AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yeme bozukluğu ciddi bir sorun

Eskiler 'bir dirhem et, bin ayıp örter' derlerdi. Şimdilerde nerede kaldı ayıp örtmesi, her dirhem fazla vücut ağırlığının kendisi ayıp olarak görülüyor. Artık zayıf olmak moda. İngilizce sloganıyla 'Thin is İn'.

Hangi dergiyi açsanız incecik fotomodeller, arkalarındaki sayfalarda diyet reçeteleri, zayıflama merkezlerinin ve kondisyon aletlerinin reklamları ile dolu. Ne yalan söyleyeyim ben de her kadın gibi yıllardır nerede bu tür bir yayın görsem dikkatle incelerim. Ancak bu yayınların gerçekçiliğini mantık süzgecinden ve uzmanların tavsiyelerinden ince ince geçiririm.

Çevremize baktığımızda insanların giderek daha kilolu olmaya başladığını görüyoruz (gerçi ben çevreye değil aynaya baktığımda da bunu görüyorum ama neyse!). Buna karşılık da hemen herkeste diyet ve zayıflama çabaları (ne yazık ki ben de şansız çoğunluğun içindeyim ve yıllardır sağlığım için kilolarımla boğuşur dururum). Bu ikilem bazı kişilerde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Yeme bozuklukları olarak genel bir isim altında incelenen hastalıklar. bunlardan en karakteristik olanları, Anoreksiya nervoza, kilo almaktan korkan kişilerin iştahının tümüyle yok olması halidir. Bu bazen o kadar ciddi boyutta olabilir ki, kişiyi ölüme bile götürebilir. Yeme bozukluklarından bir diğeri bulumia olarak adlandırılmaktadır. Bu tabloda kişi çok yemek yer, yedikçe suçluluk duyar ve bundan kurtulmak için de kusar. Kilo almaktan korktuğu için sürekli müshil ya da idrar söktürücü kullananlar da oluyor.

Uzmanlar, 1200 kalorinin altında, mucize(!) diyetlerin peşinde koşanları da bilinçli diyet yapanlar grubunda değerlendirmeyip, yeme bozukluğu olarak da nitelendirebiliyor. Geçenlerde bir sağlık kuruluşundan gelen e-mail de çok enteresan bir istatistikten bahsediyordu; Yapılan çalışma, sağlıksız zayıflama girişimi uygulayanların %11'inin müshil ilacı kullandığını, %15'inin zayıflama ilacı denediğini, %9'unun her yemekten sonra kustuğunu, %55'inin aşırı katı mucize diyetler uyguladığını gösteriyor. Çalışmalar genişletilince, bu kişilerin vaat edilen her türlü zayıflama şekline koşulsuz itaat ettikleri ve zaman zaman bazı art niyetli kişilerce nasıl istismar edildiklerinden bahsediliyordu. Bence her yerden duyduğunuz falan sanatçı şöyle zayıfladı, filan ünlü böyle zayıfladı masallarını dinleyip tatbik etmeyin. Unutmayın herkesin bünyesi farklıdır, bu tür diyet programlar kişiye özel olmalıdır. Ve mutlak bir uzman kontrolünde hazırlanmalıdır.

Mısır unlu tartolet

MALZEMESİ: 1,5 su bardağı fırınlanmış mısır unu, 1 su bardağı un, 1 çay bardağı sıvı yağ, 1 su bardağı yoğurt, 1 adet yumurta, 1 çay kaşığı tuz ve kabartma tozu. İçi için: 200 gr. peynir. Üzeri için: 1 yumurta sarısı, susam, çörekotu.

HAZIRLANIŞI: Mısır ununun içine, beyaz unu ekleyin karıştırın. İçine yağı, yoğurtu, yumurtayı, tuz ve kabartma tozunu ekleyip yumuşak bir hamur oluşturun. Yağlanmış tartolat kalıplarına bir miktar hamuru yerleştirin. Üzerine peyniri ekleyip bir parça hamur ile üzerini kapatın. Yumurta sarılarını üzerlerine sürüp susam ve çörekotu serpin. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 20-25 dakika pişirin.


19 Eylül 2003
Cuma
 
GÜLSEN ORTAÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED