Adli Tıp Kurumu, 176 günlük ölüm orucu sonunda sürekli hastalık raporu verdiği ve bu raporla CMUK'un 399. maddesi kapsamında tahliyesini sağladığı, Bekir Balyemez hakkında fikrini değiştirdi. Daha önce Balyemez için 5 defa "İyileşemez, Wernicke Korsakoff" tanısı koyan Adli Tıp, son raporunda ise Balyemez'in "iyileşmiş olduğunu" bu nedenle, CMUK'un 399. maddesinden yararlanamayacağını belirtti. Örgüt üyeliği suçuyla 1993 yılında cezaevine giren Balyemez, 9 yıl 6 aylık cezasının tamamlanmasına 11 ay kala, Ocak 2002'de Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporla tahliye edildi.

Raporla tahliye edildi

176 gün ölüm orucunu sürdüren Bekir Balyemez hakkında Adli Tıp Kurumu "Wernicke Korsakoff" tanısı koydu. Balyemez, Adli Tıp'ın raporu doğrultusunda, CUMUK'un 399. maddesi kapsamında tahliye edildi. CMUK'-un sözkonusu maddesi, "Hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı, mahkumun hayatı için tehlike oluşturuyorsa, cezanın infazının hastalığın iyileşmesinden sonraya bırakılması" hükmünü içeriyor.

Rapordaki imzalar aynı

Bekir Balyemez'in tahliyesinden sonra da cezanın ertelenmesi yönünde raporlar veren Adli Tıp, 9 Aralık 2002'-de verdiği "süresiz" raporda, Anayasa'nın 104/2-b maddesine göre Balyemez'in kalan cezasının ortadan kaldırılması için Cumhurbaşkanlığı'na sevk edilmesi gerektiğini belirtti. Adli Tıp Kurumu, 8 Ekim 2003 tarihinde düzenlediği son raporda tam tersi bir kararla, Balyemez'in durumunun CMUK'un 399. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini ifade etti. Farklı içerikteki bu raporların altında ise aynı kişilerin imzaları bulunuyor.

MECLİS'E BAŞVURDU

Adli Tıp'ın son raporu üzerine tekrar cezaevine girmesi gündeme gelen Bekir Balyemez, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, İstanbul Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği'ne başvurdu. Balyemez, konuyu iletmek üzere tüm milletvekillerine de mektup gönderdi. Balyemez, Wernicke-Korsakoff hastalığının tıbben tedavisinin mümkün olmadığını belirterek, 21 aydır bir yandan tedavisini sürdürdüğünü, diğer yandan da kalan 11 aylık cezasının kaldırılması için uğraştığını söyledi. Balyemez, yeniden hapse atıldığında ya hayatını yitireceğini ya da daha ağır sakatlıklara maruz kalacağını dile getirdi.