|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AP'nin Türkiye rapor taslağı ümit vermiyor Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu, Türkiye Raporu'nu görüşüyor. Raporda, "Kemalist felsefenin, Türkiye'nin AB üyeliğine engel oluşturduğu" savunuluyor.
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu, Hollandalı Hıristiyan Demokrat grup üyesi Arie Oostlander'in hazırladığı yıllık Türkiye Raporu'nu ve karar tasarısını görüşmeye başladı. Türkiye karşıtı görüşleriyle tanınan Oostlander, bu yaklaşımını raporuna ve karar tasarısına da yansıtarak, "Kemalist felsefenin, Türkiye'nin AB üyeliğine engel oluşturduğunu" savundu. Tasarıda şu ifadeler yer buluyor: "Türk devletinin temel felsefesi olan Kemalizm, Türk devletinin bütünlüğüne yönelik ölçüsüz bir endişe kaynağı oluyor. Kemalizm, Türk kültürünün ve milliyetçiliğinin homojenliği üzerinde duruyor. Devletçilik, ordunun güçlü rolü, dine karşı çok katı bir tavır gibi yaklaşımlara öncelik veren Kemalizm felsefesi, Türkiye'nin AB'ye katılımına köstek oluşturuyor." TSK neden en güvenilir kurum Tasarıda, "Türk halkı, TSK'ya, Parlamento dahil birçok kurumdan daha fazla güveniyor. Bu, TSK'nın, Türkiye'nin çoğulcu demokrasiye doğru gelişmesini frenleyen bir rolü olduğunu gösteriyor" deniliyor. Tasarıda, sivil otoritenin güçlendirilmesi ile, "derin devlet" olarak nitelendirilen bürokrasi ve ordunun, AB ülkelerindeki şekillerini almaları gereğinden söz ediliyor. Yeni anayasa ihtiyacı Tasarıda, Türkiye'deki devlet yapısında "çok kökten değişiklikler yapılması gerektiği" öne sürülerek, "AB'nin siyasi değerlerinin, Yahudilik ve Hıristiyanlık kültürüne dayandığının, ancak bu değerlerin İslam ağırlıklı bir toplum tarafından da kabul edilebileceğinin ve savunulabileceği" belirtiliyor. "Türk hükümetinin, devlet reformunu başarmak için, köktendincilik ve bölücülük korkularını yenmesi gerektiği" savunulan tasarıda, Türkiye'nin milliyetçi ve laik yaklaşımlarının AB modeli ile uyumsuz olduğu ileri sürülüyor ve "Türkiye'de Kemalizm'i değil, demokratik Avrupa ilkelerini temel almış yeni bir Anayasa oluşturulması" gereğinden söz ediliyor. Tasarıda, MGK ve RTÜK gibi kurumların kaldırılması da isteniyor. Avrupa Parlamentosu'nun bu karar tasarısı, çeşitli değişiklik önergelerinin de görüşülmesinin ardından Genel Kurul'a gönderilecek. Avrupa Parlamentosu kararlarının hiçbir yaptırım gücü bulunmuyor. ANKARA: RAPOR OBJEKTİF DEĞİL
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Diriöz, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler, İnsan Hakları Komitesi Türkiye Raportörü Arie Oostlander tarafından hazırlanan rapor taslağının, "yapıcı ve yol gösterici olmaktan uzak" olduğunu belirtti. Raporların AB'ye katılım sürecinde kaydedilen ilerlemelere ilişkin bir durum tespiti yapılmasını amaçladığını, bu nedenle "her raporda yeni unsurların ortaya atılmamasının, sürecin devamlılığının sağlanması açısından önem arz ettiğini" kaydeden Diriöz, şöyle devam etti: "Oostlander tarafından kaleme alınan taslakta, Raportör Lamassoure tarafından hazırlanmış olan 25 Ekim 2001 tarihli bir önceki rapordan bu yana Kopenhag kriterlerine uyum yönünde ülkemiz tarafından kaydedilen somut ilerlemelerden ziyade, AB'nin temel değerlerini ağırlıklı olarak Musevi-Hıristiyan kültürü perspektifine oturttuğu bilinen Raportör Oostlander'in sübjektif değerlendirmelerine ağırlık verildiği görülmektedir. Rapor taslağı, bu şekliyle AB üyeliğine aday bir ülke olan Türkiye için yapıcı ve yol gösterici olmaktan uzaktır."
|
|
|
|
|
|
|