AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Seçimler yaklaşıyor, partilerde hareketlilik ve telaş artıyor...

Bugünlerde partilerin her seviyesinde olağanüstü bir hareketlilik ve telaş gözleniyor. Önümüzdeki Mart ayının 28'inde tüm Türkiye'de yapılacak olan yerel yönetimler seçimleri yaklaştıkça partilerdeki telaş ve hareketlilik de artıyor.

Özellikle kazanma şansı yüksek olan iktidar partisi örgütlerinde bu hareketlilik daha da fazla. Sıradan bir ilçe veya belde örgütüne uğrandığında bile bu hareketliliği görmek mümkün. Parti binalarının ışıkları gecenin geç vakitlerine kadar yanıyor, üst üste toplantılar yapılıyor, listeler hazırlanıyor, görüşmeler sürdürülüyor…

Parti örgütlerinde her zaman bu yoğunlukta bir hareketlilik görmek mümkün değil. Bilhassa iktidar ve kazanma şansı yüksek partilerin dışındakilerde örgütler yok gibidir.

Ak Parti örgütlerindeki hareketliliği anlamak zor değil. Zira yerel siyasette belli yerlere gelmeyi amaçlayan herkes gayet iyi biliyor ki Ak Parti yerel seçimlerin en favori partisidir. Bu partiden aday olanların kazanma şansı yüksektir. Dolayısıyla siyasete girecek veya halen siyasette olup devam etmek isteyen kişiler bu hedeflerine Ak Parti'de daha kolay varacaklardır.

Siyasal eğilimlerde ciddi dönüşümler var…

Kamuoyu araştırmaları toplumun siyasal eğilimlerinde son derece ciddi bir dönüşümün yaşandığını gösteriyor. Tüm Türkiye'de ve yerleşim yerlerinde iki siyasi partinin önde olduğunu gösteriyor. Buna göre geçen yıl yapılan genel seçimde ortaya çıkan tablo değişmiş değil.

Türk siyaseti açısından üzerinde düşünülmesi gereken önemli yeni bir eğilimse birinci parti ile ikinci parti arasındaki oy oranının giderek açılmasıdır. Her yerde Ak Parti yüzde elliye varan bir oy potansiyeli ile birinci parti gözüküyor. Bunun yanında ikinci parti konumunda olan CHP'nin oyu yüzde yirmilerde seyretmektedir. Yani birinci parti ile ikinci parti arasında iki, ikibuçuk misli oy farkı var.

Bu durum, şayet seçim sandıklarına yansırsa, Ak Parti'nin ülkenin büyük bir bölümünde seçimi kazanacağını gösteriyor. Hiçbir dönemde birinci parti ile ikinci parti arasındaki oy farkı bu kadar yüksek düzeyde olmamıştır. Mesela 1950-1960 arasında Demokrat Parti ile CHP'nin etkin oldukları tipik bir iki partili düzen gerçeklemişti. Ancak birinci parti ile ikinci parti arasındaki oy farkı bu kadar büyük değildi.

Ellili yıllarda bu sonucun ortaya çıkmasında çoğunluk sistemi etkili olmuştu. Bugünse nispi temsil sistemi uygulanmaktadır. Tabii ki belediye başkanı seçimlerinde çoğunluk sistemi uygulandığından her beldede en çok oyu alan aday seçimi kazanacaktır. Belediye Meclisi ile İl Genel Meclisi üyeleri seçiminde ise nispi temsil sistemi uygulanacağından partiler aldıkları oy oranında üye çıkaracaklardır.

Yerel seçimlerdeki bu durum iktidar partisini daha avantajlı konuma getirmektedir. Ayrıca yerel seçimler için iktidar partisi muhalefet partilerine göre her zaman daha avantajlıdır. Zira seçmen iktidarla uyumlu bir belediyenin daha başarılı olacağını bilir ve oylarını buna göre kullanır.

Hareketliliği yönetmek…

İktidar partisi olma avantajına bir de açık farkla birinci parti olma durumu eklenince Ak Parti'nin şansı tahminin ötesine geçmektedir. İşte bu durum iktidar partisi örgütlerindeki olağanüstü hareketliliği ve telaşı açıklamaktadır.

Bu hareketlilik ve telaşı yönetmek başlı başına önemli bir sorundur. Parti örgütlerindeki yöneticilerin kalitesi bugünlerde gözlemlenen hareketliliği ve telaşı yönetmede ortaya çıkmaktadır. Bu tür gelişmeleri yönetmesini bilen, tecrübeli, vizyonu geniş, siyaseti bir ayak oyunu alanı olmaktan erdem mücadelesine dönüştüren yöneticiler siyasetin müspet sayfasında yer alıyorlar.

Mesela yakından tanıdığım, çalışma ve çabalarını takdir ettiğim Ak Parti Üsküdar Teşkilatı'nın ve sevgili Başkan Mehmet Küçük ve ekibinin bu hareketliliği ve telaşı yönetmedeki başarısını burada anmam gerekir. Bu kalitede genç, entelektüel hassasiyetleri olan, siyaseti hoş bir yarışa ve hizmet çabasına dönüştüren ekibin siyasi faaliyetleri her türlü takdirin üzerindedir.

Evet partilerdeki hareketliliği ve telaşı yönetmek bir yetenek, beceri ve vizyon sorunudur. Bunu başaranlar siyaseti bir erdem mücadelesine dönüştürmesini bilenlerdir.


20 Kasım 2003
Perşembe
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED