Hece dergisi, Türk dili ve edebiyatı adına son yıllarda şâhit olduğum en önemli/verimli 'dergicilik' hamlelerine imza atıyor ve doğrusu, hazırlayıp çıkardığı özel sayılarla olağanüstü bir performans sergileyerek, hem 'okur-yazar' çevrelerini şaşkınlığa uğratıyor hem de bu alanda büyük bir beğeni topluyor.

Bunun en son örneği, tam 944 sayfa tutan hacmi ve ağırlığıyla masamın üstünde: "Eleştiri özel sayısı" (Sayı: 77/78/79 Mayıs/Haziran/Temmuz 2003).

"Eleştiri" kavramının tüm boyutlarıyla ele alınıp işlendiği ve değerlendirildiği bu özel sayı, söylemek bile fazla, tam anlamıyla temel bir başvuru kaynağı olma özelliği arz ediyor.

Esasen bizde, "Eleştiri" ve "Eleştirmen" gibi kavramlar netamelidir. "Eleştiri nedir?" ve "Eleştirmen kimdir?" gibi soruların -hatta sorunların- cevabı, bana göre teorik düzey sığlığı ve donanımsızlık nedeniyle yeterince verilmiş ve dolayısıyla anlaşılmış değil. Bir tür olarak "Eleştiri"nin yüklemi, sınırları, bağlamı, özellikleri, içeriği, işlevi vs. konusunda, edebiyat dünyasında herhangi bir mutabakattan söz etmek, şu şartlar altında neredeyse imkânsız.. Böyle olunca da, eline kalem alanın başımıza "Eleştirmen" kesildiği ('Şair' kesilenler gibi tıpkı) ve aklına geldiği şekliyle esip gürleyişlerin "Eleştiri" sanıldığı sağlıksız, niteliksiz, dahası başı boş bir ortamın doğması kaçınılmaz görünüyor. Nitekim, hâlimiz bu!..

Umuyorum, Hece'nin sunduğu söz konusu çalışma, edebiyat/şiir dünyamız bakımından yepyeni anlayışların, algılamaların oluşmasına ve eleştiri konusunda sahih bir çizginin doğmasına vesile teşkil eder.

Eleştiri özel sayısı, Hece'nin bugüne kadar çıkardığı 5 adet özel sayıdan daha fazla sayfa sayısını haiz olmak bakımından dikkat çekici; zira, bu olgu, derginin 'özel sayı' hususunda büyük bir iştah ve verimlilik içinde olduğunu, dahası azim ve kararlılık, kapsayıcılık ve toparlayıcılık bakımından da hayli çaplı bir hamleyi benimseyip hayata geçirmek istediğini gösteriyor.

Bu bakımdan, Hece dergisi yönetimiyle, özel sayıya hizmeti geçenleri ve katkıda bulunanları kutlamak istiyorum.

Yeri gelmişken, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bazı akl-ı evveller, 'özel sayı' hazırlamanın sıradan, çok kolay, hemen hakkından gelinebilecek bir 'iş' olduğunu sanıyor ve bunu şurda-burda rahatlıkla dillendiriyorlar. Onlara göre, verirsin konuyla ilgili üç-beş kişiye yazı görevi, olur-biter; al sana özel sayı!.. Acaba öyle mi; o kadar basit, sıradan bir şey mi 'özel sayı' çıkarmak? Öyle olmadığını, 'özel sayı'yı ancak ciddîye alanlar ve zamana karşı yarışanlar bilir elbette.. Bol keseden atıp tutmak, kolay!..

Hayatlarında hiçbir 'ciddî' "özel sayı" projesine imza atmamış/atamamış olanlar, özel sayıları ve hazırlanışındaki emek gücünü, yaşanan o stresi hafife almaya devam ededursunlar.. 'Kolay olan', bu tür davranış biçimi zira..

Oysa, yapılanlar ortada ve hepimiz biliyoruz ki; güneş balçıkla sıvanmıyor.. 944 sayfalık bir çalışmayı elinin tersiyle itmek, kaale almamak, yok farzetmek akıl kârı olmasa gerek!.

Sözün özü; Hece'nin hazırladığı Eleştiri özel sayısı, 'şapka çıkartılacak' türden..

Ve ben sormak istiyorum: Hani şapkalarınız?..

Not: Hece dergisiyle her türlü irtibat için: Hece tel.: 0312-419 69 13; Hece fax: 0312-4196914; Hece internet: www.hecedergisi.com; Hece e-mail: hecedergi@yahoo.com

İHSAN DENİZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu