AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

D Ü N Y A

Avrasya Bloku ve Türkiye...

  • Osman Sönmez

    Yetmiş yıllık Sovyetler devrinin kapanmasının ardından, tökezleme dönemi yaşadıktan hemen sonra Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT)'nu kurmakla yeniden toparlanma aksiyonuna geçen Rusya, daha düne kadar pasif bir politika izliyordu. Batı karşısında kan kaybeden Rusya, buna rağmen Putin ile beraber yeniden trendini yükseltmeye ve daralan nüfûz alanını özellikle Amerika ve Avupa karşısında korumaya çalıştı.

    Aslına bakılırsa 1990 ve 1999 yılları arasında Rusya'nın kaoslar yaşamasını fırsat bilen ABD ve Avrupa ülkeleri, soğuk savaşsız bir ortamda kaynakları farklı bir şekilde ele geçirme ve yönetme politikaları izlediler. Yeltsin'i iki dönem iş başına getiren dış politikalar, ekonomik buhranlarla Ruslar'ı meşgul ederken, özellikle kaynakları olan Özbekistan, Azerbaycan ve Kazakistan ile yakınlaşma ve Rusya'nın varlığını hiçe sayma gibi bir politika izlediler.

    Bir bakıma Almanya'nın sıkı politik davranışları ve Amerika'dan farklı tutumu en azından Ruslar üzerinde etkili oldu. Baltık devletlerini, Litvanya, Estonya ve Letonya gibi ülkeleri BDT kapsamına aldırmadan Avrupa nüfûz alanına dahil etmeyi başardı Almanya. Bunun acısını sonradan hisseden Rus politikacılar, yanliş yaptıklarını o ülkeleri Avrupa'ya bırakmamak gerektiğini defaaten gündeme getirdiler.

    Çünkü, ekolojik olarak Rusya'nın toprak bütünlüğüne dahil olmayan Kaliningrad meselesi zaman zaman Ruslar'ı rahatsız etmiyor değil. Yaklaşık Marmara bölgesi kadar toprağı olan ve Rusya Federasyonu toprağı olan Kaliningrad, adeta Avrupa'nın yüreğine saplanmış bir hançer gibi duruyor. Dolayısıyla başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri Ruslar'a Kaliningrad'ı Litvanya'ya satmalarını bile önerdiler. Buna şiddetle karşı çıkan Putin'e değişik bir teklif götüren AB, Kaliningrad'a özel bir statü verilmesini ve Avrupa Birliğine dahil etmesini istediler.

    Ruslar ise bu teklife daha farklı bir yorum getirerek, mevcut şartlarda kayıtlı nüfus oranı baz alınarak, mevcut Rusya Federasyonu toprakları olarak Avrupa Birliği'ne dahil edilmesini istediler. Bu karşılıklı teklifler şu ana kadar hayat bulmadığı gibi, bundan sonra da olması zor görünüyor.

    Çünkü, son Irak savaşı, nüfuz ve bloklaşmanın önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Rusya her ne kadar Avrupa kanadını Kaliningrad ile kontrol etmeye çalışsa da, kendisi için nefes borusu olan Orta Asya'yı kaybetmeme gayreti içinde. Yeltsin'in pasif poılitikaları yüzünde meydanı Amerikalılar'a bırakan Rusya, kontrolu yeniden elegeçirmeye çalışıyor.

    Yeltsin'in sürpriz bir şekilde koltuğu bırakması ve Putin'i vekaleten atamasından sonra , Orta Asya ve Kafkasya politikalarını güçlendirmeye çalışan Rusya, ciddi merhaleler kaydetti. Putin'in ''Büyük Rusya'' hayalleri ve 21'inci yüzyıla yeniden damgasını vurma politikası, nüfüz çalışmalarına da hız kazandırıyor.

    Putin, öcelikle Rusya ile arsında soğukluk olan Ukrayna başta olmak üzere, Kafkaslarda Gürcistan, Azerbaycan, Orta Asya'da Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'a yeniden BDT'ye adeta bağlılık yemini yaptırdı. Hemen ardından mevcut petrol ve gaz kaynakları tekrar Rusya'nın kontrolüne aldı ve askeri üslerle ilgili protokoller imzalandı. Ancak, bu süre içinde istenilen noktalara gelinemedi.

    Irak savaşıyla beraber Rusya ikinci BDT hareketi başlattı. Ancak bu seferki hareket, ekonomik yapılardan çok askeri işbirliği konularını kapsıyordu. Geçtiğimiz hafta başında Putin'in koordinasyonunda bazı Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT)'na üye ülkeler Tacikistan'ın başkenti Duşambe'de biraraya geldi.

    Toplanan liderler, birçok konuyu ele almasına rağmen, Putin meseleyi Avrasya Ekonomik İşbirliği çerçevesinde askeri işbirliğine dayandırdı. Putin, Avrupa Güvenlik ve Savunma İşbirliği gibi bir ortak hareket belirlemek istiyor. Bir bakıma Amerika'nın kontrolündeki NATO gibi bir askeri güç kurmak istiyor. Putin'in Irak savaşının, askeri gücün ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardığını toplantıda defaaten gündeme getirdiği biliniyor.

    Putin bunu Avrasya Ekonomik Topluluğu bünyesinde oluşturmaya çalışıyor. Kazakistan'a destek vererek Orta Asya'yı kontrol ederken, Kafkaslar'ı da Ermenistan üzerinden yönetecek. Şu ana kadar Kazakistan'ın başını çektiği Avrasya Ekonomik İşbirliği'nin bundan böyle askeri ve siyasi kanadının da oluşturulacağına dair ilk adımlar atıldı.

    Bilindiği gibi Avrasya Ekonomik İşbirliğine üye ülkelerden biri de Türkiye. Duşambe toplantısına şimdilik Türkiye çağırılmazken, aslında Türkiye adına gelişmeleri Kazakistan takip etti. Sanırım önümüzdeki günlerde Türkiye'den bir heyetin Kazakistan'ı, bir heyetin de Rusya'yı ziyaret etmesi bekleniyor.

    Duşambe toplantısına, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Belarusya'yanın dışında gözlemci olarak şimdilik Ermenistan'ın katılmasına bir adım olarak bakılıyor. Önünü NATO'ya dönen Gürcistan ve Azerbaycan'ın şimdilik davet edilmemesinin, bundan böyle de çağrılmayacağı anlamına gelmediği vurgulandı. Ermenistan'ın, asıl üye olarak toplantıya çağrılmaması sebebinin ise, Türkiye ve Azerbaycan'ın tepkisini çekmemek olduğu öne sürüldü.

    Aslında Rusya ve Kazakistan'ın Avrasya Ekonomik İşbirliği'ni siyasi ve askeri işbirliğine götürmesi bölge açısından olumlu bir gelişme. Türkiye'nin NATO ve Avrupa Güvenlik İşbirli'ne rağmen gelişmelere nasıl yaklaşacağı ise henüz mechul. Ancak Türkiye'nin seyirci kalmaması gerektiğine inanıyoruz.

    Aksi takdirde, Türkiye biraz daha Orta Asya'dan uzaklaşacak.



  • 5 Mayıs 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED