|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Savaşa gülünebilir de!
Bakırköy Belediye Tiyatroları'nda savaşa rağmen ve savaşa karşı sahnelenen iki absürd komedi, modern dünyanın anlamsız gerçeğini gözler önüne seriyor.
8 Mayıs'ta prömiyeri yapılan İki Kişilik Hırgür ve Cephede Piknik adlı oyunları, Bakırköy Belediye Tiyatroları'nın, tiyatronun toplumsal gerçekliğe tutulan iki yeni aynası. Edip Saner'in yönetmenliğinde perdeye aktarılan oyunlar, başarılı altı genç oyuncunun, etkileyici oyunculuklarıyla perdede yerini alıyor. Ha salgangoz, ha kaplumbağa İki Kişilik Hırgür, toplumsal ilişkilerin yok olduğu, bireyselliğin ikili ilişkileri dahi çıkmaza soktuğu bir dünyada, totaliter rejimin egemen olduğu bir zamanda, kirli, kırık-dökük, saray bozması dekor içinde bir çiftin gerilim dolu yemek sahneleriyle başlıyor. Sokağa bakan, camları kırık pencereden içeriye, çatışma sesleri arasında insan çığlıkları girmektedir. Yemeklerini yemeye çalışan çift ise bu hengamenin dışında, kendi dünyalarının içinde büyük ve hararetli bir tartışmanın içindedir; salyangoz ve kaplumbağanın farkları. Tartışma öyle alevlenir ki, birlikteliklerinden duydukları rahatsızlıkları aşağılamalar ve hakaretlerle süsleyerek sunarlar birbirlerine. Dışarıda ise insanlar ölmektedir. Tartışmanın en kızışmış noktasında, camdan içeri bir el bombası girer, kadın kendini öyle kaptırmıştır ki, girenin kaplumbağa olduğunu iddia eder ve ona göre kaplumbağa ile salyangoz aslında aynı yaratıklar olduğundan bu bir salyangozdur... İnsanların içinde yaşadıkları güvensiz, kararsız dünyaya karşı oluşturdukları bu bireysel kapalılığı, kuşkuların çevrelediği iç dramı, karşıt kavramların zengin imgeleminde hareketli bir zeminde görme imkanı veren oyunun yazarı Eugene Ionesco, Türkçe'ye kazandıran da Ülkü Tamer. Şemsiyeni aç bomba ıslatmasın! Fernano Arrabal'ın yazdığı ve çevirisini Sadun Altuna'nın yaptığı grotesk tarzdaki Cephede Piknik ise savaşın anlamsızlığını, anlamsız bir sahne ve olaylar dizisi olarak aktarıyor. Oyun bittiğinde tüm bu anlamsızlığın, anlamı kalıyor zihinlere. Cephede Piknik, cephede piknik yapacak kadar temiz yürekli insanların, anlamadıkları, nedenini dahi bilemedikleri bir savaşa istemdışı müdahil oluşlarını konu alıyor. Canlarını ortaya koyarak girdikleri mücadeleleri içinde tek bildikleri düşmanın kötü olduğu... Verilen mesaj ise insanların savaşta birbirlerini değil, düzenin kendilerini öldürdüğü. Cephede sıkılan bir askerin yanına, piknik yapmak üzere ailesi gelir. Şaşkınlığı henüz atlatamayan asker, bir düşman askerlerini esir alır. Esir askerle duygusal bir yakınlık kuran ve onu pikniğe davet eden aile, oğulları ile esirin arasındaki benzerlikleri tespitte gecikmez. Savaşın neden çıktığını bile bilmeyen bu gençleri, savaş karşı karşıya getirmiştir. Bir süre sonra tepelerine düşmeye başlayan bombalardan şemsiye ile korunurlar. Ama sonra, kaçınılmaz olarak sessizlik... HALE KAPLAN ÖZ
|
|
|
|
|
|
|
|