AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Enflasyon lobisi dedikleri

Merkez Bankası Başkanı ne zaman sıkışsa saldırıya geçer. Uyguladıkları para ve kur politikalarına eleştiri olduğunda bunu yapanları enflasyon lobiciliği yapmakla suçlar. Enflasyon lobiciliği nasıl yapılır, kim yapar, ne anlama gelir, bunları açıklamaz.

İsterseniz bu soruyu biz cevaplamaya çalışalım. Yanlışımız olursa herhalde Merkez Bankası Başkanı düzeltir. Soru açık: Enflasyon lobiciliği nasıl tanımlanır, enflasyon lobicileri kimlerdir?

Bu sorulara cevap vermek için enflasyon ortamlarında kim ya da kimlerin daha fazla menfaat elde ettiğini ortaya koymak gerekir. Değişik gruplardan başlayalım:

Önce ihracatçıları ele alalım

İhracatçı açısından iç piyasada fiyatlar genel seviyesinin yükselmesi son derece risklidir. Zira döviz fiyatlarının enflasyon oranında artırılmadığı veya enflasyon oranındaki artışın döviz fiyatlarına yansımasının zaman aldığı durumlarda ihracatçılar zarara uğrar. Dış pazarlarını kaybetmek veya kar marjlarını düşürmek tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bunun nedeni açıktır: İhracatçının belirli bir maliyet ve döviz cinsinden kısa dönemde değiştirilmesi mümkün olmayan hasılat yapısı içinde, TL cinsinden maliyetlerinde bir artış meydana geldiğinde, başlangıçtaki kar marjının korunması için döviz kurunun da aynı oranda artması gerekir. Döviz kuru enflasyon oranının altında yükselirse ihracatçının kar marjı düşer.

İhracatçının uluslar arası fiyatları değiştirme imkanı bulunmamaktadır. Bu fiyatları döviz cinsinden sabit kabul edebilirsiniz. İç piyasada maliyetleri etkileyen fiyatlar yükseldiğinde ihracatçı satış fiyatını değiştirme ve enflasyon paralelinde artırma imkanına sahip değildir. Dengenin sağlanması için, yukarıda belirtildiği gibi, döviz fiyatının da yükselmesi gerekir. Döviz fiyatını belirleme yetkisi ise ihracatçıda değildir. İşte ihracatçının riski burada yatmaktadır. İhracatçı, maliyetlerindeki artışı satış fiyatına yansıtamadığı, bu işlem için dışarıdan müdahele gerektiğinden her zaman risk altındadır.

Özet olarak ifade etmek istersek, enflasyonist ortam ihracat ve ihracatçı için arzulanan bir durum değildir.

İthalatçılara gelince

İthalatçıların maliyetleri döviz bazında sabittir. İthal ettikleri malların fiyatları döviz bazında kısa dönemde değişmez. Buna karşılık ithalatçı iç piyasadaki satış fiyatını her zaman, normal rekabet kuralları çerçevesinde, değiştirebilir, yükseltebilir.

Eğer döviz kurundaki artış nedeniyle ithal edilen mal ve hizmetlerin TL karşılıkları da yükselirse, ithalatçılar satış fiyatlarını hemen aynı oranda artırırlar. Bunu yapmaları için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Döviz kurunun yükselmesi nedeniyle ithal edilen mal ve hizmetlere olan talebin düşmesi ve bunun sonucu olarak ithalatçıların karlarının düşmesi konusu daha sonra değerlendirmeye tabi tutulacaktır.

Diğer taraftan, döviz kurundaki artış oranı enflasyon oranının altında kalıyor ise ithalatçılar ilave kazançlar elde ederler. Eğer içerdeki enflasyon oranı % 30 ve döviz kurundaki artış oranı % 20 olarak ortaya çıkmış ise ithalatçı satış fiyatını enflasyon oranı kadar yani % 30 oranında artırabilir. Maliyetleri % 20 oranında arttığı için % 10 oranında ilave kar elde etme imkanına kavuşur.

Buradan çıkan sonuç, enflasyonist ortamlara ithalatçıların rahatlıkla uyum sağlayabildikleri ve enflasyondan dolayı herhangi bir kayıplarının ortaya çıkmamasıdır.

İthalatçıların enflasyon karşısındaki durumlarına ilişkin değerlendirme, ithalata dayalı tüm sanayiciler için de geçerlidir.

Demek ki enflasyon ihracatçıya zarar verirken ithalatçıları olumsuz yönde etkilemiyor, hatta bazı durumlarda ithalatçılar enflasyonist ortamlarda ilave karlar sağlıyorlar..

Bu değerlendirmeye göre enflasyon lobisi ithalatçılar ve ithalata dayalı sanayiciler olmaktadır. Merkez Bankası Başkanı'nın kastettiği enflasyon lobisi ihracatçılar olamaz. Zira enflasyon ihracatçılara her zaman zarar veriyor.

Ancak, ithalatçıların ve ithalata dayalı sanayicilerin Merkez Bankası'nın para ve kur politikalarını desteklediğini biliyoruz. Bu noktada sanki bir çelişki ortaya çıkmış gibi görünüyor.

Aslında çelişki falan yok. İşin esası şu: Türkiye'de hiç kimse enflasyon istemiyor. Bir başka ifade ile enflasyonla mücadele toplumun bütün kesimleri tarafından destekleniyor. Bizim de dahil olduğumuz bir kısım insanların itirazı, enflasyonla mücadelenin döviz kurunun aşağıya çekilerek, dövizin fiyatının düşürülerek ve TL'nin aşırı değerlenmesine yol açılarak yapılmasınadır. Aslında Merkez Bankası Başkanı kastedilenin ve eleştirilenin döviz kuru politikasını olduğunu çok iyi biliyor, ancak, konuyu çarptırıyor ve saptırıyor. Biz elmadan bahsediyoruz, Merkez Bankası Başkanı armuttan söz ediyor.

Döviz kurunun düşürülmesi yoluyla enflasyon oranının aşağıya çekilmeye çalışılmasının sakıncalarını önümüzdeki hafta değerlendireceğiz.

Gelelim ithalatçı ve ithalata dayanan sanayicilerin kur politikası yoluyla kazandıklarına. Döviz kurunun düşürülmesi kullanılarak enflasyonla mücadele politikasından en büyük kazanç sağlayan kesim ithalatçı ve ithalata dayalı sanayicilerdir.

Konuyu somut örnekle açıklayalım: Dolar kuru 1.600.000 iken 1 milyon dolarlık 6 ay vadeli mal ithal eden ithalatçının bu malları iç piyasada 6 ay vadeli ve TL üzerinden sattığını düşünelim. 6 aylık vadenin sonunda doların kurunun 1.450.000 TL'ye gerilediği kabul edelim.

İthalatçı, ithal tarihindeki kur 1.600.000 olduğu için maliyet ve kar hesabını doğal olarak bu kur üzerinden yapmıştır. Dolar kuru, ithal ettiği malın döviz cinsinden olan borcunu ödeme tarihinde 1.450.000 TL'ye gerilediği için ödeme ithalatçı TL cinsinden daha az ödeme yapacak ve ilave kazanç elde edecektir.

Keza, iç pazara satışta döviz kurunu 1.600.000 esas alarak satış fiyatını belirlediği için tahsil tarihinde dolar kurunun düşmesi nedeniyle kar marjı yükselecektir.

İşte bu nedenlerle ithalatçı ve ithalata dayalı sanayiciler Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele programını destekliyorlar. Tabi esas destekledikleri kur politikası. Enflasyonla mücadeleyi ise esas amaçlarını maskeleme amacıyla kullanıyorlar.


20 Kasım 2003
Perşembe
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED