AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

D Ü N Y A

Ticari fırsatlar

  • Osman Sönmez

    Türk tekstili ve diğer ürünlerine yeniden gün doğdu. Türkiye Rus pazarında yeni bir fırsat daha yakaladı. Son zamanlarda Rusların yeniden Türk ürünlerine yönelmesi olumlu bir gelişme. Ancak bu olumlu gelişme 1998 yıından bu yana devam edegelen minimum taleplere yeniden getirebilir. Eğer tedbir alınmazsa.

    SARS virüsünün Uzak Doğu ülkelerini kasıp-kavurması ve yüzlerce insanın ölümüne sebep olması her ülkeyi olduğu gibi Rusya'yı da korkutuyor. Dolaysıyla Rus hükümeti de kendine göre tedbirler alıyor. Özellikle Çin ve Tayvan ile ilgili çalışmaları kontrol altına aldı. Oralardan gelen ürünlerin hızını yavaşlattı. Aynı oranda piyasadaki talebi düşürdü.

    Toptancıların yanısıra, tüketici de Uzak Doğu ülkelerine ait mallardan kaçınıyor. İnsani değerler açısından böyle bir felekatin olmasını istemeyiz. Ancak uluslararası ticari dengeler açısından Türk ihraç ürünleri için olumlu bir gelişme. Rus tüketicisi 1998 yılı öncesi gibi Türk ihraç ürünlerine yöneldi. Yine her tarafta Türk ihraç ürünlerini görmek mümkün. Özellikle tekstil ürünlerimiz pazarı adeta kontrol altına almış durumda.

    Tabii ki bu gelişmeler daha yeni. Ayrıca mevsim açısından da şanslı bir döneme girmiş olduk. Talebin yoğun olduğu bir ortamda pazar rekabetinin tek tabanca olarak Türk ürünlerine kalmış olmasının bir şans olarak değerlendirsek dahi, bunun geçici olduğunu unutmamamız lazım.

    Çünkü bir dönem, yani 1900'lü yıların başından 1998 yılına kadar eski doğu bloku ülkelerindeTürk ihraç ürünleri bir numarada koşuyordu. Öyle ki gayri resmi rakamlar Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin 13 milyar dolara çıktığını haber veriyordu. Bunun 3 milyar doları ithalat 10 milyar dolarıda ihracatan geldiği vurgulanıyordu. Türkiye adeta Laleli piyasasına çalışıyordu.

    O dönemler Türk ihraç ürünleri adeta Lale Devri'ni yaşıyordu. Ancak, plansız programsız hesaplar olmasından dolayı, Rusya başta olmak üzere Doğu Bloku ülkelerinin yeni pazarlar, daha kaliteli ve daha ucuz mallar bulacaklarını hesap etmemişti bizim ihracatcılarımız. Bunun yanısıra Merkez Bankası'nın kasasını tıklım tıklım yeşil yeşil dolarlarla dolduran hükğmetlerin de hesabı yoktu. Hükümete göre aman yeter ki para gelsin. Gerisi önemli değil.

    İşte bu mentalitenin ürününü 1998 yılında aldık. Öyle bir aldık ki zakkum ağacından beter oldu. 10 milyar dolar olan ihracatımız 1 milyar dolara kadar indi. Bu arada Laleli piyasası can çekişti. Binlerce yatırımcı battı. Ve o kadar da iş yeri kapandı. Derken, Türkiye 1999 kriziyle tanıştı.

    Sebebine gelince, sorumsuz hükümetler ve sorumsuz ihracatcıların yüzünden. Çünkü, ühracatcı kaliteli mal gösterip, kalitesiz ürün gönderdi. Peşin parayı aldı, bir kolu olan diğer kolu unutulan ürünler ihraç ett. Rus toptancısına büyük zararlar verdi. Ve Rus toptancısı, Türk malları yerine yeni pazarlar araştırdı buldu ve Uzak Doğu ülkelerini keşfetti. İhracatcı bunu yaparken sorumluluktan aciz hükümetler kalite kontrol standardı getirmedi ve sonuç böyle oldu.

    Şimdi ne yapmalı? Bence yeni bir fırsat doğdu. Özellikle hükümet, getireceği standartlarla ve kontrollerle 150 milyon nüfuslu Rusya'ya kaliteli malların girmesini sağlaması lazım. İhracatcıyı devamlı uyarması ve denetlemesi gerekir. Çünkü ikinci bir tarihi fırsat daha yakaladık.

    Hadi hayırlısı...



  • 19 Mayıs 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED