AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Terörün 'şeytani' yüzü

Zalim ve acımasız bir dünyanın ortasında üzerimize yağan bombaların paramparça ettiği hayatları acı ve çaresizlikle seyrediyoruz. Terörün yok ettiği insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan sergilediği vahşet karşısında dilimiz tutuluyor. Çünkü, çoluk çocuk demeden dünyayı havaya uçurabilecek olan bu cinnet hali yüzünden sözcükler bile anlamını yitiriyor.

Şimdi, bütün istihbarat birimleri Sinagokların önündeki intihar saldırılarının faillerini tesbit ediyor, dış bağlantılarını belirlemeye çalışıyor. Muhtemelen de teröristler ve terör örgütleri tesbit edilecek. Peki ya bundan sonra?

Farzedelim ki, bu vahşetin senaryosunu 'El Kaide' yazdı ve İBDA-C gibi yerli örgütler de uyguladı. Failleri de bulduk ve cezalandırdık. Peki bundan sonra evlerimizde, sokaklarımızda terör cinnetinden emin olarak yaşayabilecek miyiz?

Bilindiği gibi, Amerika 11 Eylül saldırılarından 'El Kaide'yi sorumlu tutmuş ve "global terör"e karşı savaş başlatmıştı. Bu savaş, o günden bu yana bütün şiddetiyle sürüyor ama terör de bütün dehşetiyle hayatları parçalamaya devam ediyor.

Çünkü, temelde bu şeytanın küresel patronları var. Biliyoruz ki, kendi çıkarları için kullandığı dönemlerde El Kaide'nin palazlanıp gelişmesi bizzat Amerika tarafından sağlanmıştır. Şimdi Amerika "Global Terör"le savaş adı altında özgürlük ve demokrasiyi katlederek milyonlarca çocuğu bombalarla yok ediyor, hayatları solduruyor, ülkeleri vahşice işgal ediyor.

Yani 'dünyanın efendileri', iktidarlarını ayakta tutabilmek için savaşacağı terörü bizzat kendi yaratmaktan çekinmiyor. İşte her gün, dünyanın değişik coğrafyalarında hiçbir ayrım yapmadan masum insanları katleden Amerika endeksli terörün "şeytani yüzü" karşısında bir kez daha çaresiz kalıyoruz.

Her terör saldırısı sonrasında olduğu gibi, bu kez de kendi kendimize soruyoruz: "Bu saldırıların arkasında gerçekte kimler var ve neden şimdi Türkiye'de?" Bu ve buna benzer soruları çoğaltmak mümkün.

Ama bir şey var ki, Türkiye'nin geleceğini ve dünyanın "selameti"ni Bush'un iki dudağı arasında gören "Türkis coniler"in Bush ve Blair'i savunmak için yeni malzemeleri olacak. Hatta Avrupa Birliği'ne inat, "Türk-Amerikan muhabbeti"nde müthiş sevişme sahneleri bile yaşanabilir. Nitekim, gerek Bush'un, gerekse diğer Amerikan yöneticilerinin Türkiye'ye olan muhabbeti bu olayla birlikte fena halde coşmuş durumda...

Muhtemelen, bu vahşi saldırı sonrasında Türkiye'deki bazı yerli "Şahinler" de bir coşma hali yaşayacaklardır. Tıpkı 11 Eylül sonrasında Amerika'da olduğu gibi, Türkiye içindeki "AB karşıtları" demokrasi ve özgürlükler konusunda kısıtlamalara gidilmesini isteyeceklerdir.

Mesela DYP lideri Mehmet Ağar diyor ki, "Son zamanlarda teröre karşı alınan yumuşak tavır değişmeli." Yani demek istiyor ki Ağar, 'Uyum paketleriyle sağladığınız bu özgürlük ve demokrasi fazla, sopa her an milletin tepesinde olmalı...'

Açıkçası, bu lanet terörü kimler ve niçin tezgahladı bilemiyorum. Ama bugünden itibaren özellikle özgürlükler konusunda boğazımıza yapışmış kemerlerin sıkılmasından korkuyorum.


19 Kasım 2003
Çarşamba
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED