|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 12 Mayıs'ta düzenlenen 35 kişinin öldüğü saldırıdan sonra meydana gelen ikinci saldırı, bir önceki ile hemen hemen aynı yöntemler kullanılarak gerçekleştirildi. 12 Mayıs'taki saldırı da çok iyi planlanmış hatta "devlet kaynakları kullanılarak yapıldığı izlenimi"ni ortaya çıkarmıştı. O zaman ABD'nin Vinell şirketinin merkezi havaya uçurulmuştu. Yeni saldırı ise, bomba yüklü araçlar yabancıların, diplomatik misyon çevresinin kaldığı 200 villadan oluşan bir yerleşim kompleksine patlayıcı yüklü araçlarla girilmesi şeklinde gerçekleşti ve 17 kişi hayatını kaybetti. Son saldırı, Suudi güvenlik güçlerinin "El Kaide üyeleri" olduğu bildirilen güçlere yönelik operasyonları ve çatışma haberleri ile Amerikan-İngiliz kaynaklarının bu ülkede saldırılar olacağı uyarılarından hemen sonra meydana geldi. Yine S. Arabistan Veliaht Prensi Abdullah ile görüşmek için Riyad'a giden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage, kendinden emin bir şekilde, saldırıyı el Kaide'nin yaptığını ve devamının geleceğini açıkladı. Suudi yönetimine muhalif silahlı güçlerin ciddi bir güce ulaştıkları bir gerçek. 12 Mayıs'tan bu yana en az altı yüz kişi, bu güçlere yönelik operasyonlarda tutuklandı. Geçen hafta Mekke sokaklarında El Kaide üyeleri ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Bundan iki gün sonra yine Mekke'de El Kaide üyesi olduğu bildirilen iki kişinin yakalanacaklarını anlayınca kendilerini havaya uçurdukları duyuruldu. 12 Mayıs'taki saldırıdan sonra yönetim camileri sıkı denetim altına aldı. Medya üzerindeki denetim daha da katılaştırıldı. Okul kitaplarında Hristiyan ve Yahudiler'in aleyhine olan ifadeler çıkarıldı. Çok sayıda din adamı yeniden eğitime tabi tutuldu. İslami yardım kuruluşları denetim altına alındı.
CIA'e bağlı terör örgütü/şirketi
35 bin Amerikalının, 30 bin de İngiliz vatandaşının yaşadığı S. Arabistan'da yönetim, hem iç kamuoyunun tepkileri hem de bölgesel gelişmeler nedeniyle son derece sıkıntılı günler yaşıyor. Bu saldırının ardındaki güçlerin doğrudan rejimi hedef aldıkları biliniyor. Irak işgali ve bölgedeki gelişmelere paralel biçimde S. Arabistan'daki bunalımın daha da artacağı da bir gerçek. Ancak bunalım sadece içeriden kaynaklanmıyor. 12 Mayıs'taki saldırıda seçilen hedef son derece düşündürücüydü. Ülkenin en güvenli kentinde, Suudi-Amerika ilişkilerinin kemik kadrolarının, ABD askeri istihbarat görevlilerinin ve CIA mensuplarının kaldığı yerleşim birimi ve "Amerikan devlet terörü"nün en önemli örneklerini ortaya koyan bir şirketin merkezi vuruldu. Suudi Kraliyet ailesinin güvenliğini, iktidarını ve zenginliğini korumak için özel muhafızlar yetiştiren Vinell Corporation adlı şirketin kirli dosyaları da bu saldırı ile tekrar gündeme geldi. Vinell, CIA ve ABD askeri istihbaratının öncü gücü olarak çalışan, Latin Amerika'da, Ortadoğu'da ve Vietnam'da karanlık işler çeviren, binlerce insanın ölümüne yol açan ABD "örtülü operasyonlar"ında rol alan, darbelerde ve iç savaşlarda adı geçen, Pentagon'un askeri müdahalelerinde yasal engellerle karşılaştığı kirli işlerde kullanılan, Türkiye dahil, bir çok ülkede faaliyet gösteren, Körfez Savaşı sonrası Kuzey Irak'ta "Kürtler'e yardım" adı altında çalışan bir şirket ya da örgüt. Ekonomik kriz sırasında çöken şirketleri satın almak için Türkiye'ye gelen Carlyle Group şirketin sahiplerinden. Şirketin S. Arabistan'daki en meşhur görevi, 21 Kasım 1979'da Suudi yönetimini devirmek için çıkan ayaklanmayı bastırması olmuştu. Kraliyet Muhafız Birlikleri'nde 18 yıl görev yapan Cüheyman el-Uteybi liderliğindeki Suudi hanedanına yönelik darbe, Vinell'in paralı askerleri tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Kabe'ye giren devrimciler, ABD ile ilişkilerin kesilmesini, ülkedeki monarşi rejimine son verilmesini istiyordu. Suudi askerleri 22 gün Kabe'ye giremedi. Vinell'in "ölüm timleri"nden oluşan üç bin paralı asker Kabe'ye saldırdı. Kabe top ve mermi yağmuruna tutuldu. Açılan kapılardan tanklar içeri girdi. Vinel'in paralı askerleri Kabe'deki kişileri öldürmek için zehirli gazlar kullandılar. Bodruma sığınan kişiler zehirli sularla öldürüldü. 400 kişi yakıldı. Tutuklananlar da Vinell'in adamları tarafından sorgulandı. İğrenç işkencelere tabi tutuldular. Elleri, ayakları ve parmakları kesildi. 243 kişi idam edildi.
Irak'ta bir çok ülke çatışıyor
ABD yönetimindeki şahinlerin Irak'la başlattıkları yeni Ortadoğu senaryosunda S. Arabistan da var. Yönetimdeki bazı kişiler bu ülkeyi Irak'tan önce "hizaya getirmeyi" bile açıkça önerdiler. Irak'ta direnişin her gün daha da güçlendiği, işgal güçlerine yönelik bazı saldırıların son derece başarılı ve iyi hesaplanmış olduğu, dolayısıyla bu saldırıların bir başka ülkenin desteği ile yapıldığı izlenimini ortaya çıkardığı, Irak'ın bütün komşularının bu ülkedeki işgalden rahatsızlıklarının endişe verici bir boyuta geldiği, ABD'nin kendisinin kurduğu kukla yönetimden bile memnun olmadığı, Irak'ın bütün güçlerin çatışma alanına dönüştüğü, adeta 21. yüzyılın şeklini belirleyecek çok kutuplu bir mücadeleye sahne olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Yine bu dönemde Suudi yönetiminin Rusya ve Pakistan'la yürüttüğü petrol/savunma ağırlıklı yeni tür ilişkileri dikkat çekiyor. ABD-İsrail kaynakları Suudi yönetiminin Pakistan'la nükleer işbirliğine girdiği iddiasını gündemde tutuyor. İçerideki muhalefetin ve ABD karşıtlığının dalga dalga güçlendiği, Irak merkezli olarak bölgenin yoğun bir hareketlilik yaşadığı, Suudi yönetiminin bu karmaşa içinde yeni arayışlara giriştiği, savunmasının Rusya ve Pakistan gibi ülkelerin üstün teknoloji silahları ile güçlendirmeye, hatta nükleer füzeleri topraklarında konuşlandırmaya hazırlandığı bir dönemde saldırıları analiz ederken farklı ihtimalleri göz önünde bulundurmak gerekiyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |