AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Majestelerinin muhalefeti...

Milli Güvenlik Kurulu'nun hazırlanmakta olan yeni yönetmeliği hakkında bir iki gazete dışında kimseden ses çıkmıyor. Büyük tirajlı gazeteler nedense bu konuya ilgi duymuyor. Konuyu görmüyor.

Benzer durum, Radikal Gazetesi MGK'nın gizli yönetmeliğini açıkladığı sırada da olmuştu. Türk devlet sisteminin özünü ve işleyişini simgeleyen bu yönetmeliğin kamuoyuna açıklanmasını sakıncalı bulanlar, başyazarlar, yazarlar ortalığa dökülmüştü.

Yönetmeliğin açıklanmasını sakıncalı bulmakla yetinmemişler; içerdiği hükümlerin savunusuna girişmişler, "derin devletin faydaları ve gerekliliğini anlatan yazılar" yazmışlardı.

Kanunların ve meşru araçların ülke bütünlüğü ve anayasal düzeni sağlamak konusunda her zaman etkili olmadığını, "devletin kendisini ve düzeni korumak için hukuk ve kural dışı diğer yollara başvurmasının kaçınılmaz olduğunu" belirtmişlerdi.

Yönetmeliği ve hükümleri eleştirenleri her zamanki ucuzlukla "asker düşmanı" ilan etmişlerdi.

MGK'nın bu gizli yönetmeliği hükümeti ikame eden bir anlayışı ifade edermiş, devletin çeşitli kesimlere, sivil örgütlere, hükümetlere, milletvekillerine karşı yürüttüğü operasyonlara zemin hazırlayarak "hukuksuzluğunun abidesi"ni oluştururmuş, ülke yönetimini devlet işleyişi üzerinden askerlere bırakırmış...

Ne gam!

Sayıları azımsanmayacak oranda olan, neredeyse "yarı resmi devlet görevlisi" gibi davranan, işgal ettikleri konumlar ve aralarındaki ilişkiler itibariyle "ortalama basın politikasını tek tornadan çıkmış hale getiren", gazeteci kimliği açısından "ortalama basın zihniyetini temsil eden", basının topluma, siyasete, devlete ve demokrasiye genel bakışı ve politikalarını simgeleyen bu aktörler ve yapıyla demokrasi peşinde koşuyoruz...

Demokrasi talep edenlerin, anti-demokratik uygulamalara tepki verenlerin, devlet iktidarı-siyasi iktidar ayrışmasının hastalıklı olduğu vurgulayanların, bu güruh ve bu güruhun temsilcileri tarafından aydın müsveddesi, haymatlos (vatansız), asker düşmanı, radikal, marjinal ilan edildikleri bir diyarda çağdaşlık konusunda nasıl yol alınır?

Latin Amerika'da bile 1980'lerde tarihe gömülen, insanlığın daha şimdiden lanetle andığı "milli güvenlik ideolojisi" ve "milli güvenlik devleti" uygulamasının basın, aydın, sivil örgütler tarafından kah açık kah gizli savunulduğu bir ülke, "askeri demokrasi"den başka neye mahkum olabilir?

Dış dinamikler demokrasiye, değişime ve iyi niyetli hükümetlere her zaman yardım etmez...

Demokrasi, sadece yasaların değil, aynı zamanda sivil kurumların, basının, onlardan gelecek denetim talebinin, katılım kanallarının zorlanması ve açılmasının işidir.

Gazetelerin birinci sayfalarını süsleyen "majestelerinin muhalefeti" sadece göz boyuyor. Kısacası "anestezi altında ve devlet eliyle değişim", olmuyor...

MGK yeni yönetmeliğinin en azından gizli olmasına karşı çıkmak, başka bir deyişle en kısa zamanda kapalı kapılar ardında ve basit bir prosedürle değiştirilmesine, yani eski haline dönmesine zemin hazırlayacak şekline karşı çıkmak bir demokrasi görevidir...

Bizden hatırlatması....


5 Kasım 2003
Çarşamba
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED