|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
'Dil'i gelenek üretir
İran Sinemasını konuşan sinema yazarları, kendi geleneklerinden beslenen İran sinemasının büyük bir atılım gerçekleştirirken, gelenekle bağını koparan Türk sinemasının bir dil oluşturamadığını savundular.
Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi'nde "Kurmaca Gerçek: Yeni İran Sineması" başlığıyla devam eden İran filmleri haftasında düzenlenen panelde konuşan İhsan Kabil, Tunca Arslan ve Faysal Soysal, İran sinemasının hayranlık değil, özgüvenle özgün dilini oluşturabildiğinde fikir birliğine vardılar. Tepebaşı'ndaki Turkcell Binası'nda düzenlenen toplantıda konuşmacılar, İran sinemasının yurtdışından etkilenmekle birlikte kendi gelenekselinden beslenen bir yapıya yöneldiğini ve bunun sonucunda kısa sürede sinemada kendi özgün dilini oluşturabildiğini ifade ettiler. Az sayıda sinemaseverlerin ilgi gösterdiği panelde ilk olarak söz alan Faysal Soysal, İran Sineması'nın sade anlatımına karşılık, aynı dönemde sinemayla ilişki kurmaya başlayan Türk sinemasının, ilk yıllarından itibaren kendi tarihini ve geleneğini reddetmesi sonucu dilini oluşturamadağını savundu. Özellikle 1950'lerde büyük atılım gerçekleştiren İran sinemasının 1979'daki İslam devrimi ile gerileyeceğini düşünenlerin yanıldığını ifade eden Soysal, bunu molla rejiminin kendisinden beklenmediği ölçüde sanata açık kapı bırakmasına bağladı. İranlı sinemacıların dayanışma ruhu üzerinde duran ve "Bir filme imza atan bir yönetmeni, başka bir filmde senorya yazarı ya da asistan olarak görebiliyoruz." diyen Tunca Arslan şöyle konuştu: İranlı sinemacılar birbirleri ile barışık oldukları gibi tarihleri ve gelenekleri ile de bir bütün olarak karşımıza çıkıyorlar. Halkına karşı duyarlı olmayı başaran İranlı sinemacılar, şiirsel bir dil tutturup önce kendi halkını sonra da tüm sinemaseverleri etkilemeyi başarabiliyorlar." Son olarak söz alan İhsan Kabil ise, İran'da sinemanın ciddi bir sektör olduğunu, halkın sinemayı ilgiyle takip ettiğini kaydetti. İranlı yönetmenlerin halkla içiçe olmakla birlikte, sanata ve kaliteye önem verdiğinin altını çizen Kabil, "İranlı yönetmenler için film yapmak, binlerce dolarlık bütçeye, yüzlerce oyuncuya ve büyük bir sete malolmuyor. İranlı yönetmen, bazen basit bir balık ve onu elde edebilmek için mücadele veren iki çocuktan yola çıkıp sıkı bir film çıkarabiliyor." diye konuştu. Panelin ardından K. Partovi'nin 'Balık' isimli filmi gösterildi. ÖMER ÇAKKAL
|
|
|
|
|
|
|
|