|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Lefkoşa- Dünyanın birçok bölgesinde uzun yıllar çözülemeyen sorunlar, paylaşılamayan haklar var ama herhalde ilk kez bir ülke bir uluslararası plan üzerinde ikiye ayrılıyor. KKTC'de, başlangıçta politik malzemelerden sadece birisi olarak ortaya çıkan Annan Planı, şimdilerde diğer bütün yerel ve tarihi faktörleri izole ederek tek siyasal dayanak halini aldı. Aralık ayında yapılacak seçimler de, sonrasında ortaya çıkması muhtemel bir dizi siyasal ve sosyal gelişme de, gücünü bu plana taraftarlık ve karşıtlıktan almaktadır. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Denktaş'a sitemler içeren, "planın tartışılması için inandırıcı bir siyasi liderlik olmadıkça, plan bekleyecektir" ifadesine rağmen, KKTC halkının bu belgeye sadakati de enteresandır. Kuzey'deki insanlar plan hâlâ masadaymış gibi hayret verici bir dinamizm içerisinde çaba sarfetmekte ve bu görüşün temsilcisi siyasi partiler de seçim sabahı yeniden müzakereye başlayacak bir hazırlık içerisinde kampanyalarını sürdürmektedirler. Belki de KKTC halkının ve muhalefette bulunan siyasi partilerinin bu olumlu çabaları Annan Planı'nı kaldırıldığı raftan indirecektir. Gerçek şu ki, Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm için de herşeyin bu plan çerçevesinde yoluna girebilmesi için de gözardı edilemeyecek bazı ciddi faktörler varlığını sürdürmektedir. Hem bunları hem de Kıbrıs'ta "dün itibariyle" son durumu analiz edelim. "Dün itibariyle" çünkü Kıbrıs'ta da tıpkı "anavatan"daki gibi, her an herşey olabilmekte ve yoğun bir şekilde gündem öğütülmektedir.. 1-) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın zihninde "çözüm" ya da kimilerine göre "çözümsüzlük" için yerleşen fikir, Annan Planı'nın değil tartışılması, referans olarak dahi kabul edilemeyeceğidir. Denktaş, hem Türkiye'nin etkin garantörlüğünün bittiği hem de mal-mülk takasının bireysel hukuka göre düzenlenmesi nedeniyle plana karşıdır. Takasın "global" yani Rumlar'da kalan Türk malları ile Türkler'de kalan Rum mallarının karşılıklı kıymetlendirilmesi suretiyle ortaya çıkacak genel bilançoya göre ayrılmasını istemektedir. Ayrıca, "kurucu devlet" olmayı yeterli bulmamakta, bunun Türk kesimini 1960 şartlarının da gerisine götüreceğini düşünmektedir. Bu fikirler son derece tartışmalıdır ve bu üç konuda da farklı düşünenlerin sayısı giderek artmaktadır. 2) Yine de Denktaş'la bağlantılı temel mesele, plan ya da çözüm hakkında ne düşündüğünden daha önemli olarak, Ankara ile arasındaki ilişkide saklıdır. KKTC Cumhurbaşkanı her kritik aşamada, "politikayı belirleyen ben değilim, Ankara ne söylerse onu yapıyorum" diyerek, çözüme direncini topu Ankara'ya atarak meşrulaştırmaktadır. Şu halde hem Denktaş'ın son dönemde hedef olduğu ağır eleştirilerden kurtulması, hem de Türkiye'nin Denktaş tarafından oradan oraya sürüklendiği görüntüsünün değişmesi için bu konunun açıklığa kavuşması lazımdır. Bunun için de Ankara'nın yani hükümetin Kıbrıs politikasının ne olduğunu, hangi mekanizmayla belirlendiğini ve kimlerin bu süreçte etkili olduğunu net bir şekilde ortaya koyması lazımdır. Ankara Denktaş'ı, Denktaş da Ankara'yı bu eziyetten kurtarmalıdır. 3-) Aralık ayında yapılacak genel seçimde iktidarı devireceği görülen CTP öncülüğündeki muhalefetin "Ankara" ile iletişim ve hatta yer yer kan uyuşmazlığı sorunu da devam etmektedir. Değişimin güçlüğü ve AB-Annan Planı ekseninde bir çözümü Ankara'daki statüko unsurlarının da hazmedememekte oluşu bu sorunu körüklemektedir. Ancak, KKTC'de bu saatten sonra suların tersine akması mümkün değildir. AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermesi paralelinde bir çözüm süreci ve dolayısıyla Türk kesiminin de bir kurucu devlet olarak birliğe üye olması süreci büyük mesafe almıştır. 4-) Kıbrıs'ta muhalefet Türkiye'siz çözüm olmayacağı gerçeğine uygun hareket etmek ve bunun için de Türkiye'nin tarihi kaygılarını ve stratejik çıkarlarını koruma konusundaki fikirleri öne çıkarmak zorundadır. Ankara'nın da Kıbrıs'taki muhalefeti anlaması ve tolerans göstermesi şarttır. 5-) Ak Parti hükümetinin seçimde tarafsız kalması ve bunu uygulamalarıyla da göstermesi Ada'da adil bir seçim için önemli bir zemin hazırlamıştır. Bu tavır, Aralık ayına kadar sürdürülmeli ve özgür bir seçim için gereken yapılmalıdır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |