AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İhracattaki artış hız mı kesiyor?

Eylül ayı dış ticaret rakamları ihracatın yavaşlama eğilimine girip-girmediği sorusunu gündeme getirmeye başladı.

Gerçekten yılın ilk 9 aylık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 30'un üzerindeki ihracattaki artış oranı Eylül ayında % 24'e gerilemiştir. Eylül ayındaki düşük artış oranı ilk 9 aydaki artış oranının ortalamasını da doğal olarak aşağıya çekmiştir. Ağustos sonu itibariyle % 31.2 olan ihracatın artış oranı Eylül sonu itibariyle % 30'a gerilemiştir.

Eylül ayında ihracattaki artış oranı, Ağustos ayına kadar ihracatta meydana gelen artış oranından % 22.7 oranında daha düşüktür. Bir başka ifade ile Ağustos ayına kadarki artış oranı Eylül ayında % 22.7 oranında azalmıştır.

Sadece bir aylık dış ticaret rakamlarından yola çıkarak genel ve bütün yıla teşmil edilecek bir değerlendirme yapmanın yanıltıcı olabileceğinin farkındayım. Eylül ayındaki dış ticaret rakamları arızi ve konjonktürel olarak da oluşmuş olabilir. Daha sağlıklı değerlendirme için bundan sonraki ayların izlenmesi gerekir.

Bu gerçeğe rağmen Eylül ayı dış ticaret rakamlarının ön uyarı niteliği taşıdığını düşünmemek mümkün değil.

DÜŞÜŞÜN NEDENİ

Hiç kuşkusuz ihracatta artış oranındaki düşüşün temel nedeni Merkez Bankası'nın hatalı kur politikasıdır. Döviz kurunu aşağıya çekerek veya çekilmesine göz yumarak kısa dönemde enflasyonla mücadelede başarılı olmak hevesi ihracatımızı olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır.

İhracatçının kurdaki düşüş nedeniyle ortaya çıkan rekabet dezavantajını, verimlilik artışı yoluyla kapatması gerektiğini savunanları ise, bilinçli değillerse, cehaletle suçlamak yerinde bir davranış olur. Döviz kuru ile dış ticaret rakamları arasındaki yakın ilişkiyi görmezden gelerek bilim dışı tezler ortaya atmak, problemin çözümüne hiçbir katkı sağlamaz.

Eğer, döviz kurundaki değişim makul kabul edilebilecek, örneğin % 5 ya da % 10 gibi, oranlarda ise bu oranların verimlilik artışı veya bir kısım kardan vazgeçmekle telafisi mümkün olabilir. Bu durumda ihracatta herhangi bir kayıp vermeden kurdaki dalgalanma ekonomi tarafından massedilebilir.

Ancak, döviz kurunda % 50'ye yakın bir oranda reel azalma söz konusu ise bu durumun verimlilik artışı veya başka bir yolla kapatılması mümkün değildir. Ekonomi biliminin temel ilkelerine terstir. Tarihin geride kalan bölümünde böyle bir olay kayda geçmemiştir.

KURDAKİ DÜŞÜŞ İHRACATA GECİKMEYLE YANSIYOR

Birileri, döviz kurundaki düşüşün Mayıs ayından itibaren başladığını, ihracatın artış hızının ise Eylül ayında yavaşladığını gerekçe göstererek kurdaki düşüş ile ihracatın artış oranındaki yavaşlama arasında kuvvetli bir ilişki olmadığını ve ihracatın artış oranının tamamen doğal nedenlerle hız kestiğini ileri sürebilir.

Kurdaki değişimlerin ihracat üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirli bir zaman sonra ortaya çıktığı bilinmektedir. Gerçekten, özellikle büyük boyutlu ihracat bağlantıları asgari 3-6 ay önceden sözleşmeye bağlanır. Kurda meydana gelen düşüş ihracatçı açısından maliyet yapısını zorlayacak bir noktaya gelmiş olsa dahi ihracatçı taahhüdünü yerine getirmek zorundadır. Aksi halde rahatsız edici tazminat rakamlarıyla karşı karşıya kalabilir.

Bu itibarla Mayıs ayında başlayan kurdaki düşüşün Eylül ve sonrasındaki aylarda yapılan ihracat miktarlarını etkilemesi son derece doğal ve mantıklıdır.

Aynı özellik, kurdaki yükselmenin ihracat üzerindeki olumlu etkisi için de geçerlidir. Yani kurun yükselmesiyle birlikte ihracat artışı hemen ortaya çıkmaz, 3-6 aylık bir gecikmeyle rakamlara yansımaya başlar.

Ekim ayında döviz kurundaki yükselmenin ihracattaki erezyonu ne ölçüde durduracağını önümüzdeki aylarda hep birlikte göreceğiz. Ancak, bugünden, söz konusu etkinin çok belirgin olmayacağını söylemek mümkündür. Diğer taraftan, artışa müteakip kurdaki düşüşün tekrar başlaması, kurdaki yükselmenin kalıcı olmayacağı şeklindeki beklentileri kuvvetlendireceğinden, ihracatçının harekete geçmesini engelleyecektir.

Hiç kuşkusuz madalyanın bir de ithalat ve cari işlemler dengesi boyutu bulunmaktadır. Bu konuyu bir sonraki yazımızda işleyeceğiz.

Terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'ta rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza şifa diliyorum.

Hepinizin bayramını tebrik ediyorum.


25 Kasım 2003
Salı
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED