|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugünlerde CHP gündemin ön sıralarında yer alıyor. Parti meclisine alınmaması üzerine İstanbul Milletvekili Yaşar Nuri Öztürk'ün başlattığı özeleştirinin CHP'de huzursuzluğa yol açtığı anlaşılıyor. Gerek gazetesinde yaptığı açıklamaları okuyunca, gerekse televizyonlarda yaptığı konuşmaları dinleyince Sayın Öztürk'ün aldatıldığı sonucuna varıyorsunuz. Sayın Öztürk haklı olarak tepki veriyor. Ama gerek sayın Öztürk'ün gerekse karşı açıklamalar yapan CHP'lilerin sözlerine bakılırsa ipler kopmak üzereymiş gibi görünüyor. Benzer bir anlaşmazlık seçim öncesinde de çıkmış ve ben o zaman bu köşede Sayın Öztürk'ün CHP'den istifa etmemesi istikametinde bir yazı kaleme almıştım. Bilindiği gibi Sayın Öztürk Türkiye'nin en meşhur ilahiyatçılarından biridir. Bazı fikirlerini ve üslubunu beğenmesem de özellikle Tv programlarında yaptığı konuşmalarla çok sayıda insanı aydınlatmaktaydı. Programlarında dindar kesimi çok acımasızca eleştirdiği için dindar kesim onu sevmezdi ancak din konusunda bilgi sahibi olmayan çok geniş çevreler tarafından kabul görmüş bir şahsiyet idi. Sayın Öztürk bir bakıma dini bilgisi az olan, farklı bir hayat sürdürdüğü için dindar kesimle arası açık bulunan kesimin itibar ettiği tek hocası olmuştu. Fikirlerine ne kadar katılmasam da üslubunu beğenmesem de nihayetinde Allah'tan, peygamberden Kur'an'dan İslam'dan bahseden ve geniş çevrelerce kabul gören Sayın Öztürk'ü toplum için faydalı bir şahsiyet olarak gördüm görüyorum. Bence siyasete girmeseydi daha kuşatıcı olurdu. Fakat siyasete girdiğinde hele CHP'den aday olduğunda ben Türk siyaseti adına sevindim. Çünkü CHP 1950 öncesi siyasetiyle toplumun değerlerine ters düşmüş bu yüzden de birçok değer sorun haline gelmiş ve sağ iktidarlar bile solun bu tepkisi sebebiyle o sorunlara çözüm üretememişlerdir. Bu itibarla CHP Türkiye'de çok önemli bir misyon ve gücün temsilcisi konumundadır. Özellikle sosyal sorunlarda CHP'nin tavrı çok büyük önem arzetmektedir. 3 Kasım seçimlerinden önce Sayın Baykal'ın attığı adımları da ben olumlu bulmuş ve takdir etmişimdir. Hatta Sayın Baykal siyasete tekrar dönmek için partililerin ısrarı üzerine onlara, "Siyasetimizin temelinde insan vardır. Toplum devletten önce gelir. İnsan inançlarıyla, düşünceleriyle, fiziğiyle, emeğiyle bir bütündür. Biz bütün bunların hepsine saygı göstermeliyiz. Bunlar bizim tarihimizden geliyor. Sosyal demokrasiyi çağdaş anlayışla, Türk toplumunun değerleriyle yorumlamak gerekir." (D. B. Tercüman 24 Haziran 2003) dediğini biliyoruz ki Sayın Baykal'ın yukardaki cümlesine şapka çıkarmamak mümkün değildir. Ben Sayın Baykal'ın yukardaki açıklaması istikametinde siyaset geliştirdiğini, Şeyh Edebali'den başlayarak, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Velileri dilinden düşürmediğini hele Yaşar Nuri Öztürk gibi bir ilahiyatçıyı saflarına katmasını Türk siyaseti adına önemli bir kazanım olarak değerlendirdim. Halkımız da bu kazanımları gördüğü için CHP'yi artık o eski imajından sıyrılmış bir parti olarak algılamış ve Baykal'ın bu doğru ve akılcı politikalarıyla CHP'yi yeniden diriltmiştir. Ne var ki CHP Meclis'e girdikten sonra seçim öncesindeki milletin değerleriyle barışık söylemleri bir kenara bırakmış her münasebette milletin değerlerine ters uygulamaların taraftarı görünmüş ve bir hayli taban kaybına uğramıştır. Son olarak Sayın Öztürk'ün çıkışları, hele parti içinde, "İslam nefretinin iliklerine kadar işlemiş" kimselerin bulunduğu ve bunların yönetimde etkili oldukları açıklamaları CHP'yi vicdanlarda mahkûm edecek ağırlıktadır. Bununla birlikte dünkü gazetelere yansıyan ve çok sayıda CHP milletvekilinin, "CHP türban sorununun çözümüne öncülük etmeli fikrine sahip olduğu bunun da parti içinde huzursuzluk yarattığı" haberleri CHP'nin yeni doğumlara gebe olduğu işareti gibi algılanmaktadır. Belki biraz iddialı gibi gelecek ama benim düşünceme göre Yaşar Nuri Öztürk'ün CHP'ye birkaç puanlık oy getirisine sebep olmuş bir ağırlığı vardır. Dahası Yaşar Nuri'nin CHP'nin toplumun değerleriyle barıştığını simgeleyen bir misyon üstlendiği kanaati vardır. Yaşar Nuri Öztürk'ün bu itibarla Meclis'in en fazla oy tabanı bulunan vekillerinden biri olduğunu söylersek abartmış olmayız. Bu bağlamda Yaşar Nuri Öztürk CHP'ye birkaç puan kazandırdığını ama eğer CHP'den giderse kazandırdığının birkaç katı kayıp verdireceğini söyleyebiliriz. Ben şahsen CHP'nin Baykal'ın yukardaki açıklamaları istikametinde kendisini yenilemesinin ülke yararına olduğunu düşünüyorum. Ama bu yenileme gerçekleşmez ve parti içindeki basına yansıyan huzursuzluk devam ederse Yaşar Nuri Hoca CHP'ye Fatiha okunmasına sebep olabilir! Bu gelişmelerin ilk sonucunu 28 Mart 2004 seçimlerinde hep birlikte göreceğiz.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |