|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Tayyip Erdoğan, dünkü grup toplantısında, "Terörle verilen mesajı ayağımın altına alıyorum" dedi. Çok önemli bir çıkış bu. 11 Eylül uğursuz eylemleri sonrasında ABD başkanı George W. Bush da benzer bir 'akıllı' tavır alabilseydi, dünya, bugünkünden çok farklı olabilirdi. "11 Eylül sonrasında, ABD, 'terörle topyekün savaş' adını verdiği bütün dünyayı savaş alanına çeviren yöntemi izlemeyip de kendisini vuran terörün beklediğinin tam tersi bir davranış sergileseydi, ne olurdu acaba?" diye hiç düşündünüz mü? Uğursuz saldırılar sonrasında, terörün yeşereceği münbit zemini oluşturan haksızlık ve adaletsizlikleri ortadan kaldırmayı, ihtilâflı uluslararası konuları taraf tutmadan çözmeyi yeğleyebilirdi ABD; bu yolla hem çok sayıda değerli can kaybedilmez, hem de dünyayı teröristlere pabuç bırakmayan daha güvenli bir dünyaya dönüştürmüş olurdu. Oysa, tuttuğu yanlış yol ve taraflı tavır yüzünden, ABD, eskisi kadar güvenli bir ülke olmaktan uzaklaştı; Amerikalıların hak ve özgürlükleri daha dar ve ekonomik imkânları da geriliyor bugün. Üstelik, 'terörle topyekün savaş' adıyla başlatılan mücadelenin iki hedefi, Üsame bin Laden ile Saddam Hüseyin, tehdit olmayı hâlâ sürdürüyorlar. Tarihte uğrunda bu denli büyük fedakârlıklar ve masraf göze alındığı halde böylesine başarıdan uzak pek az savaş görülmüştür. Dünyayı kurtarmak üzere harekete geçen ABD başkanı Bush, Afganistan ve Irak halklarının gözüne giremediği gibi, Sunday Times'ta yayımlanan son kamuoyu yoklamasına göre, müttefiki İngiltere'de de insanların yüzde 60'ı kendisini dünya için 'tehdit' olarak görüyor bugün. (İngilizlerin yüzde 37'si de Bush'un 'aptal' olduğu kanaatinde.) Terörle verilmek istenen mesajı ayaklar altına aldığını söylemesi, Başbakan Erdoğan'ın, Bush'un düştüğü tuzağa kendisini kaptırmayacağı izlenimini uyandırıyor. Umarız yanlış anlamıyoruzdur: Bu sözler, Ak Parti hükümetinin, ülkemizi 'terörle topyekün savaş'ın sahası haline getirmekten kaçınacağının işareti sayılabilir... Sinagog eyleminin iyice ortaya çıkan amacı, Türkiye'yi de, 11 Eylül ardından ABD'nin kapıldığı travmaya süreklemekti çünkü... Türkiye, önüne konulan tuzaklardan bugüne kadar korunabildi. 1 Mart tezkeresiyle, Türkiye, onbinlerce Amerikan askerini topraklarında barındıracağı için, dolaylı savaş alanı haline gelecekti. 7 Ekim tezkeresi üzerine Irak'a Türk askeri gönderilseydi, bu da, Türkiye'nin doğrudan savaşın tarafı olması anlamını taşıyacaktı. İlk tuzak TBMM'nin isabetli kararıyla savuşturuldu; ikinci tuzaktan da Kuzey Irak'taki Kürt yapılanması ve Paul Bremer işbirliği sayesinde kurtuldu Türkiye. İstanbul'daki sinagoglara yönelik saldırılar, Türkiye'yi sonu meçhul bir mâceranın içine çekmeyi amaçlayanların üçüncü tuzağıdır. İlk iki tuzaklarıyla Türkiye'yi savaş alanı yapamayan, Irak batağının içine çekemeyenler, üçüncü hamleleriyle 'Iraklaştırma'nın kapısını aralamak niyetindeler. Onların asıl amacı, hiç kuşkunuz olmasın, bütün dünyayı Iraklaştırmaktır; bunun yolunun Türkiye'den geçtiğini de çok iyi biliyor onlar... ABD başkanı Bush, 11 Eylül günü ülkesinin yaşadığı büyük şoku göğüsleyebilecek deneyim ve birikime sahip olabilseydi, sonraki günlerde dünyayı herkese zindan edecek yanlış yöntemi benimsemek yerine, daha âdil ve sevecen bir gelecek amaçlayan farklı bir projeyi devreye sokabilirdi; terörü yok edecek, teröristi kahrından ne yapacağını bilemez duruma düşürecek bir projeyi... Bush ise, kısa zamanda ikinci kez seçilme şansını azalttığı gerçeğiyle yüzyüze kaldığı yanlış seçenekten yana tavır aldı. 'Terörle topyekün savaş' fiyaskosunun Afganistan ve Irak'ta sebep olduğu sorunların ortadan kaldırılması için, şimdilerde, dünyanın harekete geçmesi gerekiyor. BM ve NATO eksenli çıkış arayışlarının sebebi bu. Türkiye, bulunacak olan 'çıkış' sırasında en önemli rollerden birini oynayabilecek ülkedir; hükümetin Türkiye'yi vuran terör eylemleri sonrasında takınacağı tavır bu rolü gerçekten hak edip etmediğini herkese gösterecek. Başbakan Erdoğan'ın son açıklaması bu sebeple gönül ferahlatıcı... Bu tuzağı da kazasız-belâsız atlatırsak, Türkiye'nin bir 'umut ülke' haline dönüşme yolunda yeni bir virajı daha başarıyla aştığından emin olabiliriz...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |