederek "Azerbaycan'da doktor olduğum için bir saygınlığım vardı. Ancak sanki orada sahip olduğun bu kimlik Türkiye'ye adımını atar atmaz kayboluyor. Kadın olman artı başörtülü olman, üzerine yapışıyor ve aradan geçen yıllara rağmen bu ülkede hiçbir şeyin değişmediğine şahit oluyorsun" diye anlatıyor.

İLTİFAT ALINCA ÇOK ŞAŞIRDIM

19 Mayıs Üniversitesi'nde eğitimini yarım bırakıp Azerbaycan'a giden Selma Batur, burada İngilizce Öğretmenliği'ni bitirmiş. Batur'u Azerbaycan'da en çok etkileyen, ilk gün koridorda bir öğretim üyesinin başörtülü olmasından dolayı iltifat etmesi olmuş. Ancak Batur, iltifatların da, başörtüsüne sorun olmadan bakan insanların da orada kaldığını düşünüyor. Şimdi ailesinin yanına dönmek yerine arkadaşlarıyla birlikte ev tutup İstanbul'da çalışmayı düşünen Batur şöyle konuşuyor: "Başörtülü olmam özel işyerlerinde bile problem olarak görülüyor. Ya da başörtüsünü bahane ederek verecekleri ücreti düşürüyorlar. Ancak umudumuzu yitirmedik ve iş aramaya devam ediyorum".