|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Günlerdir, ABD savunma bakan yardımcısı Paul Wolfowitz'in Türkiye'ye yönelik suçlamalarını tartışıyoruz. Türkiye'nin ABD'ye gerektiği kadar destek vermediği için özür dilemesi gerektiği ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin (TSK) yeterince 'liderlik' gösteremediği sözleri bizim açımızdan gerçekten de tartışmaya değer... Ancak, Wolfowitz'in çıkışı, esas ABD için ciddi sorunlar içeriyor... Irak'a savaşla birlikte dünyanın dört bir tarafında konuşulan temel konuların başında 'demokrasi' kavramı geliyor. 'Demokrasi', bildiğimiz gibi, seçilmiş temsilcileri eliyle halkın kendini yönettiği sistemin adı. Demokratik ülkelerin deneyimi, sistemin, kendi yararına olduğu için halk tarafından istendiğine ve bazen uzun mücadeleler sonucu elde edildiğine işaret ediyor. Bugün tartışılanların başında, ABD tarafından Irak'ta yapılmak istendiği gibi, demokrasinin zorlama yoluyla benimsetilip benimsetilmeyeceği konusu geliyor... 'Devrim ihracı' bir zamanlar suçlama konusuydu; ABD, belki de Irak'a açtığı savaşla ilgili elinde bir tek o gerekçe kaldığı için, şimdi 'demokrasi ihracı' yöntemini sahiplenmiş görünüyor. Irak'ın da içinde yer aldığı Arap-İslâm Dünyası'nda, tıpkı bizdeki bazı çevrelerde de fark edildiği üzere, bu deneyime olumlu gözle bakanlar hiç de az değil. Şimdilik sesleri çok yüksek çıkmasa da, bir takım 'aydınlar', baskıcı rejimlerin gitmesi karşılığında yabancı güçlerin müdahalesine bile ses çıkartmayacak gözü karalıktalar. Yakından izlemeye çalıştığımız bir çok tartışmada, "ABD'nin bölgedeki varlığını ve demokrasi ihracı niyetini bir veri olarak kabul edelim" diye söze başlayanlar var. Saddam'ı ve Baas rejimini götüren rüzgârın, bölgedeki diğer baskıcı rejimler ile yöneticileri de yerinden etmesi beklentisinin Arap-İslâm Dünyası'nda yaygınlaştığı seziliyor. Wolfowitz'in Türkiye'ye dönük değerlendirmesi, özellikle TSK ile ilgili sözleri, Amerika'nın bölgeye gerçekten demokrasi getireceğine inananlar açısından bir çok sorunu içinde barındırdığı için önemli. TBMM'nin ikinci tezkereyi reddi, hangi açıdan bakarsanız bakın, demokratik süreç sonucu gerçekleşti. Hükümetin sunduğu ve çıkması için olağanüstü çabaladığı tezkere, özgür iradeleriyle hareket eden milletvekilleri engeline takıldı. Anayasanın yasama organına tanıdığı bir yetkiyi, milletvekilleri, hükümete devretmeye yanaşmadılar. Başka ülkelere -gerekirse zor da kullanarak- demokrasi ihracına kendinde hak gören ABD'nin, Türkiye'nin en yakın müttefiki olarak, sonucuna kızsa bile, bu 'demokratik' gelişmeyi hoşgörüyle karşılaması beklenirdi. Nitekim, Arap-İslâm Dünyası'nın kitle yayın organlarında çıkan değerlendirmelerde, sözlü tartışmalarda, olayın bu yönü, ABD'nin demokrasi konusunda 'samimi' olduğunun göstergesi olarak kullanılıyor... Paul Wolfowitz, hepimizi değişik sebeplerle öfkelendiren son çıkışıyla, ABD'yi demokrasi ihracı konusunda 'samimi' bulmaya hazır olanların dengesini sarsmış oldu. Demokrasi ile baskıcı rejimler arasındaki en keskin ayırım, yönetimin halkın iradesini yansıtıp yansıtmadığıdır. Halkın büyük çoğunluğunun savaşa karşı çıktığı bir ülkede, TBMM'nin ikinci tezkereyi kabul etmemesi, demokratik bir hakkın kullanımıdır. Demokrasiye saygısı bulunan herkesin, hiçbir baskı altında kalmaksızın kullanılan özgür iradenin ortaya çıkardığı sonuca itiraz etmemesi gerekir. İtiraz, hele, askere dönüp "Yeterince liderlik gösteremediniz" eleştirisi eşliğinde yapılıyorsa, itiraz edenin demokrasi iddiasını havada bırakır... İşin daha da garip yönü, Wolfowitz'in Türkiye'ye dönük değerlendirmesini, her şey olup bittikten ve ABD'nin Türkiye'nin askerî desteğine ihtiyacı kalmadığı anlaşıldıktan sonra yapmasıdır. Hiç değilse zevâhiri kurtarmak, 'demokrasi ihracı' konusuna hayırhah bakan safdilleri uyandırmamak için sessiz kalabilirdi Wolfowitz; ancak, 'samimi görünmeye çalışmak' gibi bir derdi bile olmadığını ortalığa döküverdi... ABD-Türkiye ilişkileri Türkiye'nin önemi yüzünden bozulmaz; ancak Wolfowitz gibiler konuştukça, ABD'nin Arap-İslâm Dünyası'ndaki cakası fena halde zedelenir... Öyle de oluyor zaten.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |