AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Para ve enflasyon

Bütün iktisat kitaplarında ve teorilerinde para stoku ile enflasyon arasındaki ilişkinin doğrusal olduğu belirtilir. Buna göre parasal büyüklüklerde sürekli artış, uzun dönemde aynı oranda enflasyon oranına yansır. Eğer, parasal büyüklük her yıl sürekli olarak % 5 oranında artıyorsa, diğer faktörler sabit, enflasyon oranı da uzun dönemde % 5 oranında yükselir.

Yukarıdaki teori, değişik açıdan ifade edilmek istenirse, parasal tabandaki sürekli artışın uzun dönemde üretim üzerinde hiçbir olumlu etkiye sahip olmadığı şeklinde ortaya konulabilir. Eğer, parasal tabandaki büyüme aynı oranda fiyatlar genel seviyesine yansıyor ise denklemdeki eşitliğin sağlanması için üretilen mal ve hizmet miktarında bir değişikliğin olmaması gerekir.

Teoriye göre, uzun dönemde para tabanındaki genişleme aynı oranda enflasyon olarak karşımıza çıkıyorsa da kısa dönemde durum farklıdır. Kısa dönemde parasal büyüklüklerdeki artış reel faiz oranlarını, toplam talebi ve üretilen mal ve hizmet miktarını etkiler. Yani reel faiz oranları düşer, toplam talep ile milli gelir artar. Ancak bu durum geçicidir ve uzun dönemdeki dengelerin kurulması aşaması için geçerlidir. Uzun dönem dengeleri kurulunca reel faiz oranları başlangıçtaki seviyesine döner ve toplam talep ile toplam üretim üzerindeki etkisi de ortadan kalkar.

UZUN DÖNEM-KISA DÖNEM

Parasal büyüklüklerdeki artışın enflasyon oranlarına yansıması süresi genel olarak 18 ay ile 3 yıl arasında değişmektedir. Enflasyon oranının düşük seyrettiği ülkelerde süre biraz daha uzun olur, özellikle hiper enflasyon yaşamış ülkelerde bu süre daha kısadır. Yapılan somut çalışmalarda da bu durum tespit edilmiştir. Örneğin ABD'de parasal tabandaki genişlemenin 2 yıl gecikmeyle fiyatlara yansıdığı belirlenmiştir.

Teoride daha kolay anlaşılabilmesi için üretim seviyesi sabit kabul edilmiştir. Eğer, bu varsayımdan vazgeçilir ve biraz daha gerçek dünyaya dönülürse değerlendirmelerin eksik olduğunu görülür.

Öncelikle ortaya koymakta ve vurgulamakta fayda var: Para ile enflasyon arasındaki ilişki doğrusaldır. Bir başka ifade ile parasal büyüklüklerdeki sürekli artış enflasyon oranını artırır. Bu tartışmasız bir gerçektir ve bütün ülkeler için geçerlidir.

PARASAL ARTIŞLAR HANGİ ORANDA ENFLASYONA YANSIR?

Esas cevaplandırılması ve tartışılması gereken soru ve konu budur. Yani, para miktarındaki artış hangi oranda fiyatlara yansır. Teorinin saf halinde aynı oranda fiyatlara yansıyacağı ifade edilmişti. Ancak, yapılan bilimsel çalışmalar bunu doğrulamamaktadır. Örneğin, ABD'de 1985 ve 1986 yıllarında parasal tabanda genişleme olmasına rağmen enflasyon oranı 1986'nın ortalarına kadar keskin bir düşüş yaşamıştır.

Keza, 1955-1984 yılları arasında Kanada'da M1 parasal büyüklük ortalama olarak % 8.3 oranında artmasına rağmen aynı dönemdeki enflasyon oranındaki artış % 5.1 oranında kalmıştır. İtalya örneği daha da çarpıcıdır. Aynı yıllar arasında M1 parasal büyüklük % 15.3 oranında artarken ortalama enflasyon oranı % 8.4 oranında yükselmiştir.

Benzer eğilimler Japonya, İngiltere ve Almanya için de geçerlidir.

Daha çarpıcı olanı, inceleme konusu olan 1955-1984 yılları arasında bu ülkelerin milli gelirlerinde yaşanan reel artışlardır. Reel milli gelir Kanada'da % 4.1, Almanya'da % 4, İtalya'da % 4.2, Japonya'da % 6.8 oranında yükselmiştir.

Bu sonuç son derece çarpıcıdır. Zira, parasal büyüklüklerdeki artış ile milli gelirdeki reel artış arasındaki doğrusal ilişkiyi ortaya koymaktadır. Daha açık bir ifade ile parasal büyüklükler ile enflasyon oranı arasındaki ilişkinin aynısı parasal büyüklük ile milli gelirdeki reel artış arasında da geçerlidir. Yani, parasal tabandaki genişleme büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir. Daha doğrusu parasal büyüklükteki genişleme aynı oranda enflasyona yansımamakta, bir bölümü fiyatları yükseltirken bir bölümü de üretimi artırmaktadır.

Esasında bu durum, iktisatçılar tarafından,

Enflasyon Oranı = Parasal Büyüklükteki Artış Oranı – Reel Büyüme Oranı

Şeklinde formüle edilmiştir.

Parasal genişlemedeki artışın ne kadarının fiyatlar genel seviyesini yükselteceği ve ne kadarının ise üretimi kamçılayacağı ise reel para talebinin gelir elastikiyetine bağlıdır. Reel para talebinin gelir elastikiyeti ne kadar yüksekse reel büyüme oranı da o kadar yükselir.

PARASAL TABANDA DARALMA ÜRETİMDE DARALMA ANLAMINA GELİR

Nasıl ki parasal büyüklüklerdeki artış üretimde de artışa yol açıyorsa, tersi durumda, yani, parasal tabandaki daralma üretimde daralmaya yol açar. Bu mantıksal sonuç özellikle enflasyonla mücadele programları için son derece önemlidir. Enflasyonla mücadelenin bir aracı olarak ortaya konulan parasal büyüklüklerdeki reel daralmanın, üretimde düşüşe yol açacağının ve istihdam problemlerini ortaya çıkaracağının unutulmaması gerekir.

Özetleyelim:

Enflasyon parasal bir olgudur. Para miktarında meydana gelecek sürekli artış enflasyon oranını artırır.

Reel büyüme de parasal bir olgudur. Para miktarında meydana gelecek sürekli artış reel büyümeyi de artırır.

Parasal tabandaki daralma hem enflasyonu ve hem de büyüme hızını düşürür.

Bu değerlendirmeler ülkemiz için de geçerlidir.


13 Kasım 2003
Perşembe
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED