|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dünya, değişiyor. En kolay şey, dünyanın değiştiğini söylemek. Değişme, değişim kelimesi, insanlara sevimli geliyor; bu yüzden, 'dünya değişiyor' derken 'pozitif' yansımalar oluyor, insanların yüzünde. Ama bilmiyoruz; değişmenin iyi yönde mi, kötü yönde mi olduğunu çoğu kez, iyi ya da kötü olan şey, yani 'değişim' başımıza geldikten sonra anlıyoruz. Soğuk savaş sonrasında, değişim hakkında kullanılan en yaygın terim, 'yeni dünya düzeni'ydi. Baba Bush döneminde Körfez Savaşı'yla uygulamaya konulan, 'Haritalar değişecek' iddialarıyla kendisi hakkında ipuçları veren proje, kendini iyice göstermek için oğul Bush iktidarını bekledi. Bugün, 11 Eylül'den ve 2. Körfez Savaşı'ndan sonra, Bush ve ekibinin uygulamaya koyduğu projenin muhtevası, istikameti, 20 yıl öncesine göre daha belirgin. Bush yönetimi, 'Amerikan yüzyılı'nı uzatmak için 'negatif', dünyada 'sempati' değil, korku ve öfke uyandıran bir yöntemi tercih ediyor. Türkiye'nin 'zor' soruları
Avrupa, Rusya ve Çin, 'yeni dünya düzeni' projesinin 'nesne'si olmamanın yollarını arıyor. Avrupa Birliği'nin 'kütle'sini büyütmeye çalışması, Rusya'nın Putin'le yenilenme çabaları, Çin'in jeopolitik çevresine daha çok tutunması, hep, 'kolay yuvarlanmamak', fırtına bittikten sonra da ayakta olabilmek için. Türkiye, bütün bu oluşumlar'ın bu gelişen dengelerin arasında bir yol ve bir yer arıyor. Sayısız 'zor soru' soruyor Türkiye. Değişimin 'nesne'si mi olacağız? Değişimden sonra, geriye, nasıl bir Türkiye kalacak? Kimin yanında olursak daha güvende oluruz? Amerika'nın, Avrupa'nın ya da başka bir 'oluşum'un yanında olmanın maliyeti nedir? Bu sorular sorulurken, aslında başka 'hayati' sorulara cevap arandığı açıkça hissediliyor. 'Geleneksel' korkularımız, çekincelerimiz, 'kırmızı çizgi'lerimiz ne olacak? Bölünür müyüz? Yutulur muyuz? Sonra, sorular bölünerek çoğalıyor. İnsan hakları, özgürlükler, ekonomi, eğitim, hatta özelleştirme bile, bu endişeler doğrultusunda sorgulanıyor. Bu soruların hepsi 'gerçek' sorular. Cevapları 'geçiştirilemeyecek' sorular. Sorularda yapılacak küçük değişikliklerin, cevap arayanlara kolaylık sağlayacağını düşünebilir miyiz? Hukuk, özgürlükler, tehlikeli mi?
Soruyu, "Hukuk, özgürlükler, hem ekonomik anlamda, hem de siyasi, kültürel... başka ne anlamları varsa bütün anlamlarda 'zenginlik' bizi daha mı güçlü, yaksa daha mı zayıf kılar" diye sorsak, nasıl bir cevaba ulaşırız? Bütün bu gerçeklerin, bütün bu soruların ve verilebilecek bütün cevapların, tabii ki, basınla, medyayla ilgisi var. Yeni Şafak, bu sorular açısından bakıldığında da, haberleri ve yetkin yazarların kaleminden çıkan yorumlarıyla, sağlıklı bir noktada duruyor. Bu sorular, Yeni Şafak'la birlikte bakıldığında, daha açık seçik görünüyor. Yeni Şafak, okurlarını bu soruların 'doğru' cevaplarına, herkesten daha çok yaklaştırıyor. Kültür Hizmetlerimiz devam ediyor
Yeni Şafak'ın okur kitlesi, Türkiye'nin en nitelikli okur kitlesi. Bu nitelik, Yeni Şafak'ın, bütün haber ve yorumlarında karşılığını buluyor. Yeni Şafak, 'kültür hizmetleri'nde de, Yeni Şafak okuruna katkı sağlayacak bir niteliği sağlamaya özen gösteriyor. Yeni Şafak, Kültür Hizmetleri serisini bundan sonra da sürdürecek. Bizim hazırlıklarımız tamam. Yeni Şafak, okurlarına, her zaman, 'mümkün olan'ın en iyisini sunmak istiyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |