Başbakan Tayyip Erdoğan, "Türkiye sevdası ve endişesi taşıyanların özellikle dikkat etmesi gereken husus, Cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerine sahip çıkmak, milletin bütünlüğüne ve dayanışmasına halel getirecek gereksiz tartışmalardan, gerginliklerden uzak durmaktır" dedi.

Türk Dil Kurumu Konferans Salonu'nda düzenlenen Atatürk'ü anma toplantısına katılarak bir konuşma yapan Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 65. yıldönümünde minnet ve şükranla andıklarını" belirterek, bugünün anlam ve önemine binaen yapılması gereken şeyin, hem sahip olunan değerlerin muhasebesini yapmak hem de ileriye doğru bakmak olduğunu söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin, "tereddütleri geride bıraktığını, suni tartışmaları aştığını, üretimi, adaleti ve kalkınmayı konuşmaya başladığını" anlattı.

Atatürk'ün üç mirası

Atatürk'ün bıraktığı miras, kavram ve değerlerin başında "milli egemenliğin" geldiğini hatırlatan Erdoğan, Atatürk'ten kalan ikinci mirasın da "üniter devlet" olduğunu; üniter devletin de, vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı her ferdi "milletin ayrılmaz ve eşit bir unsuru" olarak telakki eden bir anlayış üzerine oturduğunu kaydetti.

Atatürk'ün üçüncü mirasının da "laiklik" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Laiklik, yaygın tanımlamada din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak görülmektedir. Bu doğru ama eksik bir tanımlamadır. Laikliğin bir boyutu din ve vicdan hürriyetidir. Bu hürriyet, modern insan hakları kavramının da asli unsurlarından biridir. Laikliğin ikinci boyutu ise devletin, siyasi otoritenin; toplumsal alandaki bütün inanç ve kimliklere eşit yakınlıkta durması, inancından ve kimliğinden dolayı milletin hiçbir ferdinin toplumsal ve hukuksal bakımdan ayrımcılığa tabii tutulmamasıdır. Atatürk'ten tevarüs ettiğimiz (miras aldığımız) milli egemenlik, üniter devlet ve laiklik kavramları esas itibariyle onun 'En büyük eserim' dediği Cumhuriyet'in sac ayaklarını teşkil eder. Bu anlamda Cumhuriyet cumhurun, yani milletin, yani halkın egemenliğine ve bütünlüğüne dayalı bir devlet şeklidir. Zira demokrasinin dayandığı 'demos' kavramı ile Cumhuriyet'in dayandığı 'cumhur' kavramı birbiriyle örtüşen bir niteliğe sahiptir."

Türkiye sevdası olanlar...

Cumhuriyet ile demokrasi kavramlarının karşıtlığı değil, birlikteliği ifade ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Kalbinde Türkiye sevdası ve endişesi taşıyanların özellikle dikkat etmesi gereken husus, Cumhuriyet'in ve demokrasinin değerlerine sahip çıkmak, cumhurun, 'demos'un, yani milletin bütünlüğüne ve dayanışmasına halel getirecek gereksiz tartışmalardan, gerginliklerden uzak durmaktır. Çünkü Cumhuriyet ve demokrasi, ancak cumhur, demos fikrinin kurulabildiği bir zeminde hayatiyetini sürdürebilir" dedi.

'Akıl ve ilim yoluyla cehaleti ezeceğiz'

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün akşam iftarını komşularıyla birlikte yaptı. Keçiören Halil İbrahim Sofrası'nda mahallenin önde gelen esnaf ve sanatkarlarının verdiği iftar yemeğine katılan Erdoğan, yaklaşık 750 komşusuyla birlikte orucunu açtı. Eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'le birlikte iftere katılan Erdoğan, hükümete geldikten sonra bir yıllık dönemde ekono- mide olumlu gelişmeler olduğunu belirtti. Atatürk'ün ifade ettiği muasır medeniyet seviyesine henüz ulaşı- lamadığını kaydeden Erdoğan, "Bugüne kadar cehaletle savaşmadık, spesifik olaylar ile gün kaybet- tik. Ancak biz spesifik olaylarla vakit kaybetmeyece- ğiz. Akıl ve ilim yoluyla cehaleti ayaklarımızın altında eze eze aydınlık Türkiye'yi kuracağız. Biz, zaten cehalete meydan okuyan değerlerden geliyo- ruz. İnancımızda da kültürel yapımızda da o var" dedi. Erdoğan, geçmiş dönemden kalan işçi ikramiye- lerinin Çarşamba günü ödeneceğini belirtti.