Katar hükümeti, el-Cezire televizyonunun yönetim kadrosunda değişikliğe gidiyor. El Cezire televizyonunun yaptığı başarılı ve bağımsız haberlerden dolayı Amerika'nın yoğun baskısı altında olan Katar yönetimi, sonunda baskılara dayanayıp televizyonda değişikliğe gideceğini açıkladı. El Cezire televizyonunun İhvanu'ı Müslimin cemaatine mensup kişilerin etkisi altında olduğunu iddia eden Katar hükümeti, televizyonda bu cemaate mensup kişilerin tasfiyesine gideceğini kaydetti.

Katar ve Dubai'de yayımlanan gazetelerin haberlerine göre, İhvanu'ı Müslimin cemaatinin İslam dünyasında tanınmış simalarından olan İslam alimi Yusuf el-Kardavi'nin el-Cezire televizyonu üzerinde nüfuzunun büyük olduğu ileri sürüldü. Kararın, İspanya'da, El Kaide üyesi olduğu suçlamasıyla tutuklanan el-Cezire muhabiri Taysir Aluni'nin İhvanu'ı Müslimin cemaatin üyesi olmasının ortaya çıkmasıyla alındığı belirtildi.

Merkezi Katar'da olan el-Cezire televizyonunda savaş muhabiri olarak çalışan Aluni, Afganistan savaşı sırasında da Kabil'de görev yapan ve Taliban güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde çalışmasına izin verilen tek gazeteci olmuştu. ABD yönetiminin baskıları sonucu İspanya'da tatilde iken tutuklanan Aluni, doktorların sağlık durumuna ilişkin raporu üzerine, 6 bin euro kefaletle serbest bırakılmıştı. Arap insan hakları örgütleri, gazeteciler ve el-Cezire televizyonunda çalışan meslektaşları, Aluni'nin tutuklanmasını tepki göstermiş, bunu "basın özgürlüğüne saldırı" olarak nitelemişlerdi.

Baskıları Rumsfeld yapıyor

El Cezire'ye yönelik baskılardan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld sorumlu tutuluyor. Rumsfeld'in geçtiğimiz günlerde Katar hükümeti gönderdiği bir mesajda, el-Cezire televizyonunun etkisi olduğu belirtilen Yusuf el-Kardavi ve diğer İhvanu'ı Müslimin cemaati mensuplarının kanaldaki görevlerine son verilmesini istediği bildirildi.

Katar hükemetinin de, el-Cezire kanalı dolayısıyla Amerikan yönetiminden aldığı sert tepkilerden kurtulmak için, el-Cezire kanalından yapılacak aşama aşama değişimler ile İhvan'ın etkisine son vermeyi düşündüğü ifade edildi. Rumsfeld'nin el-Cezire ile birlikte diğer uluslararası yayın yapan Arap kanallarına da uyarı mesajı gönderdiği ortaya çıktı. El-Cezire televizyonlarında "Bila Hudud" programı sunucusu Ahmed Mansur ile Şeriat ve Hayat programı sonucusu Mahir Abdullah'ın İhvan üyesi olduğu belirtiliyor.

İstanbul saldırıları ve sansür

El Cezire, son zamanlarda ABD karşıtı yayınlarını artırmıştı. İstanbul'daki saldırılardan sonra El Cezire'de yapılan bazı programlarda, ABD'nin de el Kaide benzeri bir örgüt kurduğu idia edilmiş, birçok ülkedeki bombalı saldırılarla bu yeni örgütün ilişkisi olabileceği ima edilmişti.

ABD'nin yönetiminin son aylarda aldığı kararlar ile Ortadoğu'daki stratejini değiştirdiği vurgulandı. Ortadoğu halklarını kurmaya çalıştığı alternetif meyda veya finanse ettiği medya aracığılıyla yönlendirme politikasının başarıszılığa uğradığını farkeden ABD yönetimini, yeni projesinin halkları etkileyen gazetelerin sesini kısmak olduğu belirtildi.

Arap kanallarına yaptığı baskılarda televizyonların siyasi söylemlerinin değiştirilmesi için isteyen Amerika'nın, Irak'ta, Afganistan'da ABD işgal ordusuna karşı savaşan direnişçilerin saldırılarının terörist saldırılar olarak tanımlanması ve bunların düzenledikleri saldırıların gelişi güzel olduğunu sivil ya da işgal askeri ayırımı yapmadığını vurgulanmasının istendiği kaydedildi.