AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Asker göndermede TSK neden bu kadar hevesli?

Bugün MGK toplanıyor ve muhtemelen Irak'a asker gönderme işi ciddi bir şekilde ele alınıp karara bağlanacak. Bu kez Genelkurmay asker gönderme konusunda çok hevesli. Her ne pahasına olursa olsun, bu defa Amerika'nın hışmına uğramak istemiyorlar. Çünkü "ikinci tezkere"nin faturasının kendilerine çıkarıldığını ve bu yüzden Amerika tarafından çizik yediklerini çok iyi biliyorlar.

Ve Türkiye'de askerler biliyorlar ki, Amerika ile arayı düzeltmeden ülke içi dengelerde bir "güç" olarak varolabilmeleri mümkün değil. Daha doğrusu, fiili olarak iktidarın da üstünde bir güç olabilmenin yolu, Amerika ile arayı düzeltmekten geçiyor. Mesela, yeni YÖK Yasası'ndaki askeri etkinin varolabilmesi de, dış politikadaki "28 Şubat" çizgisinin sürmesi de hep güce bağlı.

Açıkçası, AB'ye uyum paketleriyle "vesayet" politikalarında mevzi kaybeden askerler, Irak'a asker gönderilmesini sağlayarak "güç" tazeleyecekler. Bunu anlamak mümkün. Ancak, "ikinci tezkere"nin reddiyle özellikle Avrupa Birliği nezdinde ve bütün dünyada prestij kazanan siyasal iktidarın asker gönderme konusunda bu kadar hevesli olmasını anlamak gerçekten mümkün değil.

Bu öyle bir paradoks ki, hem AB'ye uyum çerçevesinde MGK'nın etkinliğini azaltacak değişiklikler yapacaksınız, hem de asker gönderme konusunda MGK'da askerlerin onayını ön plana çıkararak MGK'ya güç aktaracaksınız. Korkarım siyasal iktidar, ileride YÖK Yasası ile ilgili MGK'dan çıkması muhtemel sonuçları izah etmekte şimdiki kadar rahat olmayacaktır.

Şimdi milletçe, hükümet ve Genelkurmay el ele, "öl de ölelim" şarkısı eşliğinde Irak'a asker göndermeye hazırlanıyoruz. Ölüm bataklığında her gün bir iki askerini kaybeden Amerika, kendi kamuoyundaki baskılar yoğunlaştıkça, biraz da başkaları ölsün diye elinden geleni yapıyor.

Bütün yolların "ölüm"e çıktığı Irak konusunda Amerika için her şey mübah. Zaman zaman Amerikan ve İngiliz medyasının, "Türk askeri daha başarılı olur" şeklindeki pohpohlamaları, zaman zaman da Amerikan Büyükelçisi Edelman'ın "Hükümet ihtiyaç duyuyorsa, Meclis'e tezkere getirir. O tezkere kabul görmelidir. Tezkere kendi grubunda kabul görmezse, o hükümet iş yapamaz hale gelir" sözlerinde olduğu gibi biraz da aba altından sopa gösterme argümanları devreye sokuluyor.

Devletimiz, çocuklarımızı Irak'a göndermek için geceli gündüzlü çalışırken, aslında Irak'ta daha da ilginç şeyler oluyor. Mesela, Kerkük-Yumurtalık hattı durmadan bombalanıyor. Dün yeniden bombalandı ve devreye sokulması giderek zorlaşıyor. Peki kim bombalıyor bu boru hattını?

Sakın bu işin, Irak petrolünü İsrail üzerinden dünyaya taşıyacak olan "Irak-Hayfa hattı" ile bir ilgisi olmasın? Son günlerde Amerika'nın patronluğunda oluşturulmaya çalışılan, "Türkiye-İsrail-Hindistan" eksenindeki müttefikimiz İsrail'in bu sabotajlarla bir ilgisi olabilir mi acaba?


19 Eylül 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED