AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
En son 'derin analiz'

Yavuz Donat'a hayranım. Sabah gazetesi yazarı, bir ayağı Ankara'da diğeriyle de bütün Anadolu'yu arşınlıyor. Ayağını basmadığı il herhalde kalmadı. Her gittiği yerden bir sürü fotoğraf ve izlenim gönderiyor gazetesine. Sabah da tam sayfa yer veriyor yazılarına. Genç muhabirlerin unuttuğu, gazete yönetimlerinin değer vermediği bir tarzı tek başına ayakta tutuyor Yavuz Donat.

Hayranlığımın tek sebebi demir çarık-demir asa Anadolu'yu dolaşması değil; bir çok rapor ve belgeyi de ilk onun sütununda okuyoruz. Amerika'nın önemli Türkiye uzmanlarından, Kongre Araştırma Servisi'nde çalışan Carol Migdalowitz ne zaman bir rapor kaleme alsa, benim dahi elime geçmeden tercüme ettirip sütununda yayımlıyor Yavuz Donat... Her görüşmemizde, Migdalowitz'e, "Yavuz Donat yine önaldı" diye takılıyorum; o bile raporunun nasıl olup da herkesten önce Sabah yazarının eline geçtiğini bilemiyor...

Her şeyi anlıyorum da, Yavuz Donat'ın Yüksek Strateji Merkezi (YSM) takıntısını anlamakta zorlanıyorum. Birkaç ayda bir, sadece onun konuk ettiği bir 'derin analizi' yayımlanıyor bu merkezin. Yavuz Donat'ın 'derin analiz' yazılarını kaçırmamaya çalıştığım için, o raporlarla ilgili olanları da tebessüm ederek okuyorum...

Önceki gün (11 Kasım 2003) YSM'nin 28 Mart 2004 tarihinde yapılacak yerel seçimlerle ilgili araştırmasını yine onun sütununda okuduk. 81 ille ilgili ayrı ayrı değerlendirmeler yapmış YSM; her bir partinin belediye başkanlığı şansını değerlendirmiş... Cumhurbaşkanına, TBMM başkanına, başbakana ve MGK genel sekreterliğine sunulacakmış 22 sayfalık rapor...

Yavuz Donat YSM'nin bundan önceki raporuna 17 Kasım 2002 tarihinde yer vermişti. O raporda, devletin Ak Parti'ye nasıl baktığı işleniyordu. "AKP'nin devletten bir reaksiyon görmediği" bilgisiyle birlikte şu satırlar da aktarılıyordu: "Recep Tayyip Erdoğan felsefesinin 'dün' bazı yandaşları vardı. / 'Kendi medyası' gibi. / 'Kendi sermaye tabanı' gibi. / 'Tarikatlar, cemaatler' gibi. / Ve bazı da 'karşıtları' vardı: / '28 Şubat'ı dizayn eden güç odakları' gibi. / 'Medya' gibi. / 'Bazı partiler' gibi. / 'Bazı büyük sermaye grupları' gibi. / AKP şimdi iktidar gücünü kullanırken, 'ilişkilerini nasıl düzenleyecek?' / Bu konu 'AKP'nin yeni sosyal siyasal süreçteki yol haritasını' belirleyecek. / Bu haritanın üzerinde bazı 'fay hatları' var. / AKP, fay hatlarına karşı 'hangi dikkatle yol alacak?' / Bunlar 'izlenerek' görülecek."

Daha ilginç olanı 3 Kasım seçimlerinden üç ay önceki (3 Ağustos 2002) 'derin analiz'... O analizde, "Seçimlerde hangi parti başarılı olur?" sorusuna cevap aranıyor ve çeşitli senaryolar tartışılıyor... Raporun tahminini, 3 Kasım'da sadece Ak Parti (yüzde 36) ile CHP'nin (yüzde 19) barajı aşabildiği bilgisiyle okursanız, eminim, 'derin analiz'den sizler de keyif alırsınız:

Okuyalım: "İttifak arayışı olmayan iki parti var: AKP ile MHP. AKP kendinden emin, MHP ise kendi oyununu oynamak istiyor... Sert bir oyun... Oyun tarzı MHP'ye sağlam bir zemin sağlıyor. (..) AKP birinci parti... Oyu yüzde 18 ile 22 arasında oynuyor... Tayyip Bey siyasetten tamamen tasfiye edilirse AKP'nin oyu üç-dört puan geriler. Tayyip Bey'in milletvekilliğine yeşil ışık yakılmaz fakat genel başkanlığı sürdürmesine imkân tanınırsa... 'Mağduriyet faktörü' rol oynar ve AKP oyunu bir-iki puan artırır."

İlginç bir değerlendirme, değil mi?

"Devletin bazı karar mekanizmalarına da ulaştırıldığı" özellikle belirtilen YSM Raporunda, seçimden nasıl bir tablo çıkabileceğine dair beş farklı senaryo yer alıyordu. Hemen her senaryoda, başka partilerle işbirliği yapmaları öngörülen ANAP ve DYP barajı aşıyor. MHP de başarılı olması beklenen partilerden. Senaryoların bir-ikisinde tek başına seçime gireceği öngörülüyor CHP'nin ve o durumda sadece yüzde 14 oy alacağı... Senaryoların çoğunda Ak Parti'ye sadece yüzde 16'lık bir 'başarı' tanınmış. Meclis'e beş partinin gireceği hesaplarının temelinde, DYP'nin Genç Parti ve BBP ile, ANAP'ın da SHP ve HADEP ile 'ittifak' yapacağı öngörüsü yatıyor...

"ANAP HADEP ile ittifak yapmaz" itirazına cevabı şöyle veriyorlarmış: "Bu bir senaryo... Karayalçın'ın SHP'si HADEP ile uzlaşır... ANAP hiç HADEP ile muhatap olmayacak... ANAP Karayalçın'la işbirliği yapabilir..."

"Kendisini güçlü hisseden DYP neden başka partilerle işbirliği arasın?" sorusuna şu cevabı almış Yavuz Donat: "DYP seçime tek başına girebilir, ama başka ittifaklar oluşursa DYP de işbirliği arayışını düşünebilir."

Sonucu biliyoruz: Ak Parti, seçimden, raporun öngördüğünden bir misli fazla oy alarak tek başına iktidar olarak çıktı; CHP'nin oyu da yüzde 20'ye yaklaştı... "Kendisini güçlü hisseden" DYP ise baraja takıldı. Raporun beklentisinin aksine, SHP ve HADEP'le işbirliği yapmadı ANAP. Rapordan "Oyun tarzı sağlam bir zemin sağlıyor" övgüsünü alan MHP'nin başına gelen talihsizliği ise biliyoruz.

Devletin yüksek tepelerinde, YSM'nin 3 Kasım seçimlerinden üç ay önce kendileri için hazırladığı 'derin analiz'in etkisinde hesaplar yapanlar çıkmışsa, seçim sonrasında epey hayal kırıklığı yaşanmıştır herhalde. Yerel seçimlerle ilgili rapordaki tahminleri buraya aktarmamı beklemiyorsunuzdur sanırım...

Yavuz Donat'ın YSM takıntısının bir sebebi olmalı. Ama ne?


13 Kasım 2003
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED