AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M

Halkla kaynaşarak başarılı olduk

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü, Muhabere Şube Müdürlüğü yapan, halen Fatih ve Güngören ilçelerinden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olan İnci Aksoy, 1992'nin Ağustos ayında Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne atandığında 'Türkiye'nin ilk bayan emniyet müdürü' ünvanını almıştı. Bu özelliğinden dolayı İngiltere'de yayınlanan bir dergiye de konu olan Aksoy, Sarıyer'de görev yaptığı sırada hem bir kadın hem de bir anne olarak insani ilişkileri ön planda tutarak başarıyı yakaladı. Başkomiser olan babasının ısrarıyla okuduğu Ankara Özel Yükseliş Eczacılık Fakültesi'ni bırakarak bu mesleğe başladığını anlatan Aksoy 1982 yılında polislik mesleğe adım atmış. Aksoy '92 yılında Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü olana kadar Türkiye'nin birçok ilinde görev yaptığını ifade ederek, "O göreve atandığımda meslek, hayatımın her alanına girmişti. Çünkü artık bir polis kızı, polis eşi ve gelini olmuştum" dedi. Çalıştığı yerlerde kadın olmasından dolayı bazı "organize suç gruplarının" sorunları çözemeyeceğini düşündüklerini belirten Aksoy, kadın olmayı bir avantaja dönüştürerek halkla kaynaşma yolunu seçtiğini ve insanlara hep sevgiyle yaklaşmanın karşılığını başarı olarak geri aldığını kaydetti.


Eşimin tecrübesinden yararlanıyorum

Aksoy, iş hayatındaki başarılarının onun ev hayatında sorun oluşturmadığını belirterek polis olan eşinin tecrübelerinden yararlandığını söyledi. Bir anne olarak ev yaşantısını sürdürdüğünü anlatan Aksoy, şunları söyledi: "Evimin kapısından girdiğim an, tamamen kendimi evime odaklıyorum. Evimde tam bir ev kadınıyımdır. Yemeğimi kendim yaparım, üç tane yetişkin; bir kız, iki erkek çocuğum var." Terör olayları ile gündeme gelen Küçükarmutlu'da vatandaşlarla birlikte Dev-Sol örgütüne karşı iyi bir mücadele sergilediğini belirten Aksoy, "Ben hiçbir zaman Armutlu'yu parantez içine almadım. Armutlu'yu diğer yerlerle bir tuttum. Bu sayede başarılı işler yaptık" dedi.


Bakan Çelik, ilkokul öğretmeni ile buluştu

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, kendisine okulu sevdiren ilk öğretmeni Duygu Ebedi ile yıllar sonra "bakan" sıfatıyla buluştu. Bu ilginç ve duygu yüklü buluşmaya Yeni Şafak tanıklık etti. Öğretmeninin elini öpen Bakan Çelik, "Duygu öğretmen ismiyle müsemma bir hocaydı. Ailemden ayrılmamın etkisiyle okulu bırakmayı çok düşündüm. Duygu Hoca benimle özel olarak ilgilendi. Ben ilkokul 3. sınıfı iyiyle bitirdim. 4. sınıftan itibaren de hep sınıfın en iyisi oldum. İnsan bir çeyrek asır sonra ilkokul öğretmenini görünce çok duygulanıyor" diye konuştu.


Sınavlara şaibe karışmıyor

Bu arada Bakan Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce dün gerçekleştirilen Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nın soru kitapçıklarının basımı ve sevkedilmesi işlemlerini gerçekleştiren 19 kişilik çalışma grubu ile biraraya geldi. Çelik, sınava ilişkin sorun yaşanıp yaşanmadığına ilişkin bir soru üzerine, "ÖSYM'nin yaptığı sınavlara da Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı sınavlara da kesinlikle şaibe karışmıyor. Sınavların merkezi olması aslında (kayırma oluyor mu, torpil mekanizması işliyor mu, başarılı bile olsam birilerini benim önüme geçirirler mi) gibi kaygıları ortadan kaldırıyor" dedi.


Türkçe kursuna 6 bin kişi başvurdu

Kerkük Eğitim ve Kültür Türkmen Dairesi tarafından, 11 Nisan'dan bu yana 13 ayrı merkezde verilen Türkçe kurslarında 2 bin 300 kişi Türkçe öğreniyor. Kerkük Eğitim ve Kültür Dairesi Sorumlusu Halis Yasin Köprülü, kursu ilk açtıklarında 6 binden fazla başvuru olduğunu ve ilk etapta 300 öğrenci kabul edebildiklerini söyledi. Kurslarda 44 gönüllü öğretmenin ders verdiğini belirten Köprülü, 45 günlük kurslarda ilk mezunlarını geçen günlerde verdiklerini kaydetti. Kurs öğretmenlerinden Ömer Burhan Özatalay, 45 günlük kurs sonunda öğrencilerin Türkçe'yi çok rahat okuyup yazabildiğini kaydetti.


16 yaşına geldin artık okuyamazsın!

Sokaktaki çocuklara, okuma yazma bilmeyen kadınlara, yaşlılara, eğitim imkanı vermek için kampanyalar düzenlenirken, Cibali İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Erdal İçgil, 16 yaşına ulaşması sebebiyle eğitim sistemi dışına itiliyor. 1986 Diyarbakır doğumlu olan İçgil, eğitim macaresına Manisa İlköğretim Okulu'nda başladı. 3. sınıfa kadar Manisa'da okuyan İçgil, ailesinin İstanbul'a taşınması sebebiyle naklini Cibali İlköğretim Okulu'na aldırdı. Bu okulda 5. sınıfa kadar okuyan İçgil, 5. sınıftan sonra maddi imkansızlıklar yüzünden 3 sene eğitimine ara verdi. Geçtiğimiz sene 14 yaşında iken 6. sınıfa tekrar başlayan İçgil, halen 7. sınıfta okuyor. Ancak İçgil'in ailesi geçtiğimiz günlerde, okul idaresinden gelen bir uyarı ile neye uğradığını şaşırdı. Okul Müdürü Ömer Sandal, Erdal'ın velisini çağırarak kaydını silmek durumunda olduğunu açıkladı. Yönetmeliğe göre 14 yaşına kadar ilköğretim okulunu bitiremeyen öğrenci, örgün eğitimin dışına itiliyor. Okul müdürü Sandal, "Biz hiçbir öğrencimizin eğitim sistemi dışına itilmesine razı olmayız. Ailesine de durumu izah ettim. Öğrencimiz, açık ilköğretimde sınavlara girerek eğitimine devam edebilir" dedi.

  • İSMAİL ZELVİ, İSTANBUL



  • 9 Haziran 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED