|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ABD Başkanı George W. Bush'un, muharebenin sona erdiğini açıklamasının ardından Irak'a 5 ekip gönderen ABCNEWS ile Time dergisi, 30 kentte incelemelerde bulunarak sosyal yaşam ve zorlukları mercek altına aldı. ABCNEWS, internet sitesinde verdiği haberde, Irak halkının savaş sonrası çektiği zorlukları 8 kriterde gözlemledi. "Güvenlik Kaygıları", "Sağlık Sorunları", "Eğitim", "Elektrik", "Su Sıkıntısı", "Yönetim", "İşsizlik" ve "Ticaret" başlıklarıyla verilen haberde, 30 kentte ikamet eden Iraklılar'a, işgal kuvvetlerinin denetimindeki hayat şartlarına ilişkin görüşleri soruldu. Bush'un "Ana muharebe sona erdi" yolundaki açıklamasından bu yana yapılan en kapsamlı çalışmada, Iraklılar, "Durum düzeldi mi" ve "Şartlar savaş öncesindeki gibi mi" sorularına cevap verdi. Güvenlik Iraklıların büyük bölümü, en çok güvenliğin henüz sağlanamamış olmasından kaygı duyuyor. Iraklıların, güvenliğin ülke genelinde "çok kötü" durumda olduğu fikrinde birleştiği gözlenirken, güvenlik, Irak'ın kuzeyinde "biraz kötü", ülkenin orta kesimlerinde "çok kötü", güneyde ise "kötü" olarak nitelendiriliyor.
Direniş her geçen gün artıyor
Eskiden Arap ülkeleri arasında en çok okur-yazar kadın nüfusuna sahip olmakla ve kadınlara yüksek mevkilerde iş şansı tanımakla övünen Irak'ta artık kadınlar, daha çok şiddete maruz kalıyor. Amerikan askerlerini hedef alan direnişçiler, ABD tarafından oluşturulan Geçici Hükümet Konseyi üyelerini ve işbirlikçilerini de tehdit ediyor. Savaştan önce kadın ve çocukların geceleri sokağa çıkamadığı Musul'da ise Saddam dönemine göre daha rahat bir hayat hüküm sürüyor ve kent sakinleri, sanki hiç savaş görmemiş gibi günlük yaşamını sürdürüyor. Güneyde ise savaştan sonra sakin ve umut dolu yaşam süren Iraklılar'ın büyük bölümü, bir süre sonra tansiyonun arttığını ve durumun gittikçe kötüleştiğini düşünüyor. Kerbela'da da Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesiyle hakim olan bayram havası, yerini hızla korkuya bırakıyor. Sonuç olarak halk, bir görüşte birleşiyor: Irak'ın, kendi asayiş ve düzenini sağlayacak polis gücünü oluşturması. Bağdat'ta hastane kaynaklarından alınan bilgilere göre, savaş öncesi şiddet eylemlerinde ayda 16 kişi ölürken bu rakam kayıtlara Ağustos 2003'te 872, Eylül 2003'te ise 667 olarak geçti. Irak'ta şu an için 55 bin yerel güvenlik görevlisi ve 700 asker görev yapıyor. Güvenliğin sağlanması için ise 75 bin güvenlik görevlisi, 40 bin asker gerekiyor.
Ambargo ağır izler bıraktı
Irak'taki sağlık sorunlarının kaynağını tamamen, savaş öncesinde uygulanan ambargo oluşturuyor. Iraklılar'ın büyük bölümü sağlık sisteminin savaş sonrasında daha da kötüleştiğini düşünürken, sorun, Irak'ın kuzeyinde "savaş öncesiyle aynı", ülkenin orta kesimlerinde ve güneyde "aynı ve daha kötü" olarak nitelendiriliyor. Halk, can çekişen sağlık sisteminin bozuk olmasında sanık sandalyesine Saddam'ı değil, Amerikan yönetimini oturtuyor. İşgal sonrasında ortaya çıkan enerji sorunu, ülkenin kuzeyinde ve güneyinde büyük ölçüde çözüme kavuşurken, ülkenin orta kesimlerinde ve Bağdat'ta halen sıkıntı çekiliyor.
Halk temiz su sıkıntısı çekiyor Irak'ta halk, temiz su bulmakta büyük zorluk çekiyor. Bu, hastalıkların ve çocuk ölümlerinin artmasına yol açıyor. Savaştan önceki sıkıntıyı, savaş sonrasında işgal kuvvetlerinin yönetimi altında çekmeye devam eden halk, sağlık hizmetlerindeki aksaklıkta olduğu gibi su sıkıntısında da sorumluluğu Saddam dönemindea mbargo uygulayan ülkelerde görüyor. Halkın yarısı içecek su bulmakta zorlanırken, sıkıntı, Irak'ın kuzeyinde "aynı", güney ve orta bölgelerde ise "aynı ve daha kötü" olarak nitelendiriliyor. Saddam rejiminin yıkılmasıyla artan işsizlik oranı ve dengesiz gelir dağılımı, Bağdat'ta düzenlenen gösterilerle protesto edildi. İstihdam ülke genelinde "daha kötü" olarak nitelendirilirken, bir kısım Iraklı işsizlikten şikayet ediyor. HAMİLE KADINLARIN ölüm oranı 3'e katlandı
Irak'ta 1989 ile 2002 arasında kadınların hamilelik ya da doğum sırasında ölüm oranının yaklaşık 3 kat arttığı bildirildi. BM Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından dün yayınlanan rapora göre, 1989'da 100 binde 117 olan ölüm oranı, 2002'de 100 binde 310 olarak kaydedldi. Ölüm oranlarındaki artışın çeşitli nedenlere bağlı olduğu belirtilen raporda, genel olarak güvenlik eksikliğiyle iletişim ve ulaşım sisteminin çökmesinin kadınların sağlık hizmetlerine ulaşımını güçleştirdiği ve kadınların yüzde 65'inin tıbbi yardım almaksızın evlerinde doğum yaptıkları belirtildi. Hastanelerin zarar gördüğü, ilaç, su ve elektriğin bulunmadığının altı çizilen raporda, yıllarca süren BM ambargosu yüzünden Iraklı doktorların yeni bilimsel gelişmelere ilişkin bilgilerden yoksun olduğu da kaydedildi. Raporda, "Tıbbi altyapı mevcut, ancak iyileştirilmesi ve modernleştirilmesi gerekiyor" denilirken, kadınların yüzde 50 ile 70'nin hamilelikleri sırasında anemi, sıtma ya da başka ciddi hastalıklara yakalandığı da belirtiliyor.
|
|
|
|
|
|
|