|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sinagoglara yapılan saldırı sonrası bir "mesaj alma verme işi"dir gidiyor. Herkes verilmeye çalışılan mesajın peşinde; hükümet bir mesaj olduğundan emin, ama bunu almamaya niyetli olduğunu söylüyor. Anlaşılan o ki, Türkiye ve Türk siyaseti "kendisini dünyanın merkezi sanma hastalığı"ndan pek kurtulamayacak; "global ve bölgesel bir cadı kazanının içinde bağımlı bir değişken" olduğunu göremeyecek. Saldırının Türk siyasal sistemini, istikrarını hedeflediği varsayımı pek garip… Aslında alınması gereken bir mesaj varsa, o da bu varsayımın yanlış olduğu, Türkiye'nin içinde sağdan sola savurulduğu sistemi iyi okuması ve geleceğe yönelik tavırlarını ona göre alması gerektiğidir. Bela belayı üretir… El Kaide ve benzeri örgütler Bush politikalarının diğer yüzüdür, moda deyimle "ötekisi"dir. Eğer saldırıyı başkalarının yaptığına inanılıyorsa, bilmek gerekir ki onlar da bu aktörler arasındaki mevcut çatışma koşullarından beslenenlerdir… İslam dünyasında globalleşmeye yüz tutan terör, ABD politikalarının gölgesinde büyüyor. Ne var ki, bu terör büyüdükçe o malum politikalar kendisini doğrulama, meşrulaştırma imkanı buluyor. Ve "fasit daire" büyüyor. Tüm çatışma modelleri bu tür fasit daireler üzerine kuruludur. Nitekim 11 Eylül saldırısı, Bush politikaları, Afganistan ve Irak işgallerinin işaret ettiği çatışma ortamının dinamikleri ana hatlarıyla bellidir: Globalleşme sonrası devreye giren görece pasifik varsayımların yerini "savaşçı tasavvurlar"a bırakması… Güvenlik gerekleri, özellikle "yeni güvenlik politikaları"nın hızla "siyasi alan"dan "askeri alan"a kayması… ABD hükümranlığının "askeri araçlarla mutlaklaşmaya yüz tutması"… Batı medeniyeti ve İslami dünya arasında güvensizlik ve zımni çatışma üzerine kurulu derin bir ihtilafın doğması; başka bir deyişle "Batı medeniyetiyle İslam medeniyeti arasında" askeri yaptırımlar üzerine dayanan "tehlikeyi imha politikalarıyla yeniden biçimlenen fay kırığı hattında yeni bir deprem" oluşması… Gerek kültürel kimliği gerek geopolitik konumuyla bu çatışma ve deprem alanının tam ortasında bulunan Türkiye hükümetinin "ben mesaj almıyorum" ya da "olup bitenin dışındayım" deme lüksü pek yoktur. Ülkenin ve ülke vatandaşlarının geleceğini bu ortamda izlenecek politikalar belirleyecektir. Bu kadarla da sınırlı değil… NATO'nun, BM'lerin erozyona uğradığı bir dönemde ABD, AB gibi güçlerin konum ve stratejileriyle Türkiye'nin konum ve stratejisi arasında kopuşlar yaşanması, Türk iç siyasetini de yönlendirmektedir. Bir dönem ordu içinde alevlenen ve hala sürmekte olan hareketlenme bu kopuşa verilen tepkiler ve askeri nitelikli arayışlarla şekilleniyordu. Nitekim son bir yıl içinde üretilen türlü rejim krizlerinin bu arayış ve tepki ortamından beslendiği, bu ortamda yayıldığı ve meşrulaştığı ortadadır. Görünen köy kılavuz istemez… İki yıl önce ABD'nin Afganistan'a yaptığı çıkartma sırasında şu kuvvetli ihtimallerden söz etmiştik: Silahlı İslamcı örgütlerin globelleşme eğilimleri güçlenecek, Arap ülkelerinde İslami muhalefet ve milliyetçi hareketler daha etkin hale gelecek, devletlerin tavrından bağımsız, savunmacı ve Batı'ya yönelik tepkiden beslenen zihni ve siyasi bir seferberlik hali doğacak. Bunlar ihtimal olmaktan çıktı, birer gerçek haline geldi… Aynı şekilde o dönem "güvenlik merkezli siyasetin yükselmesinin Türkiye gibi yarı-demokratik çevre ülkelerde askeri mantığı besleyeceğini" söylemiştik. Bu da ne yazık ki gerçekleşme yolunda… Bu askeri dil bir yandan hükümet tarafından benimseniyor. Diğer yandan aynı dil hükümeti her geçen gün biraz daha kuşatıyor. Ulusalcı cephe adı verilen, kriz ardına kriz üreten cephe sadece AKP muhalefine soyunmuyor, asker önderliğinde içe kapanmacı yeni bir yapılanma dalgasının etkileri uzun sürecek politikasını yapıyor. Evet, mesajları almak, üstelik doğru almak gerekiyor. Zira mesajı almamak, onu vermek isteyenin arzu ettiğinden başka bir şey değildir. Sıkça söylediğimiz gibi Türk siyasal sistemi dış dinamiklerin olumlu ve olumsuz etkilerine en açık olduğu dönemi yaşıyor. Mesele iç dinamiklerin meşrulaştırıcı gücünü elinde tutanların bu gücü iyi ve doğru istikamette, gerekirse risk alarak kullanmasında…
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |