Van, 100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, akademik başarılarına rağmen İlahiyatlara kontenjan verilmemesi nedeniyle bugün kapanma tehlikesiyle yüzyüze geldi. Öğretim üyeleri başka üniversitelere giden 500 öğrenci kapasiteli okulda bugün sadece 60 öğrenci eğitim görüyor.

1993 yılında kurulan 100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, eğitim öğretim verdiği 10 yıllık süre içerisinde kısa sürede adından söz ettiren İlahiyatlar arasında yerini aldı. Mezunları ve araştırma görevlilerinin gösterdiği akademik performansla kaliteli okul olma yönünde hızla ilerleyen fakülte, okulun tüm imkansızlıklara rağmen öğretim üyelerinin özverisiyle eğitim vermeye devam etti.

Ecelini bekleyen hasta gibi

YÖK'ün İlahiyat Fakülteleri'ne öğrenci alımını durdurmasıyla birlikte adeta ecelini bekleyen hasta durumuna düşen Van İlahiyat Fakültesi, önce Meslek Yüksek Okulu kısmını kapatmak zorunda kaldı. Kağıt üzerinde varlığını devam ettiren yüksek okulun müdürü ve idari personeli ise öğrencisi olmayan bölümde görev yapmaya devam ediyor. Bir kaç yıldır Tefsir, Arap Dili, İslam Hukuku gibi başlıca bölümlerde doktora yapacak kapasitede öğretim üyesi bulundurulmasına rağmen YÖK'ten doktora programı talep etmeyen üniversite rektörlüğü ise adeta fakültenin kapanmasını hızlandırmaya çalışıyor.İlahiyat'taki en vahim durum ise onlarca yetişmiş akademisyene rağmen 2 yıldır lisans için öğrenci alınmaması. Bu nedenle fakültenin 500'ün üzerinde öğrenciye eğitim ve öğretim verme kapasitesine sahip olmasına rağmen şu an öğrenim gören öğrenci sayısı ise 60 kişiye kadar düştü. Bu öğrencilerin de 3 ve 4. sınıfta olmaları fakültenin geleceğini şimdiden gözler önüne seriyor.

REKTÖRLÜK, YÖK'E ÇANAK TUTUYOR

Rektörlüğün doktora programı açmaması nedeniyle İlahiyatçı akademisyenler, diğer ilahiyatlardaki doktora programına katılmak mecburiyetinde kalıyor. Araştırma yapmak için Van'dan İstanbul, Ankara gibi kaynak bulabilecekleri şehirlere gitmek zorunda kalan akamedisyenler, aldıkları maaşları ise yol gibi masraflara harcamak zorunda kalıyorlar. Bugün gelinen noktada ise fakültede doktorasını bitirmiş 20'yi aşkın doktor, yrd. doçentlik; doçentlik imtihanını geçmiş akademisyenler ise doçentlik ve süresini dolduran bir akademisyen de profesörlük kadrosunu bekliyor. Rektörlük ve YÖK baskısı nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen akademisyenler YÖK'e şu soruları yöneltiyor: "Öğretim üyesi ve elemanı yeterli olmasına rağmen neden İlahiyat'a öğrenci kontenjanı verilmiyor? Rektörlük neden doktora programları talep etmiyor? Rektörlük neden yıkılmaya yüz tutmuş; kolonları çatlamış olan bir garaj binasını İlahiyat'a reva görüyor ve tamamlanmış olmasına rağmen İlahiyat Fakültesi binasını sahiplerine tahsis etmiyor?

ESKİŞEHİR'E HİÇ KONTENJAN VERİLMEDİ

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (OGÜ) bünyesinde 8 yıl önce kurulan ilahiyat fakültesine de YÖK'ün hiç kontenjan tanımadığı ortaya çıktı. 1995'te kurulan fakülteye YÖK tarafından kısa süre içinde bir dekan ve dokuz öğretim üyesi atandı. Üniversite senatosu, bir yıl sonra fakülteye öğrenci alma kararı alarak bunu YÖK'e bildirdi. Ancak YÖK, bir yıl önce dekan ve öğretim üyeleri atadığı fakülteye bu kez 'bu konuda ihtiyaç yok' diyerek kontenjan vermedi. 2001'e kadar kontenjan isteğini YÖK'e ileten, ancak her seferinde red cevabı ile karşılaşan üniversite, daha sonra bu isteğinden vazgeçti. Fakültede dekan dışında bir profesor, iki doçent, üç yardımcı doçent ve üç araştırma görevlisi olmak üzere toplam 10 akademisyen maaş aldığı halde derslere giremiyor. Fakülteye kurucu dekan olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu, ilahiyat fakültesini açıp kontenjan vermemenin büyük bir çelişki olduğunu söyledi. Prof. Dr. Maksudoğlu, misyoner faaliyetlerinin yoğun olduğu Eskişehir gibi bir yere ilahiyat fakültesinin şart olduğunu vurgulayarak "Misyonerler cirit atıyor. Ancak YÖK, 'ilahiyat mezunlarına ihtiyaç yok' diyerek kendi eliyle açtığı fakülteye öğrenci almıyor. Bu çelişkiyi anlamak çok zor" dedi.

RECEP YETER İSTANBUL

« Geri Dön