AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Devlet Kombassan'ı neden sevmez?

Yıllarca kendi ülkesinde, "sessiz ölüme mahkum edilen" Kombassan'ın "gurbette" çiçeklenen umutlarını görmek için Bükreş'teyiz. "Türkiye sevdası"yla yanan kendi çocuklarını bile derin acılara ve yalnızlıklara terkeden bir ülkenin sisler içindeki silüetini arkamızda bırakarak düştük yollara...

Sahte korkular adına, sanayide bazı renklerin vebalı ilan edilmesi yüzünden önü kesilen, umutları kuşatılan Haşim Bayram, Romanya'da özelleştirme çerçevesinde aldığı dev Rulman fabrikasıyla Barlad şehrine hayat veriyor.

Cemal Süreya'nın, "Gurbet yavrum, garba düşmektir gurbet" dizelerindeki gibi derin bir gurbeti yaşıyor Haşim Bayram... Kendi ülkesinde vurgun yemişliğin derin ıssızlığına rağmen Haşim Baynam, bıkmadan usanmadan sürekli Türkiye'nin kalkınmasına ilişkin yeni projeler mırıldanıyor. Bunun anlamı, tek kelimeyle Türkiye sevdasıdır...

Rulmenti Genel Müdürü Harun Adıgüzel, fabrikanın, özelleştirme öncesi 4 bin 893 olan çalışan sayısının bugün 3 bin 134'e indiğini bildirdi. Adıgüzel kişi başına 5 bin 324 dolar olan yıllık üretimin 12 bin 500 dolara çıktığını, verimliliğin arttığını ve fabrikanın kara geçtiğini anlatttı. Genel Müdür ayrıca cironun, 26 milyon 800 bin dolardan 40 milyon dolara yaklaştığını, ilk 5 yıl sonunda hedeflerinin 150 milyon dolar olduğunu söyledi.

Rulman fabrikasının dev tesislerinde 1100 santigrad dereceye kadar ısıtılıp akkor haline getirilen haddeler gibi, Haşim Hoca'nın umutları da kızgın tünellerden geçerek Türkiye sevdasına dönüşüyor. Şimdi onun tek umudu, burada hayallerini süsleyen böylesine dev bir kuruluşun, bir gün Türkiye topraklarında da çiçeklenip yeni hayallerle buluşması...

Gurbette büyük fabrikalar, büyük umutlar ne işe yarar ki, Türkiye sevdasıyla buluşmadıktan sonra... Çünkü şu anda Türkiye rulman üretimi açısından son derece sınırlı bir üretim kapasitesine sahip. Düşünebiliyor musunuz, koskoca Türkiye'de sadece 250 milyon dolarlık bir üretim yapılıyor.

Kol saatinden bilgisayara, otomobilden iş makinelerine, trenden çamaşır makinesine kadar her şey rulman ile hareket ediyor. Yani neredeyse dünya rulmanların üzerinde dönüyor. Ama Türkiye, bir türlü dünyanın dönüş hızına ayak uyduramıyor.

Türkiye'nin, ileri teknolojinin en önemli göstergelerinden birisi olan rulman teknolojisindeki fukaralığını iyi analiz ettiğimizde, siyasi ve ekonomik alandaki bilyelerimizin neden yeterince hızlı dönmediğini de sanıyorum daha iyi anlarız. Eğer siyaset ve yönetim modelleriniz sermayenin rengine takılıp henüz "ideolojiler çağı"nı aşamamışsa, yani çağdaş dünyanın değişim frekanslarını algılamakta güçlük çekiyorsa, dünyanın rulmanların üzerinde neden bu kadar hızlı döndüğünü de anlamakta güçlük çekecektir.

Geçtiğimiz Cuma günü Barlad'ta, Kombassan'ın özelleştirme yoluyla aldığı rulman fabrikasının 50. yıl kutlamaları yapıldı. Türk sermayesinin Romanya'daki başarısını biraz coşku, biraz da hüzünle yaşadık.

Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu kutlamalara bir mesaj gönderdi. Iliescu'nun gönderdiği mesajı da Başdanışmanı Gheorghe Zaman bizzat katılarak okudu. Cumhurbaşkanı Iliescu, fabrikanın 2002 yılında ciro ve satışlarının arttığını belirterek, yönetici ve çalışanları kutladı.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin yöneticilerinden hiçbiri bu kutlamalara katılmadı ve de mesaj göndermedi. Daha da trajik olanı, Bükreş'teki büyükelçimiz bile ortalarda gözükmedi. Yani devletimiz, Türk sermayesinin gurbetteki başarısından dolayı gururlanmadı.

Doğrusu insan merak ediyor, acaba bu devlet çalışan, üreten, dünya sermayesi içinde Türkiye'nin adını yükselten kendi çocuklarını neden sevmez?


19 Mayıs 2003
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED