İnönü'de öyle bir gece yaşadıkki, canımız burnumuza geldi. Beşiktaş, "galibiyet olmazsa olmaz" parolasıyla çıktığı sahada kazanmasını bildi ama tribünlere ecel terleri döktürdü.

Oyunun başında Beşiktaş'ın kazanacağı açık seçik belliydi. Belliydi belli olmasına ama, bu kadar direnen, bu kadar kapanan Sparta Prag hesaba katılmamıştı. Oyunun üçte ikisini Sparta Prag yarı alanına yığan Beşiktaş'ın mutlak baskısı her an bir golün atılabileceğini net bir habercisiydi. Ha şimdi oldu, ha şimdi olacak derken 81. dakikaya kadar hop oturduk hop kalktık. Beşiktaş, Ronaldo'nun o golü ile öylesine rahat bir nefes aldı ki, o 81 dakika yaşanan eziyet bir anda kaybolup gitti.

Oyunun yapısına gelecek olursak... Doğrusunu söyleyecek olursak Sparta Prag 81 dakika gol yemeyecek kadar iyi oynamadı. Çünkü Beşiktaş'ın yarattığı atakların büyük bölümünde iyi başlayan hareketler, kötüye dönüştü ve Siyah-Beyazlılar kendi hatalarıyla mutlak gollerden oldular. Bir de İlhan Mansız'ın, çizgi defans uygulayan Sparta Prag'ın ofsayt tuzaklarına düşmesi gol için yaratılan tehlikeleri başlamadan bitirdi. Beşiktaş'ın bir de karın ağrılarından bahsedelim. Pancu ile Kaan Dobra'yı toplayın, Beşiktaş'tan çıkarın eşittir dokuz deyin. İşte Beşiktaş 90 dakikanın büyük bölümünde bu basit matematiksel görüntü içindeydi. Yani Kaan Dobra ve Pancu'suz 9 kişi oynadı.

Sonuca gelelim... Herşeye rağmen Şampiyonlar Ligi'nin belki de en önemli maçı dediğimiz Prag mücadelesi kazanıldı. Şimdi Beşiktaş grubunda iddialı duruma geldi. Yapılacak çok işi var. Chelsea deplasmanda Lazio'yu ezimete uğratması da Beşiktaş hanesine yazılan büyük bir avantajdır. Siyah-Beyazlıların şimdi daha dikkatli ve daha akıllı oynaması şart.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu